Asr Süresi Önemi(Zamanın Boşa Geçirilmemesi için)Çok Önemli Süre

sponsor reklam

 

Asr Süresi  dünya ve ahiret hayatımız için,ömrümüzün ne kadar  önemli olduğunu,vaktimizin ne kadar değerli olduğunu anlatır.Vaktimizin  ne kadar hayırlı bir şekilde geçirirsek kazancımızın önemini anlatır.Dünya hayatından boşa geçirilen ömrün ne kadar ziyan olduğunu anlatır.
Bakın Tefsirinde ne anlatır okuyalım.
Sevgili dua kardeşlerim kendimiz ve tüm aile efradımız,ümmeti Muhammet için bu Süreyi her gün 7-21-41 veya daha fazla okuyalım.Ve sürenin manasını okuyarak üzerinde düşünelim.
Vaktini boşa geçiren,boş işler ile uğraşan sevdiklerimiz var ise bu süreyi,onun dünya hayatının değişmesi faydalı iş ve ameller ile uğraşması için her gün 7-21-41 veya daha fazla okuyalım ki oda dünya hayatının geçici olduğunu,bu dünyada ne iyi amel yaparsam her iki dünyam için kazançlı olurum desin ve  faydalı bir yaşama meyil etsin.

Asr Süresi;

images

وَالْعَصْرِ ﴿-1

إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ ﴿-2

إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ ﴿-3

Asr suresi meali :

Bismi’llâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm
1: Vel asr(asri).
2: İnnel insâne le fî husr(husrin).
3: İllellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve tevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabr(sabrı).

Asr suresi meali :
Esirgeyen ve bağışlayan Allah’n adıyla
1: Asra yemin olsun.
2: Muhakkak ki insan, gerçekten hüsrandadır.
3- Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.

Asr Süresi Tefsir

1. Asra yemîn olsun ki,

2. İnsan gerçekten ziyândadır.

3. Ancak iman edip sâlih ameller yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabretmeyi öğütleyenler müstesnâ!

Cenâb-ı Hak “asr”a yemin ederek, insanın büyük bir zarar ve ziyan içinde olduğunu haber verir. Buna göre “asr” ile “insanın ziyanı” arasında çok yakın bir münâsebetin olduğu anlaşılır.

اَلْعَصْرُ (asr) kelimesi;

  Mutlak zaman,

  İkindiden güneşin batmasına kadar olan zaman,

  Seksen veya yüz yıllık zaman, çağ,

  İnsan ömrü,

  Resûlullah (s.a.s.)’in yaşadığı asr-ı saadet gibi mânalara gelir.

Âyet-i kerîme için bu mânaların her biri geçerli olup, ona göre de bir tefsir yapılabilir. Ancak bunlar içinden “mutlak zaman” mânası tercih edildiği takdirde bu, diğer bütün mânaları da şümûlüne alır. Çünkü zaman insan ömrünün esasıdır. İnsan bütün işlerini zaman içinde yapar. Geçen her an insan ömrünü azaltır ve onu ölüme yaklaştırır. İnsan, kendisine tanınan zamanı değerlendirmesi için imtihan edilir. Onu değerlendirip değerlendirmemesine göre de bir netice elde eder.

Bu gerçeği şöyle bir misalle daha açık izah etmek mümkündür:

Bir imtihan sınıfında öğrencilere sorular verilmiştir. Zaman çok hızlı geçmektedir. Saatimizin durmadan akan saniye göstergesi, zamanın ne kadar hızlı geçtiğine dair yeterli bir fikir verebilir. Burada bir saniyelik zaman bile uzun bir süredir. İşte ömür dediğimiz sınırları belirli süre de bize dünyada bir fırsat olarak verilmiştir. Asıl sermayemizin çok hızlı geçen zaman olduğunu bir an önce farketmek zorundayız. Bu sebeple geçen zamana yemin edilmesinin mânası, hızla geçen zamanın, söz konusu dört özellikten yani “iman, sâlih amel, hakkı tavsiye ve sabrı öğütleme”den mahrum insanın dünyada ne işle meşgul olursa olsun hayatını boşa harcadığına ve zararda olduğuna şehâdet etmesidir. Kârlı çıkanlar ancak bu dört özelliği taşıyanlar ve bu dünyada ona göre davrananlar olacaktır. Bu, misâlin başında değindiğimiz üzere imtihan sınıfında kendisine belli bir süre tanınan öğrencinin, o süre içinde sorulara cevap vermek yerine başka işlerle uğraşması gibidir. Öğrenciye, yakınındaki saate işaret edilerek geçen zamanın zararına olduğu ve ziyana uğrayacağı belirtilir. Rabbimizin zamana yemin etmesi aslında bizim için böyle bir jesttir. Kârlı çıkacak öğrenciler ise, kendilerine tanınan zamanın her anını soruları cevaplamak için kullananlardır.

Fahreddin er-Râzî (r.h.) der ki:

“Buz satan birisi pazarda şöyle bağırıyordu:

«- Sermayesi eriyen bu şahsa merhamet edin!…»

Onun bu sözünü duyunca, «İşte bu söz Asr sûresinin mânasını izah etmektedir» dedim. Aslında insana verilen ömür güneşin altında bir buz gibi hızla erimektedir. Eğer bunu ziyan eder veya yanlış yere harcarsa insanın hüsranına sebep olur.” (Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXXII, 81)

Bilinmelidir ki, zamanı değerlendirmede ne kadar dikkatli olursa olsun insanın kendisini zarardan ve hüsrandan bütünüyle kurtarması mümkün değildir. Şöyle ki:

İnsanın sermayesi ömrüdür. Ömür ise her saniye, her nefes, her dakika, her saat harcanıp tükenmektedir. Her nefes geçtikçe bu nimetin sonu ve hesabı yaklaşmaktadır. Ömürden her geçen an, her harcanan nefes, ya bir iş için harcanır veya boşa geçer. Boşa geçtiyse bu elbette bir zarardır. Bir işe harcandıysa, o iş ya iyi ve güzel olan bir itaattir yahut kötü ve çirkin olan bir günahtır. Ya da ne iyi ne kötü; ikisi ortası mubâh olan bir iştir. Bir “mubah” ise, ona harcanan vaktin istikbâlde faydalı bir eseri kalmaması itibarıyla boşuna geçmiş gibidir. Bir “kötülük” ise zaten kesin bir zarardır. Eğer yapılan, “bir ibâdet ve itaat” ise, ona harcanan vakit içinde onu veya bir başka ibâdeti ondan daha güzel, daha mükemmel bir şekilde yapabilmek elbette mümkündür. Çünkü Allah Teâlâ’ya ihlas ve tevazu içinde kulluğun dereceleri sayısızdır. Zira Allah Teâlâ’nın yücelik mertebeleri ve mutlak güzellik tecellileri nihâyetsizdir. Bu sebeple insanın Allah’ı mârifeti ne kadar çok olursa korku ve muhabbeti de o nispette çok; Cenâb-ı Hakk’a olan itaat ve kulluğu da o nispette daha tamam ve mükemmel olur. O halde her nefeste daha güzelini yapamayıp, daha düşük seviyede kalmakta, zâhiren kâr gözükse bile, yine bir tür ziyan olduğu görülür. Bu itibarla insanın her an bir şekilde ziyan içinde olduğu ve kendini ziyandan tamamen kurtarmasının mümkün olmadığı anlaşılır.

Ancak insan, hüsrandan kurtuluşun yolu olarak gösterilen şu dört hususu ne kadar kâmil mânada yerine getirebilirse, o nispette zarar ve ziyandan kurtulma imkânı bulur:

Birincisi; iman etmek: Allah’a, âhirete, Kur’ân-ı Kerîm ve Peygamberimiz (s.a.s.)’in haber verdiği bütün esaslara kâmil mânada inanmak. Bunlar hakkında zerre kadar bir şüphe ve tereddüt taşımamak. Çünkü ancak böyle bir iman insanı, tüm kötülüklerden alıkor, onu  Allah ve Rasûlü’ne itaata, Kur’an ve sünnete uymaya sevk eder.

İkincisi; sâlih ameller yapmak: İbadet, muamelât ve ahlâkâ dair bütün güzel ve hayırlı işler amel-i sâlihtir. Dolayısıyla Allah Teâlâ’ya ibâdet sâlih amel olduğu gibi, muhtaçlara iyilik, yardım, İslâm’ı tebliğ, Allah yolunda cihad, zulme ve zâlimlere karşı mücadele etmek; hak, adâlet, doğruluk, emânet, iyilik ve takvâ üzerinde yardımlaşmak; helâl kazanmak; ailesine, akrabasına, komşularına ve topluma karşı vazifelerini yerine getirmek; insanlara faydalı olmak ve onlara güzel davranmak hep amel-i sâlihtir. Bu sebepledir ki İmam Şafi (r.h.) şöyle buyurur:

“Şâyet, bütün bir Kur’ân-ı Kerîm yerine sadece Asr sûresi indirilmiş olsaydı, bu bile yeterdi. Çünkü onda İslâm’ın bütün esaslarını bulmak müm­kündür…”

Hüsrandan kurtuluş için “iman ve sâlih amel”, her fertte olmalıdır. Ancak hüsrandan kurtulmak için bu iki esasa ilaveten lüzumlu iki esas daha belirtilir. Bunlar, iman edip sâlih amel işledikten sonra, mü’minlerin birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye etmeleridirr. Bunun iki hikmeti olabilir: Birincisi, iman edenler ve sâlih amel işleyenler bunu ferdî olarak yapmakla kalmamalı, aynı zamanda mü’min ve sâlih bir toplum meydana getirmelidirler. İkincisi, bu toplumu bozulmaktan koruyabilmek için her fert kendi mesuliyetini idrak etmelidir. Onun için toplumunun bütün üyelerine, birbirlerine hakkı ve sabrı telkin etmeleri farzdır:

Üçüncüsü; hakkı tavsiyeleşmek: “Hak” gerçek ve doğru demektir. Allah Teâlâ’nın güzel isimlerinden biridir. Hak, bâtılın zıddıdır. Genellikle şu iki mânada kullanılır: Birincisi, doğruya, adâlete uygun ve gerçek sözdür. İster dinî, ister dünyevî meseleler hakkında olsun aynıdır. İkincisi, insanın yerine getirmesi vacip olan haktır. Bu, Allah’ın hakkı, insanların hakkı veya nefsinin hakkı olabilir. “Hakkı tavsiye etme”nin mânası ise, mü’minlerden oluşan İslâm toplumunun, hakka karşı bâtılın yayılmasına seyirci kalmayacak kadar duyarlı olmasıdır. İslâm toplumunda ne zaman ve nerede bâtıl baş kaldırsa, hakkın yanında olanlar seslerini yükseltmelidirler. Toplumda her fert sadece kendisi hakkı, doğruluğu ve adâleti yerine getirmekle kalmamalı, aynı zamanda bunu başkalarına da tavsiye etmelidir. Zira bir toplumu ahlâkî düşüş, çözülme ve yok olmaktan korumak ancak bu yolla mümkün olabilir. Eğer fert ve cemiyette bu ruh kaybolmuşsa toplum hüsrandan kurtulamaz. Şahsî olarak hak üzerinde bulunanlar, toplumun bozulmasına seyirci kalırlarsa, neticede kendileri de hak üzere devam edemezler. Hüsrandan kurtulamazlar.

Kur’ân-ı Kerîm bunun câlib-i dikkat misallerini verir. Toplumlarında yaygın olan günah, kötülük, haksızlık ve zulümlerden birbirlerini menetmemeleri sebebiyle İsrâiloğulları Hz. Dâvûd ve Hz. İsa diliyle lanetlenmişlerdir. (bk. Mâide 5/78-79) Yine İsrâiloğullarından Cumartesi yasağını çiğneyerek balık tutmaya başlayanlar üzerine azap inmiş, hepsi cezaya çarptırılmış, bu azaptan sadece günahı önlemeye çalışanlar kurtulabilmiştir. (bk. A‘râf  7/163-166)

Cenâb-ı Hak bizleri şöyle ikaz buyurmaktadır:

“Öyle bir fitneden sakının ki, geldiği zaman içinizden sadece zulmedenlere dokunmaz, herkesi kuşatır. Yine bilin ki Allah’ın cezalandırması çok şiddetlidir.” (Enfâl 8/25)

Bu sebepledir ki iyilikleri emretmek ve kötülükleri yasaklamak ümmete farz kılınmış (bk. Âl-i İmrân  3/104); bu farızâyı yerine getiren bu ümmete, bunu devam ettirmeleri şartıyla “en hayırlı ümmet” denmiştir. (bk. Âl-i İmrân  110)

Dördüncüsü; sabrı tavsiyeleşmek: Birbirlerine hakkı tavsiyenin yanı sıra, mü’minlerin fert ve toplum olarak hüsrandan kurtulabilmeleri için, birbirlerine sabrı da telkin ve tavsiye etmeleri şart koşulmuştur. Onlar hak ve onu koruma uğrunda karşılaştıkları bütün zorluk, musibet, meşakkat, zarar ve mahrumiyetler karşısında birbirlerine sabırlı olmayı ve sebat göstermeyi telkin etmelidirler. Her fert, bu şartlara karşı sebat göstermesi için diğerine cesaret vermelidir. Çünkü zamanın fitneleri, dünyanın aldatması, nefislerin bâtıl temâyülleri, hüsrana uğrayanların çokluğu karşısında hayır yapmak, doğru söylemek, Hak yolunda gitmek mü’minleri bir çok acılar çekmeye, zorluklara katlanmaya, mücâdele etmeye mecbûr kılar. Bunları başarabilmek de bütünüyle sabırlı olmaya dayanmaktadır. Nitekim Lokmân (a.s.)’ın oğluna nasihati söz konusu edilerek şöyle buyrulur:

“Evlâdım! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır ve bu uğurda başına gelecek musîbetlere sabret. Çünkü bunlar azim ve kararlılık gerektiren mühim işlerdir.” (Lokmân 31/17)

Mü’minler, zamanlarını bu dört güzel amelle doldurdukları nispette hüsrandan kurtulacak ve kendilerine ebedî kurtuluşun yollarını aralayabileceklerdir. Hem fert hem de toplum olarak kötülüklerden uzaklaşıp Allah’ın rızâsı istikâmetinde mesafe alma imkânı bulacaklardır. Böylece insanlığı şefkat ve merhametle kucaklayacak, onlara hak ve adâlet tevzi edecek, her din, ırk ve milletten insanların İslâmla buluşmasına zemin hazırlayacak ve onları İslâm’ın ebedî huzur ikliminde buluşturacak mükemmel bir İslâm toplumu inşâ edebileceklerdir. Mehmed Âkif’in şu mısraları bu hakîkati ne güzel dile getiri:

Hâlık’ın nâ-mütenâhî adı var, en başı: Hak.

Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak!

Hani, Ashâb-ı Kirâm, ayrılalım derlerken,

Mutlaka Sûre-i ve’l-Asr’ı okurmuş, bu neden?

Çünkü meknûn o büyük sûrede esrâr-ı felâh;

Başta iman-ı hakiki geliyor, sonra salâh,

Sonra hak, sonra sebât, işte kuzum insanlık.

Dördü birleşti mi yoktur sana hüsrân artık.[1]

Şimdi de, böylece iman edip sâlih ameller işleyen, insanların iyiliği için çalışan, hakkı ve sabrı tavsiye eden mü’minlerle alay edip eğlenenlerin fecî akibetini ve uğrayacakları hüsranın şiddetini haber vermek üzere Hümeze sûresi geliyor:

[1] Nâ-mütenâhî: Sayısız. Meknûn: Saklı, gizli. Esrâr-ı felâh: Kurtuluşun sırları, yolları. İman-ı hakikî: Gerçek iman. Salat: Namaz. Hüsrân: Zarar, ziyan, kayıp.

 

 

 

 

 

 

sponsor reklam
Benzer konular
Yorumlar
sponsor reklam
Dualar

Dilek Duası, Hacet Duası, Sınav Duası gibi dualara da yer veriliyor

Esmaül Hüsna

Esmaül Hüsna mücizeleri ve ne zaman ne kadar Esmaül Hüsna okuyacağınıza dair bilgilere yer veriliyor

Hadis-i Şerifler

Peygamber efendimiz (sav) sözlü ifadelerine yer veriliyor

Şifalı bitkiler

Hastalıklara alternatif çözümler getiren mucizevi şifalı bitkilere yer veriliyor

Hastalık

Hastalığınıza tıbbi çözümler ile yaklaşan bilimsel bilgilere yer veriliyor

İslami bilgiler

İslam dininde neyin nasıl olduğunu ve neyi nasıl yapacağınıza dair bilgilere yer veriliyor

Seyyidet Nefise Hazretlerinin ruhuna Okunan Yasin (Hayırlı tüm dileklerin kabulü)

Hayırlı bir dileğinin kabulünü isteyen,Her hangi bir hacetinin kabulünü isteyen,Her hangi bir işinin hayır ile sonuçlanmasını isteyen. Her h...

Sürekli yorgunluk hissi ve olumsuz etkilerden arınmak için Dua tertibi

  Günlük yaşamında,sürekli yorgunluk hissi olan,bir şeyler yapamama durumundan ,bu olumsuz olan yaşamınızı düzeltmek,yaşam enerjinizi y...

Çalışma istemini artıran Önemli Esmalar(Dersler veya İş gibi)

Kendimiz,evlatlarımız ve diğer yakınlarımızda çalışma isteği yok ise.Bu dersler olabilir veya çalışma  yaşı gelmiş ve çalışmak zorunda olduğ...

Hıfz-ı İman Namazı(İmanı Koruma ve Kurtarma Namazı)

HIFZ-I İMAN (İMANI MUHAFAZA NAMAZI) SÜNNETTİR. “Bustânü’l-ârifîn” sahibinin, senedi (isnadı) ile Abdullâh ibni Ömer (Radıyallâhu Anhümâ)ya d...

Eşler arası kırgınlığın sona ermesi için Esmalar Ve Dua

Eşler arası kırgınlığın sona ermesi için barış olması için aşağıdaki esmalar ve duanın okunması,kırgınlığın sona ermesi için çok önemlidir.B...

Yaşam enerjisini kaybedenlerin “Yeniden kazanması için” Esmalar ve dua

Yaşam enerjisini kaybeden kimseler  yaşamaktan zevk almazlar,hiç bir şey yapmak istemezler.Üzerlerinde çok büyük bir yük olduğunu hissederle...

AMENTÜ DUASI VE FAZİLETLERİ

AMENTÜ DUASINI OKUMANIN FAYDALARI İmanını kuvvetlendirmek ve günahlardan arınmak için okunan Amentü duasının okunması için özel bir zamanı b...

Eşler arası sadakat ve Güveni artırmak için Esmalar ve Süreler

Evlilik ve  diğer ilişkilerde sadakat ve güven çok önemlidir.İlişkilerin iyi olması sağlıklı olması için kişilerin bir birine güven duyması ...

Maddi ve Manevi Çok Zor Durumda Kalanlar için Esma Ve Âyet-i Kerim

Maddi ve manevi çok zor durumda kaldığımızda,Elimizdeki mal veya paraları bitip çok darda kaldığımızda aşağıdaki Esma ve Âyet-i kerimi okuma...

Uykuda korku ve Kabuslardan kurtulmak için Esma-Ayetler ve Dua

Gece uykusunda sürekli korkan ve korkutulmaktan kurtulmak,kabuslardan kurtulmak için önemli esma,Ayetler ve dua; Kendiniz veya  kimin için o...

esmaül Hüsna
İsminizin ebced değeri ..İsminize bakan esma nasıl bulunur?

Esmaül Hüsna’dan her biri başka bir isme bakar.Dolayısıyla siz de kendisiminize bakan esmayı tesbit edip her gün çıkan miktarı  okuyun...

Dua1
Bu duayı (41) defa okuyanın haceti kabul olur

“Ahmet Ziyâeddin Gümüşhânevi hazretleri buyuruyor ki: “Muyiddin-i  Arabî hazretlerine ait aşağıdaki duayı(41) defa okuyup haceti...

dua budur
Çok kıymetli bir dua her türlü istek için”Çok tesirli bir duadır”

Aşağıdaki Ayet-i  kerimenin  faydaları Hastalıkların tedavisinde. Dert ve sıkıntılardan kurtulmak. Hapisten kurtulmakta.  Borç ödemekte çok ...

fetih1
Her hangi Bir Dilek İçin Fetih Suresini Okumak( 7 günde 41 defa okuma usulü)

        Sıkıntılarınızdan kurtulmak,her hangi bir dileğinize kavuşmak için Fetih suresi çok makbul olan ve denenmiş bir ...

dua budur
Her türlü hacet için 7 gece Ayetel kürsi okumak

HER TÜRLÜ İSTEK ARZU VE HACET İÇİN OKUNACAK AYETEL KÜRSİ OKUMA  ŞEKLİ. HER KİM BU ÇALIŞMAYI 7 GECE ARALIKSIZ SAAT 23:00 İLE 06:00 ARASI OKUR...

dar
Çok kuvvetli ve makbul olan hacet duası

  Akşam namazını kıldıktan sonra (40) defa okunan aşağıdaki dua kabule şayan bir duadır.Çabuk kabul olması için,3 gün yada 7 gün arka a...

dar
Bekarlar için “evlilik duası”

Hayırlı bir evlilik yapmak isteyen bekar kardeşlerim cuma ezanı vakti (1062) kere “Ya Bais Celle Celalühü” ismi şerifini okuyup,...

şükür
Duaları kabul olanlar ve okudukları dualar

Sayfamızda üye olan kardeşlerimden zaman zaman paylaştıkları faydalandıkları duaların toplamı..Kendilerine payalaşımları için teşekkür ediyo...

dar
Sınavlarda Başarılı Olmak İçin Dualar(Nihat Hatipoğlu)

   DUA : “Bismillahirrahmanirrahim.Ya Hayyu,Ya Kayyum,Birahmetike estegisu” “Allahım! Hayy ve Kayyum isminle ve rahme...

İnşirah Suresi ve faziletleri(içi daralanlar,selamete çıkmak isteyenler,dileği olanlar)

İnşirah Suresi: Bismillahirrahmanirrahim. “Elem neşrahleke sadrak.Ve veda’na anke vizrak ellezi engada zahrak.Ve refa’na l...