Neden “Hep evet diyoruz” Neden “Hayır diyemiyoruz”
Neden “evet ” diyoruz.Yaşantımız boyunca istemeden yada,birilerini kırmamak adına bizden bir şey istendiğinde düşünmeden,ayıp oalcak,yada karşımdaki insan bana kırılacak diye “evet” deriz.Hayır demeyi neden başaramıyoruz.Haıyr demek yetiştirlme biçimizden kaynaklanabilirmi acaba? “sonra seni sevmezler” “bencil olursun” gibi “hayır” demenin bedelini ödemek adına pek çok şeye “evet” deriz.
“Her günün sonunda,yapmak istediğim ama yapamadığım şeylerin verdiği doyumsuzluk ve mutsuzluğu yaşarım” diyorsunuz değilmi?
“Zamanımzıı nasıl harcadığımıiyice gözden geçirdikten sonra,günümüzün büyük bir bölümünü,kendimizin değil,başkalrının gereksinimlerini ve isteklerini ve isteklerini karşılayan etkinliklerle geçirdiğimizi göreceğiz.Bazılarımız bunlar için zamanımızın yüzde 80’nini,bazılarımız yüzde yüzünü harcar.
Yaşamımızın yönetimini başkalrının ele geçirmesine izin veriyoruz. “hayır” demek isterken “evet” deyiveriyoruz.Çünkü “evet ” demek daha kolaydır ve daha hoştur.”Hayır” demek çoğu zaman acı verir.İşte tam bu noktada başkalarını düşünmek evet güzel ve doğru bir davranış ama bu kendi hayatımızı ve gerksinimlerimizi yok sayacak derece olunca kendimize zarar veriyor.O zaman iyiylik adına yaptığımız etkinlikler bizi üzecek derceye geldiği için yaptığımız iyiylik de değerini kaybediyor.O zaman neden hayır diyemiyoruz? “Evet” demek yerine nasıl bir yol izlemeliyiz?
Hayır demektense “evet” demenin bazı nedenleri şunlardır.
- Onay alma ve başkalarını mutlu etme.
- Başkalarını incitme korkusu.
- Ceza yada kaybetme korkusu.
- Suçluluk.
h
Hayır demek istediğimiz zaman “evet” dememizin başlıca faktörü “şaşkınlıktır”.Çünkü hazırlıksız yakalanmışızdır.gereksinlerimizi göz önüne getirmeden “evet” deyivermişizdir.Bu yanıtımız çoğu zaman bizi kızıdırır ve karşımızdaki kişiye olumsuz duygular beslemize neden olur.
Bizden bir şey istenince hemen ve olumlu yanıt vermemiz gerekmez.Hiç düşünmeden “evet” yada “hayır” yerine şöyle diyebiliriz.
“Bir düşüneyim.Ben seni birkaç dakika sonra arayıp haber veririm.” Yada “evdekilerle konuşayım.Daha sonra haber veririm.”
İşte bu tür yanıtlar kendimizi baskı altında hissetmeden düşünüp karar vermemiz içinbize zaman kazandırır.Sora istenileni yapaya karar verince,bu kararımızın sorumlulugunu yükleniriz,kararımız bizi rahatsız etmez ve karşımızdaki kişiye karşıda olumsuz duygular beslemeyiz.
Mutlaka yardım etmeyi seven “iyi” bir kişi olaraktanınmayı istenmek doğaldır.Eğer başkalrı için kaygı gerçekse,bu kaygı isteklere yanıt vermemiz için güçlü bir motivasyondur.Bu arada kendi gereksinimizleri yerine getirmeye ,yaşamımıza anlam verecek kararlar almaya ve seçimler yapmaya hakkınız olduğunu da aklınızdan çıkarmamalısınız.Bağımlılık ve bağımsızlık arasında iyi bir denge kurmayı başarabilmeliyiz.Bu arada kendimize şu soruları soarabiliriz.
Gereksinimlerimi yerine getirebilmek ve amaçlarıma ulaşabilmek içinyaşamımı nasıl düzenlemeliyim?
Gereksinimlerimi karşılamak ve amaçlarıma ulaşmak için ne kadar zaman,enerji ve kaynak gerekiyor?
Başkaları için neler yapmak istiyorum?Şu and abaşkalrı için neler yapıyorum?
Zamanımın,elimdekilerin ve enerjimin ne kadarını başkalrının gerksinimlerini karşılamak için ayırmak istiyorum?
Başkaları için daha fazal bir şey yapmak istiyormuyum?
Burada değinmek istediğim diğer bir nokta “özveri” ve “İnsanın kendini ihmal etmesi” arasındaki farka da değinmek isityorum.
Özveri yaşantılarında verdiğimiz her şeyin arkasınd akendi imzamız vardır.Vermek bizi mutlu etmiştir.Beklentiler son derece düşüktür.Bu davranış ruh sağlığımızı destekler ve iyi gelir.
Kur’an-ı Kerim’de yaradanımız,özveri anlayışını destekleyen, ama insanında kendini ihmal etmeden iyilikler üretmesin açıklayan ayetler vardır.
Üstün Dökmen,bu anlayışı şiirinde şöyle anlatıyor.
“Yola çıkınca her sabah
Bulutlara selam ver.
Taşlara kuşlara,
Atlara otlara,
İnsanlara selam ver.
Sonra çıkarıp cebinden aynanı
Bir selam da kendine ver.
haıtırn kalmasın el günyanında
Bu dünyada sen de varsın!
Üleştir dostluğunu varlığa,
Bir kısmı senide sarsın.
Kaynak:Mutlulugu seçiyorum(Öznur Özdoğan)