Çok acı ve unutamadığım çocukluk anısı
Bizim köy,Konya’nın Bozkır İlçesi’ne bağlı Bademli köyü.12 yaşına kadar geçirdiğim çok özel ve güzel günlerdi.İlkokul öğretmenim Hasan Bayrak Öğretmenimi hiç unutmadım,onun sevğisi hala yüreğimin en derin yerinde.öğretmenime olan saygımdan, birde utancımdan ona hiç sarılamadım ama şimdi olsa doya doya sarılırdım.Onu çok seviyordum,bu sevgi onun bana gösterdiği sevği ve ilğisinden,şevkatinden kaynaklanıyordu.Hele beni tek koluyla tavana kaldırması yokmu hem çok hoşuma gider hemde çok utanırdım.Diğer çocuklar ksıkanırlardı beni,gerçi çoğuda akaraba çocuklarıydı.okuldan sonra herkes evine gider yemeklerini yer,akşam birimizin evinde toplanırız,kışın sobanın yanında minderlere oturup,yerlerde derslerimizi yapardık.Tabi ki kandil yada, daha sonra lüks olan gaz lambaları ışığında.O zamanlar evlerde en lüks haberleşme aracı yada vakit geçirmek için radyolar vardı.Can kulağıyla dinlerdik ve hep merak ederdik, bu aletin içine bu konuşan adamlar nasıl giriyor acaba diye.Bazen de cidi ciddi bu aleti parçalarsak içinden bu adamalar çıkarmı acaba diye düşünürdük,ama hiç parçalmayadık.Derslerden sonra bildiğimiz en güzel oyun çeki kapmaca idi.Annelerimizin eşarplarının ucunu düğüm yapar, karşılıklı iki gurp oluruz,avuçlarını açan karşı tarafın ellerine bu çeki ile vururduk,eğer karşı taraf çekiyi kaparsa, bu sefer,diğer tarafa vurmaya başlar..Annelerimiz sobanın üzerinde patlatılmış mısırları yada pişirilmiş hedikleri getirince oyuna son verirdik.Hele okula aşı yapmak için gelenleri görünce hepimiz iğne korkusundan kaçmaya çalışırdık.Hepimizin evlerinde süt olmasına rağmen, okulda verilen süt tozunu içmek için yarış yapardık.Bayram törenleri inanılmaz eğlenceli geçerdi,hepimize verilen göevleri en iyi şekilde yapmak için ugraşırdık.Hele yarışmalara diyecek yokdu,yoğurt yarışması en eğlencelisiydi.Bir sürü kapa yogurt konur eller bağlanır.yogurt kaplarının birinin içine ödül konurdu,hepimiz yoğurtları elleri bağlı bir şekilde yemeye çalışırdık,hepimizi yüzü gözü yoğurtla bulanır,birbirimize gülmekden yarışı sonlandırmakta zorlanırdık.Çuval yarışı da çok eğlenceli idi ,çuvalların içine girer koşu yarışması yapmak hem zor hemde çok eğlenceli olurdu.
Günlerden bir gün matematik dersindeyiz,öğretmenimiz geometriden,üçgen, kare, dikdörtgen nedir gösteriyor,hepimizi 3 er, beşer gruplara ayırdı dağılın dedi ve kimimiz tahtadan üçgen,kimimiz de kare yada dikdörtgen yapacakdık.bizde testere tahta bulmak için dayımın oğlunu evine gittik,bir eksiğimiz vardı, onuda muhtarın oğlu Cemal” bizde var” dedi ve bir arkadaşla almak için gittiler.Aradan 5 yada 10 dakika geçmedi ki, bir silah sesi duyduk, ses Muhtarın evinin ordan geliyordu.Koşduk hepimiz çok korkmuşduk.Kalabalık, bağırık, çağırık seslerinden bir şey anlayamamışdık. ama arkadaşlardan birine bir şey olmuşdu.Sonra Anladık ki Muhtarın tüfeği duvarda asılı duruyormuş, içide doluymuş,Ama Cemal boş olduğunu zannederek,arkadaşımız kemal’e nasıl kullanıldığını göstermek istemiş,derken eli tetiğe dokununca kemal’in ağzına gelmiş ve ağzı darmadağın olmuş arkadaşımızın.Ölmedi Allaha şükür Kemal ama bir daha konuşamadı. Bu olay bizi çok üzmüşdü,Öğretmenimizi de,Ayrıca Muhtarıda ama Muhtar da hatasını anlamışdı.Hele Cemal günlerce konuşmadı.Kemal’i her ziyaretimizde onun görüntüsünden hem çok korkardık hemde çok üzülürdük..Kemal ve Cemal de evlendiler çocukları oldu.Ama en hoşumuza giden ve bizi çok etkileyen şey de Kemal ve Cemal karşılaştıkları zaman birbirlerine bakarlar ve sıkıca sarılırlar.Cemal çocuk yaşda bilmeden yaptığı yanlışın burukluğunu ve ezikliğini hep yaşar ama” Cemalde ona affetdim seni istemiyerek oldu arkadaşım diye bakarak gözleriyle ona artık üzülme” der gibi bakar.
Bu hatıramızdan hep ders almışımdır.Hayatım boyunca da Silahdan nefret etmiş ve korkmuşumdur,yakınlarıma ve arkadaşlarıma hep anlatarak,çocuklarımıza dikkat etmemiz gerektiğini,tehlikeli aletleri onlardan uzak tutmaya gayret göstermemiz gerektiğinin, önemini anlatmaya çalışmışımdır.
Okumak isteyebilirsiniz
Kendini iyi hissetmek istermisin?