H.z Yusuf (a.s)’ın kuyuya atılınca duası ve “Cebrail a.s’ın ona öğrettiği “Kurtarıcı dua
Bu sözler şaka ile söylenmiş sözler değildi. Böylece kararları Hz. Yusuf’a tebliğ edilmişti. Derhal kollarından tutarak kuyuya sarkıttılar. Yusuf aleyhisselâm kardeşlerine, yaptıkları hareketin, babalarının sevgisini kazandırmayacağını belirtmesine rağmen dinlemediler ve dediler ki:
– Haydi Yusuf yolun açık olsun, güle güle… Bir daha bizimle babamızın arasına gireyim deme sakın! Ayrıca öldürmediğimiz için bize teşekkür borçlu olduğunu da hiç unutma sevgili kardeşimiz…
Bu sözlerle kuyuya bıraktılar. Kuyuda su vardı. Yusuf aleyhisselâm suyun içine düştü.
Bu sırada Yusuf aleyhisselâm şu duâyı okudu: “Ya şâhiden gayre gâibin ve ya karîben gayre baîdin ve ya gâliben gayre mağlûbin. Ic’al lî min emrî ferecen ve mahrecâ. ”
Ey gâib olmayan Şâhid! Ey uzak olmayan Karîb! Ey mağlûp olmayan Galip! Beni bu musibetten kurtar! Bunun için bana bir çıkış yolu nasip et!”
Bu esnada Allahü teâlâdan Cebrail aleyhisselâma; “Kuluma yetiş ey Cebrail!” hitabı geldi.
Cebrail aleyhisselâm derhal yetişerek onu boğulmaktan kurtardı ve onu, suyun içindeki bir kayanın üstüne oturttu. Sonra Yusuf aleyhisselâma Allahü teâlânın selâmını tebliğ etti ve “Sen kardeşlerine birgün bu yaptıklarını haber vereceksin!” dedi.
Ayrıca duâ etmesini, Allahü teâlâya yalvarmasını, Allahü Teâlâ’nın yapılan duâları kabul edeceğini söyledi. Şöyle duâ etmesini bildirdi:
“Allahümme ya kâşife külli kürbetin ve ya mûcibe külli da’vetin ve ya câbire külli kesîrin ve ya müyessire külli asîrin ve ya sâhibe külli garîbin ve ya mûnise külli vahîdin ve ya lâ ilâhe illâ ente es’elüke en’tec’ale lî ferecen, mahrecen ve en takzife hubbeke fî kalbî hatta lâ yekûne lî hemmün ve lâ zikru gayrike ve en tehfezanî ve terhamenî ya Erhamerrâhimîn “
Ey her belâyı kaldıran, her duâyı kabul eden, kırık kalbleri saran, iyileştiren, her güçlüğü kolaylaştıran, her garibin sahibi ve yalnızların teselli edicisi, ey kendisinden başka ilâh olmayan! Beni içinde bulunduğum sıkıntıdan kurtarmanı, onun için bana bir çıkış yolu nasip etmeni, muhabbetini kalbime koymanı, böylece benim için senden başka bir düşünce ve zikir olmamasını, her türlü musibetten muhafaza buyurmanı, bana merhametinle muamele etmeni isterim. Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allahım!”
Yusuf aleyhisselâm kuyuda Cebrail aleyhisselâmın öğrettiği duâyı edip, Allahü teâlâyı zikretmeye başladı. Allahü Teâlâ’nın isimlerini (Esmâ-i hüsnâyı) söyledi. Melekler Yusuf aleyhisselâmın zikrini duyup, çevresine toplandılar. Yusuf aleyhisselâmla yakınlık peyda ettiler. Bu sebeple Yusuf aleyhisselâm kuyuda yalnızlık çekmedi…..