Hifa Hatun
Peygamber efendimizin (s.a.v.) zamanında Hifa Hatun isminde bir sahabe annemiz vardı. Çok güzel olan bu sahabe hanım ile evlenebilmek için kimi sahabe kese kese altın yollar, kimi sahabe develer hediye ederdi. Ama Hifa Hatun hiç birini kabul etmezdi. Bir gün Hifa Hatun, Peygamber efendimize (s.a.v.);
” Ey Allah’ın Resulü bana öyle bir ibadet buyur ki Allah’ın rızasını kazanayım ” der.
Hifa Hatun Peygamber efendimizden (s.a.v.) namaz veya oruç gibi şeyler beklerken Peygamber efendimiz (s.a.v.);
” Bekâr insanın imanı yarımdır ey Hifa! Sen evlen ki imanın tamam olsun ” buyurur. Hifa Hatun;
” Ey Allah’ın Resulü ben yalnız Allah rızası için evlenirim. o zaman evleneceğim kişiyi de siz belirleyin ” der.
Orada bulunanlar merakla bakarak acaba Peygamber efendimiz (s.a.v.) kimi seçecek. Hifa Hatunla kimin evlenmesini isteyecek diye düşünürler. Peygamber (s.a.v.);
” Yarın sabah namazına ilk gelenle Hifa Hatunu evlendireceğim ” der.
Onunla evlenmek isteyenler ilk ben mescide gideceğim, hatta bazıları acaba uyumasam da sabah ilk ben mi gitsem diye içlerinden geçirirler. Öte yandan adı Suheyf olan bir sahabe de vardır. Bu sahabe parası olmadığı hatta başını sokacak bir evi bile olmadığı için hiç böyle bir niyete dahil olmaz. Suheyf (r.a.), nerede yemek bulursa orada yemek yer nerede uykusu gelse orada uyur, devamlı Allah-u Teala’ya ibadetle meşgul olurdu. Kendisini Hifa Hatuna asla layık görmezdi. Alah-u Teala’nın takdirine bakın ki Hifa Hatunla avlenme için niyetlenen her sahabe uykuda kalır. Mescide ilk gelen ise Suheyf (r.a.) olur. Namaz kılındıktan sonra Peygamber efendimiz (s.a.v.) Hifa Hatunu çağırtıp;
” Seni Suheyf ile evlendirmek istiyorum ” der ve Suheyf’e dönerek;
” Sen hanımına mehir olarak ne verebilirsin?” diye buyurur.
Suheyf (r.a.) her iki elini açıp;
” Ey Allah’ın Resulü benim bir şeyim yok ki ” diyecekken Hifa Hatun, Suheyf (r.a.) diğer sahabelerin içinde mahcup olmasın diye bir kese içerisinde altın vererek bunu mehiri olarak vermesini söyler. Daha sonra evlendikleri ilk gün Suheyf (r.a.), hanımı Hifa Hatuna der ki;
” Sen benimle sadece Allah (c.c.) rıs-zası için evlendin. Bu nedenle sen sabretmek, bende senin gibi Müslüman ve dinine sadık biriyle evlendiğim için şükretmek zorundayım. İyisi mi biz seninle bu ilk gecemizi ibadetle geçirelim ” der.
Sabaha kadar ibadet ederler, her secde de göz yaşı dökerler. Sabah olunca Suheyf (r.a.) mescide gider. Namazdan sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v.);
” Ey Suheyf, gece ne yaptığınızı sen mi anlatırsın, yoksa ben mi anlatayım?” buyurur. Suheyf (r.a.) ise;
” Allah ve Resulü daha iyi bilir ” der.
Resulullah (s.a.v.);
” Sizin gece ki halinizden dolayı Allah (c.c.) sizin tüm günahlarınızı affetti.” Der.
Bunun üzerine Suheyf (r.a.);
” Ey Allah Resulü, ne olur bana dua edin de ben bir daha günah işlemeden Allah (c.c.) benim ruhumu alsın ” der ve oracıkta ruhunu Rahman’a teslim eder. Bu olay üzerine sahabeler;
” Ey Allah’ın Resulü, gece onların hali nasıldı?” diye merakla sorarlar.
Peygamber (s.a.v.) buyururlar ki;
” Onlar bütün gecelerini Allah için ibadetle geçirdiler.”
Orada bulunanlar şaşırınca Efendimiz (s.a.v.);
” Size şaşıracağınız bir haber daha vereyim. Az önce Hifa Hatun da evde vefat etti ” der.
Okumak isteyebilirsiniz
Simitçi Ali