Aile İçi Sağlıklı İlişki Nasıl Olmalıdır? İletişimin önemi.
Aile içi iletişim hem kendi mutluluk ve huzurumuz için hemde yetiştirdiğimiz çocukların ilerki yaşamları için çok önemlidir.Aile içi yaşadığımız sıkıntıların tümü iletişimsizk ve nasl iletişim kuracağımızı bilememekten kaynaklanmaktadır.Aslında günümüzde en gerekli eğitim gençlerin evlenmeden önce iletişim kurmak ve bunun önemini anlatan bir eğitime tabi tutulması şarttır.Eskilerde Anne-Babalarımız zamanında bunun gerekliliği yoktu belki ne gördülerse öyle gitti,bir sorun olduğu zaman birbirlerini suçlayarak zamn geçti.ASLINDA ÖNEMLİ OLAN İLİŞKİLERDE SEN VEYA BEN HAKLIYIM DAVASI DEĞİLDİR.Önemli olan sorunu çözmek olmalıdır.İşte ister aile içi ilişkilerde ister günlük yaşamda birlikte olduğunuz kişilerle olan ilişkilerinizde iletişim çok önemlidir.
Çogumuz aile içi sıkıntılar yaşarız özellikle de çocuklarımız ergenlik dönemine girdiğinde ilişkiler darmadağın olur.Mutlaka çocuğunzun iyiliğini istiyorsunuzdur ama iletişimsizlik yada nasıl yaklaşacağınızı bilmemekten sorunlar yaşarsınız.İçinden çıkılamıyacak durumlar yaşarsınız.her türlü yolu denersiniz ama bir türlü başaramazsınız.İşte bu durum baştan beri nasıl iletişim kuracağımızı bilememekten kaynaklanıyor.Aynı durumları bizzat kendim yaşadım.Bir sürü kitap okudum,psikologlara gittim.Sizin anlayacağınız onu denedim,bunu denedim,anladımki baştan beri yaptığım hatalar var ve nasıl iletişim kuracağız onu bilmiyoruz.Anne ve baba olmak önemli ama iyi anne -baba olmak öğrenmekten geçiyor bunu anladım.İşte sayın Arzu Bıyıklıoğlunun aşağıdaki yazısı bu konu ile ilğili yani çocuklar ve biz nasıl olmalıyız,iletişimin önemini açıklıyor.Kensine bizi bilğilendirdiği için teşekkür ediyoruz.
AİLE İÇİNDE SAĞLIKLI İLİŞKİ NASL OLMALIDIR?
Aile yaşamı, bize ilk duygusal dersleri veren okuldur. Kendimizi nasıl göreceğimizi, başkalarının bizim isteklerimize ne şekilde tepki verebileceklerini, umutları, korkuları nasıl anlayıp ifade edebileceğimizi öğreniriz. Kendi değerimizi veya değersizliğimizi, hayata karşı olan güvenimizi veya güvensizliğimizi çok küçük yaşlarda aile içindeki iletişimden aldığımız derslerle oluştururuz.
Günümüzde pek çok aile çocukları ergen yaşa geldiklerinde aralarında bir iletişim eksikliği olduğunu farkederler. Ancak çoğu aile bunun çocuktan ya da dış faktörlerden kaynaklandığını düşünerek çözümü yanlış yerde arar. Oysa iletişim kurma şeklini ya da kuramamayı bebek yaştan itibaren aile öğretmiştir. Çocuklar da bu davranışın geri bildirimini büyüdükçe aileye vermektedir. Örneğin eleştirinin bir iletişim şekli olduğu ailede çocuklar suçlamayı, utandırılan ve yargılanan çocuklarda kendilerini suçlamayı öğrenirler. Olumlu davranışların dile getirildiği ailelerde ise çocuklar takdir etmeyi öğrenirler.
Evin dışında ne olursa olsun, okul, tv programları, arkadaşlar, bir Anne-Babanın sürekli ve tutarlı bir şekilde kullandığı nazik sözler ve diğer iletişim şekillerinin önüne geçemez. Ancak ailede zayıf, yetersiz , olumsuz bir iletişim varsa dış faktörler tabii ki öncelik kazanacaktır. Zaten aile de böyle bir durumu çok geç farkedecektir.
Günümüzde çok sık rastlanan bir örnek, anne-babanın yoğun iş hayatı veya stresli dönemlerinden dolayı, başta çocuğun bilgisayarla vakit geçirmesi ebeveyn tarafından bir avantaj olarak görülürken uzun vadede bilgisayar bağımlısı içine kapanık bir çocuk yaratılabilinmektedir. Olması gereken aile içi iletişimin yerini bilgisayar, zararlı alışkanlıkları olan bir arkadaş, öfke veya uyuşturucu alabilmektedir.
Çocuk ve aile arasında üç yönlü bir iletişim vardır.Duygusal, sözsel ve dokunsal iletişim. Bebek doğduğu andan itibaren bu üç iletişim şekline de açıktır. Özellikle duygusal ve fiziksel temaslar tahmin edilenden çok çocuğun duygusal kayıtlarına geçer. Çocuklarımızla fiziksel temasta bulunmak, okşamak, sarılmak, öpüşmek her zaman bizim doğal halimiz olmalııdır. Bunun için bir sebep aranmamalıdır. Beden dilimizin sevgiyive güveni ifade ediş şekli kullandığımız sözlü iletişimimizle de uyum içinde olmalıdır.
Anne-Babaların bilmeleri gereken şey, ağızlarını her açtıklarında farkında olarak veya olmayarak çocuklarına bir şey öğretiyor olduklarıdır. Çocuğun yanında birbirleriyle veye başka birileriyle, yüzyüze ya da telefonla konuşurken, dünyada olup bitenlerle ilgili yorumlar yaparken çocuk tüm sinyalleri almaktadır. Yani sürekli çocuk iletişimin içindedir.Ailenin kullandığı konuşma şekli ve inanç sistemleri çocuğun beyninde bilinç altında depolanır. En çok tekrarlananlar çocuklar tarafından bilinçsizce seçilir ve kullanılır.
Sadece ilgilenmiş gözükmek için sorulan sorular, söylenen sözler duygu yüklü olmadıkları için bir anlam ifade etmez ve bu da çocuklar tarafından gayet iyi bir şekilde algılanır. Bunu ifade edemese bile hissi yaşar ve tanır. Bu arada ebeveyn iletişim kurduğunu düşünerek kendini kandırır.İleriki dönemlerle bunun la bir sorun olarak yüzleşir çünkü çocuk aile ile iletişim kurmaktan kaçarak tepki verir.
Çocuklarımızla göz seviyesinde kontak kurarak, dokunarak, duygu yüklü kelimeler kullanarak konuşmak bizim doğal iletişim halimiz olmalı ki sağlıklı ilişkiler kurabilelim.Tabiki iletişim tek taraflı olmaz. Çocuğumuzu dinlemeyi de bilmeliyiz.Çoğu ebeveyn istediği cevapları almaya odaklanarak çocuklarının ne hissettiklerini ne anlatmaya çalıştıklarını farketmezler. Onları dinlerken içinde bulundukları duygusal durumu anlayarak, empati kurarak dinlemek için çaba harcamalıyız. Dinlenmediğini, anlaşılmadığını düşünen çocuklar iletişim kurmak yerine kaçmayı tercih eder. Çoğu zaman aile bu durumu çocuk kötü bir alışkanlık kazandığında ya da depresyona girdiğinde anlar. Çocukların iletişim kurmaktaki niyeti akıl almak ya da nasihat almak değildir. Anlaşılmak, desteklenmek ve her durumda sevildiğini bilmektir. Anlamanın ve sevginin en iyi ifade ediliş şeklide çocuğun duygusal durumu göz önüne alınarak onu yüzde yüz dinlemektir.
Unutmamalıyız ki diğer tararaftanda çocuklarımız bizim öğretmenlerimizdir. Aslında çocuklarımızla iyi iletişim kurmaya çalışıken kendimizi değiştiriyor, geliştiriyoruz. Bizi geliştirdikleri için onlara teşekkür etmeliyiz. Teşekkürler minik öğretmenler…
Sevgiyle kalın…
Arzu Bıyıklıoğlu
Arzu Bıyıklıoğlu’nun bütün yazılarını okuyorum bir aile bireyi bir anne olarak çok yararlanıyorum.Kendisini de üzerinde durduğu konular çok önemli konulardır.Evet gerçekten çocuklarımız bizlerin öğretmenleri onları yetiştirirken karşılaştığımız sorunlarda araştrımlarımız ve denemelerimizle iletişim kusurlaımızı ve doğruları öğreniyoruz.Kendimizi geliştiriyoruz ve kalıplaşmış alışkanlıklarımızı değiştiriyoruz.Biz anne-babaların en büyük mutlulugu çocuklarımızı sağlıklı ve mutlu görmek değilmidir? zaman hem kendi mutlulugumuz hemde onların mutlulugu için doğru iletişimi öğrenmek ve ona göre iletişim kurmak gerekiyor taaa bebekliğinden itibaren.
Herkese sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
Zeynep Selvi