Kadınlar ve gözyaşı
Küçük bir erkek çocuk annesine sordu :“Niçin ağlıyorsun?” “Çünkü ben kadınım” diye cevapladı annesi.
“Anlamadım” dedi çocuk.
Annesi kucaklayıp “hiç bir zaman anlayamayacaksın ” dedi.
Babasına, “Baba annem niçin ağlıyor?” diye sordu.Babanın cevabı “Bütün kadınlar sebebsiz ağlayabilen yapıdadır”.oldu.
Küçük çocuk büyüdü,yetişkin adam oldu,hala kadınların niçin ağladıklarını keşfedemedi.Nihayet öldükten sonra cennete gittiğinde Allah’a sordu.
“Allah’ım” dedi “Kadınlar niçin bu kadar kolay ağlayabiliyorlar?”
Allah: “Ben kadınları özel yarattım.Tüm yaşamın ağırlıklarını taşıyabilecek kuvvette olmasına rağmen başakalarına teselli verecek kadar yumuşak omuzlar,doğumun acısınıa olduğu kadar,doğurdukları evlatların nankörlüğüne dayanabilecek iç kuvveti verdim.Başkalarının kuvveti kalmadığında devam edecek azmi,ailesinin hastalığında ,yorgunluğa pabuç bırakmıyacak kudreti verdim.Bu duygusallık her yaşta çocuklarının yaralarını sarmasına,sorunlarını dinleyip paylaşmalarına yardım ediyor.Kocalarını tüm kusurlarıyla sevmek kudretini verdim.Onlara iyi bir kocanın eşini asla incitmiyeceğini fakat bazen destek ve kuvvetini deneyecek davanışlarda bulunacağını anlayacak duyarlı bir zeka verdim.
Zayıflık olarak kadınlara bir gözyaşı verdim…Tamamen kendilerinin sahip oldukları ,ihtiyaçları olduğunda kullanmak üzere….İnsanlık için gözyaşı…
Allah kadınalara iyi ki gözyaşını vermiş;aslında zayıflık değil gözyaşı kadının gizli dostu ve onu en iyi anlayan arkadaşıdır.Gözlerinde yaşlar döküldükçe rahatlarsın,onunla paylaşırsın sıkıntılarını dertlerini onlar döküldükçe de rahatlarsın .Adeta uçup gider dertlerin ve sıkıntıların.
Allah ağlatmasın deriz…. ama bazende gözyaşı olmasaydı insan boğulurdu herhalde…..O zamn diyelim Allah’tan kaldıramıyacağımız dert ve sıkıntı vermsin bize…..
Kaynak:Yrd.Doç.Dr.kahraman Arslan
Hz. Ali, Sıffin savaşından dönerken kürkünü kaybetmişti. Aradan, bir müddet zaman geçtikten sonra kürkünü bir Hıristiyanın sırtında görerek, geri almak için kadıya şikâyet etti. Hz. ...
Büyük velilerden Beyazıd-ı Bestami hazretleri bir gün tımarhanenin önünden geçiyordu. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü görüp: — Ne yapıyorsun? diye sordu Hizmetçi: — Burası tımarhanedir ...
Harun Reşit ile Şakik-i Belhi Hazretleri sohbet ediyordu. Bir ara Şakik-i Belhi: ” Ey Halife! Farz et ki çölde kayboldun. Susuzluktan ölmek üzeresin. O sırada ...
Hicri 161 yıllarında yaşamış olan evliyatullahtan Ebu Haşim-i Sufi Hazretlerinin bir hayli kalabalık müridi vardı. toplanıp ibadet edecekleri bir yerleri yoktu. Bir gün bir hıristiyan ...
Baba-oğul,göl kenarına gelince,oltayı göle atıp otele geri döndüler.Bir saat sonra oltaya balık takılıp takılmadığını görmek için göle gittiklerinde ,dört beş balığın oltaya takıldığını gördüler.Çocuk,"Ben balıkların ...
