Baba ve Kız hikayesi (Nazlı Ilıcak) Keşke demeden önce iyi düşünün
Anne ve babalarımızın hakkı hiç ödenmez biliyorsunuz.Onları zaman zaman üzmüş,kalplerini kırmışızdır.İhmal etmişizdir.İlerki yaşlarımızda bizler de Anne-Baba olduğumuz zamna bunu daha iyi anlıyoruz.Benim sizlere anlatmak istediğim gerçek ise onları kaybetmeden onların gönlünü alın,onları memnun etmeye çalışın.Onları ansızın kaybedebilirsiniz o zaman keşekelr yaşamak size acı verecektir.İşta Sayın Nazlı Ilıcak’ın aşağıdaki hikayesi bunu size daha açık anlatacaktır.Buyrun birlikte okuyalım.
Yeni doğmuş kızını seyrederken… Baba: Ne kadar da güzel. Bu küçücük şey benim kızım mı?
- Bebek: Bu gözlerini benden hiç ayırmayan adam babam olsa gerek.
- 5 yaşında Baba: Prensesim benim, güzel kızım. Bahçeden koparıp getirdiğin çiçekleri kurutup bir kutuda saklıyorum.
- Kızı: Babam, niye annemle uyuyor?
Hep benimle uyusun; başkalarını sevmesin. O sadece bana ait.
- 10 yaşında Baba: Kızımla ne güzel vakit geçiriyoruz. O benim her şeyim.
- Kızı: Büyüyünce babam gibi bir erkekle evleneceğim.
- 15 yaşında Baba: Ne kadar da çabuk büyüdü. Eve de gittikçe geç kalmaya başladı. Sanırım daha otoriter olmalıyım.
- Kızı: Babam bana baskı uyguluyor. Ne zaman özgür olacağım?
- 20 yaşında Baba: Sözümü dinlemiyor. Benden giderek uzaklaşıyor. Evi de sürekli erkekler arıyor. Galiba kızım elden gidiyor.
- Kızı: Çocuk muamelesi görmekten bıktım artık!
- 30 yaşında Baba: Bir gün böyle olacağını biliyordum. İşte evleniyor. Prensesim beni terk ediyor.
- Kızı: Böyle bir günde bile o mutsuz ifadeyi takınmasının ne lüzumu var ki? Biliyorum, damadını bir türlü içine sindiremedi.
- 40 yaşında Baba: Küçükken bütün problemlerini benimle çözerdi. Şimdi beni çağın gerisinde buluyor.
- Kızı: Babam giderek çocuk gibi davranıyor. Sürekli bir şeylerden yakınıyor. Acaba hasta mı?
- 45 yaşında Baba: Kızım mutlu bir yuva kurdu. Bana torunlar verdi. Hayatta başarılı oldu; gözüm arkada gitmeyeceğim.
- Kızı: Babam için çok endişeleniyorum.
İlâçlarını da hep ihmal ediyor.
Onu kaybetmeye hazır değilim. Allah’ım onu benden alma!
- 50 yaşında Baba: Seni çok sevdim kızım. Hep mutlu ol.
İyi yaşa. Bunlar küçükken bana verdiğin çiçekler.
Onları sana emanet ediyorum.Ama büyüdükçe seni ihmal ettim.Şimdi kime danışacağım kim yardım edecek bana? Hep yanımda olduğunu hissettir, ne bileyim ben, arada sırada işaretler yolla meselâ. Ah babacığım! Sensiz nasıl yaşayacağım?
- Kızı: Seni çok özleyeceğim ve arayacağım babacığım. Keşke sana daha çok çiçek verebilseydim.
- 55 yaşında Kadın: Seni çok özledim babacığım… Keşke seni hiç üzmeseydim demeyeceğim, çünkü “keşke”lerin hiçbir şeyi değiştiremeyeceğini biliyorum. Seni kırdığım günler için pişman olduğumu bil olur mu? Dertleşeceğim, danışacağım kimsem kalmadı baba… Her şey bana seni hatırlatıyor. Kalbimde yaşıyorsun. Rahat uyu babacığım.