Kanserle mücadelede antioksidan şart(Prof.Dr.Erkan Topuz)
C ve E vitaminleri kanser riskini azaltırken, tümör karşıtı etkiler sağlamaktadır. Selenyum ise enfeksiyonlara karşı en etkili silahlardan biridir.
Kimyasal bir madde olan antioksidanlar vücudumuz tarafından üretildiği gibi dışarıdan gıda yoluyla da alınır. Dışarıdan gıda yoluyla alınan en önemli antioksidanlar; betakaroten ve selenyum, C ve E vitaminleridir. C vitamini; antioksidan savunmasının ilk ve en etkili cephesidir. Öncelikli antioksidan ortakları ise E vitamini, selenyum ve betakarotendir. Bu antioksidanlar yağda çözünür, yani C vitamininden farklı türde hücrelerde işlev görürler. C vitamini aynı zamanda vücuttaki hasarlı E vitamininin bozulmasından da sorumludur. Yüksek miktarda C vitamini alımının lösemi, non-hodgkin lenfoma (lenfatik sistemde Hodgkin dışında kalan kanserler), mesane, meme, serviks (rahim ağzı), kolrektum (kolon ya da büyük bağırsak), özofagus (yemek borusu), akciğer, pankreas, prostat, tükürük bezleri ve mide kanserleri dahil hemen her kanser için riski azalttığı gösterilmiştir. Bu kanıtların çoğu, karotenler ve diğer kansere karşı koruyucu besinler açısından da zengin gıdalardan yüksek miktarda C vitamini alınmasına dayanmaktadır ama birkaç çalışmada C vitamininin tek başına etkileri de incelenmiştir.
E VİTAMİNİ BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİR
Alfa-tokoferol olarak da bilinen E vitamini ise vücuttaki en önemli yağda çözünen antioksidandır. E vitamininin savunması olmasa hücreler, özellikle de zarları ciddi hasarlarla karşı karşıya kalırdı. Araştırmalar; E vitamini alımının kansere karşı önemli koruma sağladığına işaret etmektedir. Bir düzineden fazla araştırma, düşük düzeyde E vitamininin bazı kanser türleri, özellikle kolon, prostat, meme ve akciğer kanseri riskinde artış ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Yüksek düzeyde E vitamini alımı ise bağışıklığı güçlendirici ve tümör karşıtı etkiler sağlamaktadır.
AZ MİKTARDA SELENYUM VÜCUT İÇİN YETERLİDİR
Nadir element olan selenyum; antioksidan enzim glutatiyon peroksidaz için zaruri bir antioksidandır. Bu enzim; E vitamini ve C vitamini ile birlikte hareket ederek, hücre zarında serbest radikal hasarını engeller. Selenyum, bağışıklık sisteminin tüm bileşenlerini destekler. Selenyum yetmezliğinde enfeksiyona direnç azalır çünkü akyuvarların ve timüsün istilacı bakteri ve virüslerle savaşma yeteneği bozulur. Ayrıca tüm kanser türlerilerin oluşmasına ve yayılmasına neden olabilir.
KANSER SAVAŞÇISI
Buna karşılık, selenyum desteği; bazı kanserlere özellikle akciğer, kolon, prostat, mide, özofagus ve karaciğer kanserine karşı koruma sağlamakta ve kansere bağlı ölümde yüzde 50 azalmaya neden olmaktadır. Selenyum desteği alan kişilerde lenfositlerin (bir tür akyuvar) tümör hücrelerini öldürme yeteneğinde yüzde 118 artış tespit edilmiştir. Ayrıca doğal öldürücü hücre aktivitesinde yüzde 82 artış görülmüştür. Selenyum değişik formlarda bulunmaktadır. Sodyum selenit gibi inorganik tuzlar daha az emilir ve biyolojik açıdan organik formlar kadar aktif değildir. Ancak insan vücudunun çok az miktarda selenyuma ihtiyacı vardır, aşırıya kaçmayın. Selenyum toksisitesinin belirtileri arasında depresyon, sinirlilik hali, ruhsal dengesizlik, bulantı ve kusma, nefes ve terde sarımsak kokusu ve uç olgularda saç ve tırnak kaybı yer alır
İLERİ YAŞ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
E vitamininin anti-kanser etkilerinden biri; bağışıklık sistemi üzerindedir. Yaş ilerledikçe bağışıklık işlevi zayıflar. Bu kısmen akyuvarların ve özellikle T hücresi olarak bilinen hücre zarındaki serbest radikal hasarı yığılmasına bağlıdır. T hücre işlevindeki yaşa bağlı bozukluk; kanser, artrir, otoimmün hastalıklar dahil birçok ileri yaş hastalığında rol oynar.
Kaynak:Sabah gazetesi