Huzurlu olmak istiyorsan,iyiliklerini esirgeme
Bilmiyorum siz ne düşünür ne hissedersiniz ama eğer birinin yüzünü güldüre biliyorsam,eğer birinin ihtiyacını giderebiliyorsam,eğer birinin acısına ortak olup,sızılarını birazcık dindirebiliyrosam,eğer birinin sıkıntısına ortak olup ona yardım edebiliyorsam o günüm mutlaka huzur dolu geçiyor.O gün kendimi daha coşkulu,daha mutlu hissediyor, daha çok iyilikler yapmak istiyorum.
Yaşamımın her anında dert dinleyen ve çözüm arayan biri olmaya çalışarak elimden geleni yapmak beni çok mutlu ediyor.Bazen iyilik olarak yaptığım şeyler karşısında karşı tarafın eğer istediği olmazsa ters tepki aldığım ve çok üzüldüğümde oluyor,ama vazgeçmiyorum asla.”Eşim çogu zaman bana kızar bu kadarı da olamz yeter sonunda üzülen sen oluyorsun” desede olsun deyip devam ediyorum.
Sizde mutlu ve huzurlu olmak isityorsanız hayatınızı iyiliklerle doldurarak huzur dolu bir yaşama adım atın.
Köşe yazarı Nazlı Ilıcak’ın “iyilik ve iç huzuru” yazısı bu konuyla ilğili düşüncelerinize katkıda bulunacak güzel bir yazı.
“Soğuk bir kış gcesinde eve dönerkenkaldırımın orta yerinde duran genç bir adama rastladım.Elektrik direğine sarılmıştı.yanından gelip geçenler,onun sarhoş olduğunu sölüyorlardı.Ama temiz pak giyinmişti,sarhoş bir hali de yoktu.yanına yaklaştım;dudaklarından iniltiye benzeyen tek bir kelime çıkabildi:“Hastayım.”
Kar iyice bastırmıştı.Önümüzden gelip geçen taksilerin hiçbiri durmuyordu.Nihayet tam ümidimim kesmişken,yaşlı bir şoforün kullandığı araba durakladı,hastamızı hemen bir hastaneye götürmemiz gerektiğini söyledim.Acilde nöbetci doktora başvurduk.Doktor bizi kutladı.”Bu genç adamı donmaktan kurtarmışsınız“dedi.İlk yardımlar yapıldı.meğer,ani bir şeker düşmesiyle komaya girmek üzereymiş.Biraz kendine gelince hastayı gene aynı taksiyle evine götürdük.karısı ve çocukları büyük b,r endişeyle beklemekteydi.Bize nasıl teşekkür edeceklerini şaşırdılar.Evden çıkınca şoföre borcumun ne olduğunu sordum.Baktım gözlerinden yaş akıtıyordu.Bana “Borçlu deği,l alacaklısın yavrum.Böyle bir iyiliğe beni ortak etmekle borcunu zaten ödemiştin.Ama belki 20 yıldır ağlamyı unutan benimgibi bir adama bazı duyguları hatırlattığın içinalacaklı duruma düştüm” dedi.Kucaklaşıp,helaleştikten sonra birbirimizden ayrıldık.Gecenin ayazını duymuyor ve evime yürüyerek gitmek istiyordum.Kim bilir…belki yolumun üzerinde yardımımı bekleyen bir insan daha bulabilirdim.
(Saim Güven’e teşekkürler) Nazlı Ilıcak (Sabah Gazetesi 29 ocak 2012)