Rızık-bolluk-İşsizlik-Evlilik-Sıkıntılar-Hastalıklara şifa Mucize Âyetler (41)defa)
HER DERDE DEVA MUCİZE ÂYETLER. HER GÜN 41 DEFA OKUYALIM
Cenab-ı Hazreti Fahri Alem Efendimizden şiddet ve belalar zamanında okuyarak selamete erişmemiz için hediye olunan aşağıdaki Âyetleri her gün(41) defa okumaya devam eden kimseler kısa zamanda içinde bulunduğu sıkıntıdan ve belalardan kurtulur.
Hiç akıl ve hayale gelmeyen yerlerden rızık ve nimetler gelir.Bolluğa kavuşur.Tedavisi mümkün olmayan hastalıkları varsa şifa bulur.Haksız yere hapse girmiş ise beraet eder hapisden çıkar.İşsiz iş bulur.Bekar ise evlenir.Borçlu ise borçlarından kurtulur.
وَبَشِّرِ الصَّابِرِينَ
الَّذِينَ إِذَا أَصَابَتْهُم مُّصِيبَةٌ قَالُواْ إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ
أُولَئِكَ عَلَيْهِمْ صَلَوَاتٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَرَحْمَةٌ وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُهْتَدُونَ
Bakara 155-156-157
ve beşşiris sâbirîn(sâbirîne).Ellezîne izâ esâbethum musîbetun, kâlû innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn(râciûne).Ulâike aleyhim salâvâtun min rabbihim ve rahmetun ve ulâike humul muhtedûn(muhtedûne).
Ve sabredenleri müjdele.
Onlar ki, kendilerine bir musîbet isabet ettiği zaman: “Biz muhakkak ki Allah içiniz (O’na ulaşmak ve teslim olmak için yaratıldık) ve muhakkak O’na döneceğiz (ulaşacağız).” derler.
İşte onlar (dünya hayatında Allah’a mutlaka döneceklerinden emin olanlar) ki Rab’lerinden salâvât ve rahmet onların üzerinedir. İşte onlar, onlar hidayete ermiş olanlardır.
Ali imran 173 ayet
الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُواْ لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَاناً وَقَالُواْ حَسْبُنَا اللّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ
Ellezine kale lehumun nasu innen nase kad cemeu lekum fahşevhum fe zadehum imana, ve kalu hasbunallahu ve ni’mel vekil.
“İnsanlar size karşı toplandılar, onlara derin saygı duyun.” diyenlerin sözleri, onların imanlarını daha da artırdı: “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.*” dediler.
Ali imran 174
فَانقَلَبُواْ بِنِعْمَةٍ مِّنَ اللّهِ وَفَضْلٍ لَّمْ يَمْسَسْهُمْ سُوءٌ وَاتَّبَعُواْ رِضْوَانَ اللّهِ وَاللّهُ ذُو فَضْلٍ عَظِيمٍ
Fenkalebu bi ni’metin minallahi ve fadlin lem yemseshum suun, vettebeu rıdvanallah, vallahu zu fadlin azim.
Ve Allah’tan gelen nimet ve lütufla kendilerine bir kötülük dokunmadan geri döndüler. Allah’ın rızasını kazandılar. Allah, Büyük Lütuf Sahibi’dir.
Enbiya 83 ayet
وَأَيُّوبَ إِذْ نَادَى رَبَّهُ أَنِّي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنتَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ
Ve eyyube iz nada rabbehu enni messeniyed durru ve ente erhamur rahimin.
Eyyub’u da an! Hani o: “Bana bir dert dokundu. Ve Sen, merhamet edenlerin en merhametlisisin.” diye Rabb’ine seslenmişti.
Enbiya süresi 84 ayet
Festecebna lehu fe keşefna ma bihi min durrin ve ateynahu ehlehu ve mislehum meahum rahmeten min ındina ve zikra lil abidin.
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهِ مِن ضُرٍّ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُم مَّعَهُمْ رَحْمَةً مِّنْ عِندِنَا وَذِكْرَى لِلْعَابِدِينَ
Biz de onun çağrısına karşılık verdik. Ve ondaki derdi yok ettik. Ve katımızdan bir rahmet ve kulluk edenlere bir öğüt olmak üzere, kendisine ehlini* ve onlarla birlikte bir mislini daha verdik.
Enbiya 87 ayet
وَذَا النُّونِ إِذْ ذَهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَنْ لَنْ نَقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَىٰ فِي الظُّلُمَاتِ أَنْ لَا إِلَٰهَ إِلَّا أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
Ve zen nuni iz zehebe müğadıben fe zanne el len nakdira aleyhi fe nada fiz zulümati el la ilahe illa ente sübhaneke innı küntü minez zalimın.
Zünnun (Balık Sahibi; Yunus) hakkında söylediğimizi de an. O, öfkelenerek giderken, kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı; fakat sonunda karanlıklar içinde: “Senden başka tanrı yoktur, Sen münezzehsin, doğrusu ben haksızlık edenlerdenim” diye seslenmişti.
Enbiya 88 Ayet
فَاسْتَجَبْنَا لَهُ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّ وَكَذَلِكَ نُنجِي الْمُؤْمِنِينَ
Festecebna lehu ve necceynahu minel gamm, ve kezalike nuncil mu’minin.
Bunun üzerine çağrısına karşılık verdik ve onu sıkıntıdan kurtardık. İşte inananları böyle kurtarırız.
Mü’min 44 Ayet
Feseteżkurûne mâ ekûlu lekum(c) ve ufevvidu emrî ila(A)llâh(i)(c) inna(A)llâhe basîrun bil’ibâd(i)
فَسَتَذْكُرُونَ مَٓا اَقُولُ لَكُمْۜ وَاُفَوِّضُ اَمْر۪ٓي اِلَى اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ بَص۪يرٌ بِالْعِبَادِ
“Size söylediğimi hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a bırakıyorum. Doğrusu Allah, kulları görür.”
Mü’min 45 ayet
Fe vekahullahu seyyiati ma mekeru ve haka bi ali fir’avne suul azab.
فَوَقَاهُ اللَّهُ سَيِّئَاتِ مَا مَكَرُوا وَحَاقَ بِآلِ فِرْعَوْنَ سُوءُ الْعَذَابِ
Allah, onu, onların hilelerinin kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini, azabın en kötüsü kuşattı.
Saffat süresi 180-181-182 ayetler
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَۚ ﴿١٨٠﴾
وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَل۪ينَۚ ﴿١٨١﴾
وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ
Subhâne rabbike rabbi-l’izzeti ‘ammâ yasifûn(e).Velhamdu li(A)llâhi rabbi-l’âlemîn(e)
Ve selâmun ‘alâ-lmurselîn(e)
Üstünlük ve Güç (izzet) sahibi olan Senin Rabbin, onların nitelendirdiklerinden (her türlü acizlikten ve va’adinden dönmekten elbette) Yücedir.
Gönderilmiş (bütün peygamber) lere selam olsun.
Ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun (ki her türlü hürmet, övgü ve teşekkür Ona mahsustur).
﴾180﴿ Mutlak izzet sahibi olan rabbin, onların yakıştırdığı nitelemelerden münezzehtir.
﴾181﴿ Bütün peygamberlere selâm olsun!
﴾182﴿ Ve âlemlerin rabbi olan Allah’a hamdolsun.
Okumak isteyebilirsiniz
Bol rızık ve servet sahibi olmak-Ummadığın derecede rızka nail olmak için Dualar