İngilizce kelime öğren

Elderly people are not always resistant to change.
(Yaşlı insanlar her zaman değişime dirençli değildir.)
Why are you so resistant to change?

(Değişime niçin böyle dirençlisin?

They live in a remote area, inaccessible except by car.
(Uzak bir bölgede yaşıyorlar, araba haricinde ulaşılamaz.)

The human brain was thought to be inaccessible to experimental investigation.
(İnsan beyninin deneysel araştırmalar için ulaşılmaz olduğu düşünülürdü.)

He was accused of betraying his country during the war.

(Savaş sırasında ülkesine ihanet etmekten suçlandı.)
He promised never to betray her.
(Ona asla ihanet etmeyeceğine söz verdi.)

 They had to think of a trick to get past the guards.
(Korumaları geçmenin hilesini düşünmek zorundalar.)
He didn’t really lose his wallet-that’s just a trick.

(Cüzdanını gerçekten kaybetmedi -bu sadece hile/kandırma.)