Mutlu olmanın yollarından biri “Kendinizi sevmektir”
Bu da ne demek insan kendini sevmez mi? diyeceksiniz….Sevdiğinizi zannedersiniz ama gerçek anlamda kendinizi tanımak istemediğinizden,gerçek anlamda da sevmezsiniz.Bakın bu nasıl olurmuş ve nasıl kendimizi sevmek gerekirmiş….kendimizi sevmekle nasıl mutlu olurmuşuz.
Kendisine çok değer verdiğim ve kitaplarını severek okuduğum ve çok şey öğrendiğim değerli yazarımız “Öznur ÖZDOĞAN” bu konuyla ilğili kitabında şu sözlerle açıklıyor.
“Kendinizi şimdi sevin…Doğru zamanın gelmesini beklmeyin.”Kendinizden nefret etmek bir alışkanlığa dönüşmesin.Eğer kendinizden şimdi memnunsanız,kendinizi şimdi sevip onaylıyorsanız,yaşamınızda meydana gelecek iyiliklerin,o zaman tadına varabilirsiniz.kendinizi,olduğunuz gibi kabul edip sevmeyi öğrenirseniz,başklarını da oldukları gibi kabul edip sevmeye başlarsınız.
Diğer insanları biz değiştiremeyiz,öyleyse onları oldukları gibi kabul edelim.Başklarını değiştirmek için büyük bir enerji harcarsınz.Eğer o enerjinin yarısını kendimize harcarsak kendimizi değiştirebiliriz.Biz değişince,diğer insanlarda bize farklı davranmaya başlarlar.
Başka bir insan için hayatı öğrenemezsiniz.Herkes kendi özel dersini öğrenmelidir.Bütün yapacağınız kendinizi iyi tanımaktır.Bunun ilk adımıysa kendimizi sevmekle başlar.Böylece diğer insanların yıkıcı davranışlarının altında ezilip kalmazsınız.Eğer asla değişmeyi kabul etmeyen gerçekten olumsuz bir insanla birlikteyseniz,ondan uzaklaşmanın tek yolu kendinizi sevmektir.
Mahkumlara anlattığım,onları derinden etkileyen ve mektuplarında yakınlarıyla paylaştıkları “KUSURLARIMIZ” başlığını taşıyan aşağıdaki hikayeyi,sevgi gücümüzü büyütmemizde yaralı olacağına inandığım için burada da paylaşmak istiyorum” diyor Öznur Özdoğan.”
Verilen bu örneği çok dikkatli okumanızı öneririm.Çünkü kendinize çok pay çıkararak bundan sonraki hayatınız için önem taşıyacak deneyimler elde deceksiniz.
“Hindistan’da bir sucu,boynuna satığı bir sopanın ucunda taşıdığı iki kovayla su taşırmış.Kovalardan biri çatlakmış,Sağlam olan kova,her seferinde patronun evine uzanan yolu dolu olarak tamamlarken,çatlak kova, içine konan suyun sadece yarısını ulaştırabilirmiş.Bu durum iki yıl boyunca böyle devam etmiş.Sucu patronun evine sadece bir buçuk kova su götürebilmiş.Sağlam kova başarısından gurur duyarken,çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getirmekten dolayı utanç duyuyormuş.İki yılın sonunda çatlak kova sucuya seslenmiş: “kendimden utanıyorum ve senden özür dilemek istiyorum.” Sucu “neden” diye sormuş.”Niçin utanç duyuyorsun?” Kova cevap vermiş.” sen bu kadar çalşıyorsun ve benim kusurlarımdan dolayı emeklerinin karşılığını alamıyorsun.” Sucu şöyle demiş.”patronun evine dönerken yol kenarındaki çiçekleri fark etmeni istiyorum.” Gerçekten de tepeye tırmanırken,patikanın bir yanındaki yabani çiçekleri ısıtan güneşi görmüş,fakat yolun sonunda suyunun yarısını kaybetttiği için,yine kendisini kötü hissetmiş ve sucudan özür dilemiş.Sucu kovaya sormuş:” Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettinmi?”Bunun sebebi,benim senin kusurunu bimem ve ondan yararlanmamdır.Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın.İki yıldır,ben bu güzel çiçekleri toplayıp patronun masasını süsleyebildim.Sen böyle olmasaydın, o evinde böyle güzellikler yaşamayacaktı.”
Hepimizin kendimize has kusurlarıımız var.Aslında hepimiz bir bakıma çatlak kovalar değilmiyiz.yaradanımızın büyük planında hiç bir şey ziyan edilmez.O nedenle,kusurlarımızdan,eksik yanlarımızdan korkmayalım.Onları sahiplenelim.Kusurlarımızda gerçek gücümüzü bulursak,biz de güzelliklere sebeb oluruz.
Kendimizi ne kadar çok sevip,kendimize ne kadar çok güvenirsek,bu nitelikleri fazlasıyla kendimize çekeriz.gerçek korkuya kapıldığımızda,sinirlerimizde ya da endişelendiğimizde,kendimizden hoşnut olamdığımız zamanlarda yaşantımızda her şeyin ters gitmesi şaşırtıcı değil mi?. Sanki hiç sonu gelmeyecekmiş gibi,aksilikler birbirini kovalar.
kendimizi kurban gibi hissetmeye son vererek gücümüzü tekrar kazanırız.Sorunlarımızı ortadan kaldırmak için deneyimlerimizden ders almayı yürekten istemeliyiz.
Yaşam sürecinde maneviyatımıza güvenip evrenle bağlantı kurarsak,korkularımızı,öfkelerimizi geldikleri gibi hızla yok ederiz.Yaşamda her şeyin doğru zamanda olmasını sağlayan ilahi adalete güvenmeliyiz. Diyor Öznur Özdoğan
Burada en önemli mesele bence “SEVGİ” sevgiyi yaşamınızın bir parçası haline getirirseniz, mutluluk ve huzurla dolu bir yaşam elde edersiniz.Yaradanın size sunduğu en güzel nimetlerden biri olan “SEVGİ” yi önce kendinizi severek hissetmelisiniz.Şunu da asla yanlış anlmayın” kendini sevmek” bencillikle karıştırılmasın.
Tüm hayatınızın sevgiyle dolması dilleklerimle