Ahiret yolculuğu ve ebedi hayat
Alemlerin Rabbi Allahü Teala Hazretleri,Al-i İmran Suresi’nin 78’nci ayet-i kerimesinde mealaen şöyle buyurmuştur.
“Nerede olsanız,sağlam kaleler içinde de bulunsanız,yine ölüm sizi bulur….”
O halde; hiçbir surette ölümden kaçmak kutulmak mümkün değildir.
Ölümdeki İlahi Hikmet:
Cenab-ı hakk celle celalühü,Mülk suresi’nin 2’nci ayet-i kerimesinde mealen şöyle buyuruyor: “Allahü Teala,amelce hanginiz daha güzeldir diye,sizi imtihan etmek için hem ölümü,hem hayatı yarattı.Allahü Teala Aziz’dir,Ğafur’dur.”
Varoluş gayemizi de Zariyat suresi’nin 56’ncı ayet-, kerimesinde şöyle buyurmuştur: “Ben; cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler,diye yarattım.”
Şimdi aşağıdaki ayet-i kerime mealine bakalım ve düşünelim.
“Güldürende O’dur,ağlatan da O’dur.” (Necm suresi:ayet43-44)
“Allahü Teala’nın sana verdiği mal ve Ahiret Yırdunu(Cennet’i) iste,(servetini hayır yoluna harca).Dünayadan nasibini de unutma.Allahü Teala,sana ihsan ettiği gibi,sen de O’nun kullarına ihsan et.Yeryüzünde fesad arama; çünkü Allahü Teala,fesad çıkaranları sevmez.”(kassas süresi;ayet:77)
“Ey iman edenler! Allahü Teala’ya yürekten tevbe edin.Öyle tevbe edin ki;tevbeniz kendinize ve başkalarına öğüt verici,geçmişte yaptığınız hataları onarıcı olsun.Umulur ki,Rabb’iniz kötülüklerinizi örter ve sizi ağaçları altından ırmaklar akar Cennet’lere koyar….” (Tahrim suresi:Ayet:8)
Ölüm bir sonmudur?
Yukarıdaki ayet_i kerimelerde haber verildiği gibi,ölüm bir son değildir.Fani dünya’dan,Ebedi Alem’e intikal etmektir.Bunun için de Allahü Teala’nın “Yap” dediklerini harfiyen yapmaya; “Yapma” dediklerinden de kaçınmak gereklidir.Yani kulluk vazifesini eksiksiz ve kusursuz yapmaya çalışmak gerekir.
Öldükten sonra Berzah alemi:(Kabir hayatı)
İnsanın vefat etmesiyle,Haşr Günü arasında geçen hayata Berzah Alemi(Alem-i Berzah,Kabir Hayatı) denir.Bu hayatın var olduğu; Mü’minun süresi’nin 100-105’nci ayet-i kerimelerinde ve daha bir çok ayet-i kerimelerde buyurulmuştur.
Rasulullah (s.a.v) Efendimiz de şöyle buyurmuştur.” Kabir,cennet bahçelerinden bir bahçe,yahud Cehennem çukurlarından bir çukurdur.”
Kabir hayatında;cesedler çürümüş olduğundan,yalnız ruhlar vardır.Onun için, bu aleme Alem-i Ervah(Ruhlar Alemi) de denir.
Run allahü Teala Hazretleri’nin emir ve irade buyurduğu bir yerde Mahşer’e kadar kalır ve o günü bekler.
Bu Alem’de de; Dünya’da olduğu gibi,eza ve cefa,azab,ıkab vardır.Cismani hayatta olanlar,bu Rühani Hayata idrak edemezler.
Kabir Suali:
Kabrine defnedilen herkese Münker ve Nekir Aleyhisselam gelip, “Kabir suali” denilen soruları sorarlar.her kul,bu sorulara cevap vermek zorundadır.
Bu iki Melek ile iyi amelli mü’min arasında şu konuşma geçer:
– Rabb’in kimdir?(Men Rabbüke)
-Rabb’im Allahü Teala Hazretleri’dir.
-Peygamberin kimdir?(Ve men Nebiyyuke*)
-Peygamberim Muhammed Aleyhi’s -Selam’dır.
-Dinin nedir? (Ve ma dinüke?)
-Dinim,İslam Dini’dir.
Bu soru ve cevaplardan sonra,melekler kula hitaben;
-O halde yat! Gelin-güveyi uykusu gibi rahatça Kıyamet’e kadar uyu! Makam’ın cennetttir.”derler.
Allahü Teala Hazretleri korusun! Eğer bu sorulara cevab veremez isek Melekler şöyle der;
-Bilmemmişsin de,okumamışsın da!(La dereyte ve la teleyte)
Kabir hayatında;Mü’minlerin ruhlarının cennet bahçeleri gibi güzel yerlerde,tarif edilemez nimetler içinde olacakları,iman temeyenlerin ruhları ise hiç de hoş olmayan yerlerde azab olunacakları beyan edip,haber veren pek çok ayet-i kerime ve hadis-i şerif vardır.Bunları okuyup ibret almamız gerekmektedir.O zaman bizim kendi elimz değilmi cenneti ve cehennemi yaşamak?