Mutluluk
İnsanın çabalarının vazgeçilmez hedefi mutluluktur. Elde etmek veya kendisinden uzak durmak, kurtulmak istediğimiz ne varsa bunlar karşısındaki tepkimizi mutluluk arzusu ve hedefi yönlendirir.
İnsan mutlu olmak için kendi kendine yeterli midir?
Hayır, insan tek başına ihtiyaçlarını karşılayamaz, varlığını sürdüremez; bu manada başkalarına muhtaçtır. Ama mutsuzluğun sebepleri arasında başkalarının olumsuz davranışları da vardır. Ayrıca bireyin aklı yanında güdüleri, duyguları, alışkanlıkları… vardır, bazen bunlar birbiriyle çatışır, çatışmayı anlık ve sürekli mutluluk lehine çözebilmek için aklın hakemliği ve irşadı da yeterli değildir; ötekiler aklı aşabilir, etkisini sıfırlayabilir. Sürekli mutluluk için bazen anlık zevk ve mutluluklardan vazgeçmek gerekir, akıl bunu emreder ama ötekilerin etkisiyle insan aklın buyruğunu dinlemez. Akla yardımcı olmak için din ve vicdan/ahlak da vardır, fakat bunların kitaplarda ve başkalarında var oluşu, sahip olmayanların mutluluğunu sağlamaz. Herkesin bunlara sahip olması için -bunların vazgeçilmez olduğuna inanılıyorsa- eğitim gereklidir; rejimlerin imkan ve niteliklerine göre devlet ve/veya özel kesimlerin din ve ahlak eğitimine yer vermeleri, özen göstermeleri zorunlu olur.
Bu dünyadan başka geleceği ve derdi olmayanların mutluluk hedefleri de bu dünya ile sınırlıdır. Dinle, aşkın bir varlıkla alışverişi olmayanların mutluluklarına “Allah, peygamber, ahiret, cennet, cemal (cennette Allah’ı görmek), rıdvân (cennette Allah’ın, kuluna -kendisinden- memnun ve hoşnut olduğunu söylemesi), bunların insana vereceği ölçüsüz ve benzersiz mutluluk beklentisi, cehennem, ateş, ceza ve bunların getireceği mutsuzluk korkusu” gibi unsurlar tesir etmez.
TIME dergisi son sayısında, mutluluk formülleri arayan ‘mutluluk bilimini kapak yapmış. ABD’nin bazı üniversitelerinde yapılan araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlar oldukça ilgi çekici:
Para, iyi eğitim, yüksek IQ ve gençlik gibi özelliklerin sanıldığı gibi mutluluk getirmediğini tespit eden araştırmacılar şunları tavsiye ediyorlar:
- Şükredin:
Başınıza gelen güzel şeyleri düşünün.
İslam’a göre şükür nimeti attırır, insan kendisinden daha iyi durumda olanlara baktığında bir de daha kötü durumda olanlara bakmalı ve haline şükretmelidir (Bu daha iyi olmak için çalışmaya engel değildir).
- Başkalarına iyilik yapın:
Başkalarına karşı yardımsever olmak hem kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak, hem de sizi başkalarının gözünde yüceltecektir.
İslam düşmanlara bile iyilik yaparak onların dostluğunu kazanmayı tavsiye ediyor. Dinimizde iyilik yapmanın saiki ise “başkalarının gözünde yücelmek” değil, Allah’ın rızasını kazanmak; yani iyi bir Müslüman olarak yaşamak oluyor.
- Hayatın tadını çıkarın:
Anlık zevkleri görmezden gelmeyin.
İslam’a göre dünya hayatı zindan veya ağlama vadisi değildir, dinin istediği “iki cihanda mutluluktur”. Bu dengeyi kurabilmek için de anlık zevkler ikiye ayrılmış, sürekli mutluluğa zarar verenler haram kılınmış, zarar vermeyenlerin yaşanması tavsiye edilmiştir.
- Akıl hocanıza teşekkür edin:
İslam aklı, ilmi, tavsiyeyi değerli buluyor, bunlardan yararlanmayı, akıl ve ilim verenlere saygı göstermeyi emrediyor. Ancak aklın tek başına yeterli olmadığını, asıl teşekkür (hamd,şükür) edilecek varlığın Allah olduğunu, O’nun Peygamber aracılığı ile yaptığı bilgilendirme ve irşadların ön planda tutulması gerektiğini vurguluyor.
- Affetmeyi öğrenin:
Allah, kendine ortak koşanları ve inanmayanları affetmiyor; zaten onların böyle bir talepleri de olmuyor. Bunun dışında dilerse -kendisini tanıyan ve inananların- bütün günahlarını affedebileceğini bildiriyor ve tövbenin önemini belirtiyor. Kullarına da affı birinci planda uygulamalarını tavsiye ediyor.
- Ailenize ve arkadaşlarınıza zaman ayırın:
İslam’da aile ile ilgilenmemek, akraba ile ilgiyi kesmek, Allah’ın da bunu yapanla rahmet ilgisini kesmesine sebep oluyor. Hz. Peygamber, kendi dostları bir yana, vefat etmiş eşinin dostlarına bile vefakâr davranıyor, izzet ve ikramda bulunuyor.
- Vücudunuza özen gösterin:
Peygamberimiz insanın üzerinde ne gibi haklar (ödevler) bulunduğunu açıklarken “Vücudunuzun da sizin üzerinizde hakkı vardır” buyuruyor. Vücut emanettir, o, emanet edenin iradesine uygun olarak korunacak ve kullanılacaktır.
- Zorluk ve stresle baş etmenin yollarını bulun:
Dini inançlar zorluklarla mücadele etmekte yardımcıdır.
Araştırmacılar nihayet dini inançların (herhalde pratikleri, ibadetleri vb. de bunun içinde görüyorlardır) önemine gelmiş bulunuyorlar. İslam’a göre dini inanç ve ibadetler, Allah’ın emir ve yasaklarına uygun bir hayat tarzı “iki cihan saadetinin” olmazsa olmaz şartıdır, asıl amilidir, temel yapıcısıdır. Din ve onun insanı zenginleştiren, onu diğer canlılardan ayıran boyutunu ortaya çıkaran ve bunu maddi boyutuna hakim kılarak insanı kemale erdiren iman ve çeşitli ibadetleri olmadan insanın hem dünyada hem de ebedi hayatta sürekli mutluluğu elde etmesi mümkün değildir.
Alıntıdır.