EL-MUHYİ esması ve zikrinin faydaları
EL-MUHYİ;İhya edip dirilten,canlılara hayat veren.
Ebced değeri ve zikir saati:EL-MUHYİ isminin ebced değeri (68) adettir.Zikir saati Zühre, Günü Cuma’dır.
Özellikleri ve Bazı faydaları:
- EL-MUHYİ isiminin zikri ile gönülleri kazanmak ve teshir etmek mümkündür.
Bu ismin Hz.İsrafil(a.s) ve Hz.İsa (a.s)’in zikri olduğu söylenmektedir.Hz isa’nın ölüleri diriltme şeklinde bir mucizesi vardı.Bu isimde onun vird edindiği ve mucizesini Allah adına bu yolla gösterildiğinin delili idi. - her gün (68) kere okuyumaya devam kimse,mahpus ise bir vesile ile hapisten kurtulur ve isteğine kavuşur.
- Bu ismin vekfini yapıp üzerinde taşıyan ve her namazdan sonra /68) veya (340) defa okuyan kimsenin kalbinde iman ve irfan nuru parıldar.her tuttuğu işde başarılı olur.
- Kırk gün halvet ve rizayetle bu ismin zikrine devam eden kimseye birtakım ilahi tecelliler gelir ve tıbbın aciz kaldığı bir takım hastalıklardan iyileşmesine vesile olur.
Dua sayacı
EL-BERR;katından gelen bir iyilik ve lütufla,kullarına karşı şevkatli ve merhametli olan.mahlukata, hayırlar ulaştıran;kullarına karşı musamahakar, şevkatli,merhametli, cömert ve ikraı,ihsanı bol olan anlamlarına gelir. Ebced değeri ...
Bu ismi şerifin zikir günü Cumadır.Zikir adedi ise (68) dir.Hastalık için her olmak üzere 40 gün okunur. Bu ...
EL-BEDİ;Emsalsiz,benzersiz ve örneksiz olarak hayret verici alemleri yoktan icat edip yaratan,eser ve ihsnalarıyla her yerde ve her şeyde apacık görünen. Ebced değeri ve zikir saati:EL-BEDİ ...
EL-MUİYD;Mahlukatı hayattan sonra ölüme,öldükten sonrada tekrar hayata iade eden;öldüren ve dirilten. Ebced değeri ve zikir saati:EL-MUİYD isminin zikri (124) adettir.Zikir saati Utarit,günü Perşembedir. Özellikleri ve ...
ER-REŞİD:Bütün işlerini ezeli hikmetine göre neticeye ulaştıran;mahlukata maslahatlarını gösteren demektir. Ebced değeri ve zikir saati:ER-REŞİD isminin zikri (514) adettir.Zikir saati Güneş, günü Pazar'dır. Özellikleri ve ...
-
Adsız
Bahsedilen zikir vakitlerine göre bir düzenleme varmı acaba? Mesela Zühre vakti diyor ya , o vakitte okunacak esmalar listesi gibi diyorum.
-
Bahar
Hocam annemin sürekli trombositleri dusuyor bağışıklık sistemi saldırıyor. Kan veriyorlar yine düşüyor Onun için ne okunaliyim
-
Esin Mutluer
Hocam iyi günler oğlum 17 yaşında ve ciddi vesveseleri var ilaç yardımı alıyoruz ama bir fatdasını göremedik Allahın izniyle ne önerirsiniz
-
yonetici
Esin Mutluer
Allah şifa versin kardeşim aşağıdaki duaya devam edin
http://mutlulugunsifresi.com/vesvese-ve-takinti-hastaligi-icin-etkili-esmalar-ve-tesbihler.html
-
Derya asya
Hocam başkası adına soruyorum sacları döküldüğü için kellik problemi yaşıyan biri var ve bu nedenle evlenmiyor.. Çok çaresiz sac ekimi falanda olmuyor sacları çıkaran çıkmasına vesile olan bir esma bir dua varmıdır…Çok çaresiz ve mutsuz.
-
Cicek
Hocam oglumun parmak citlatma.gibi bı huyu var onu engellemek.icin ne yapabilirim hayirli evlat olmalari için ha go duayı okumam.gerekiyo
-
Sonay
Hocam merhaba 27 yaşındaki üvey oğlum ses teli kanseri oldu ona ne gibi bir Esma okuyabilirim ya Şafi ve Yasin okuyorum
Çok üzülüyorum öz annesi hasta olduğu halde bir kere gelip bakmadı
Buradaki arkadaşlarda acaba dua eder mi ?
Selamlar
-
yonetici
Sonay kardeşim Rabbim şifa versin acil inşallah
http://mutlulugunsifresi.com/hucurat-suresi-kanser-ve-tum-hastaliklarin-sifasi-icin.html
http://mutlulugunsifresi.com/kanser-hastaliginin-sifasi-icin-okuncak-esmalar.html
http://mutlulugunsifresi.com/kanser-hastaliginin-sifasi-icin-okunacak-salavat.html
-
Deryaa
Hayırlı günler hocam…
Bobrek yetmezliğine hangi esma ile sifa bulabiliriz..yardımcı olursanız sevinirim
-
Amine
Merhaba, ben esmaul husnaları çekerken dua edemiyorum. Genel olarak dua dillendiremiyorum. Hani Allahım şu şu derdime deva ver vs gibi. Şunun için ölüyorum ya da şu halime yardım et gibi. Esmalari okurken zihnimden geçiriyorum ama dillendirmeye kalktığımda kilitleniyorum adeta. Bunun için ne okumalıyım?
Bir de çok okumanin sakıncası yok değil mi? Birsuru esmaul husna okuyorum gün içinde.
-
yonetici
Amine kardeşim aslında esmalar önce rabbimizin rızası için ve o esma ile Allahı övmek için okunur. ve niyet edilirkendne önce senin rızan ve eğer hayırlı ise şu isteğim içn denebilir. dua sonunda mesel rezzak okudunuz.rabbim sen rezzaksın rızık sahibisini o geniş rızkından bende senden sitiyorum gibi dua edersin.illa fazla okursam daha çabuk duam kabul olur diye düşünmeyin ebced değeri veya okuyabildiğiniz kadar okuyun
-
Sevgi
September 29, 2020 at 10:00 pm
Hocam merhaba
Bir ricam var Konuşup anlaştığım adam başkalarının sözüne çok kanıyor
Eski çıktığı kadınlar hakkımda yalan dedikodu çıkarmışlar bütün köy hakkımda kötü konuşuyor
Arabamı çizmişler erkek arkadaşıma kızdım seni şikayet edeceğim dedim o beni polise şikayet etmiş
Suçum günahım yok mahkeme olur diye korkuyorum yalnız yaşıyorum
Benimle uğraşanların ıslahı için
Ya Evvel ya kahhar ya muahhir okuyorum
Günahı var mı ??
Bu insanlarin benimle ugrasmamasi ve adaletin yerini bulması için bir Esma önerirmisiniz
-
yonetici
sevgi kardeşim bu senin erkek arkadaşın sana dost değil ondan uzaklaş olurmu rabbim hayırlı dost ev arkadaşlar nasip etsin.Onları okuma kardeşim beddua iyi değil sen onların şerrinden bana zarar vermelerindan sana sığınıyorum ve onları sana havale ediyorum rabbim de. her gün 7 ayetel kürsi oku son ayeti olan vela yeuduhu hıfzıhuma ve hüvel aliyyül azim bunu 7 defa veya 70 defa oku her gün 100 ya hafiz c.c 161 ya mani c.c oku
-
Araştıran Müslüman
Hocam ben elimden geldiğince Esma zikirleri yapıyorum.Theta bilinçaltı teknikleri diye bir şeyle karşılaştım.Bu tekniklerden bir tanesi 55-5 adında bi teknik.Bu teknikte olmasi istenilen bir şey günün belli bir saatinde bir cümle halinde 55 kez 5gun boyunca yazılıyor bir not defterine.Mesela “an be an gelir kaynaklarimin artması beni mutlu ediyor” buna benzer ne istek varsa ona göre bir cümle uydurarak uygulaniyor. Aklıma takılan bu tekniğin İslam’a ters olup olmadığı,ben uygulamadim ancak büyük oranda olumlu sonuçlar alanlar var. Cevaplarsanız sevinirim,eğer caiz olmayan bir teknikse lütfen mail yoluyla cevap verin.Chnku caiz olmayan bir şeyi insanlar benim aracılığımla burda görsün istemem.Hayirli günler hocam
-
yonetici
Araştıran Müslüman sevgili kardeşim Yüce Rabbimiz açıkca bana dua edin beni anın bana esmalarımla dua edin buyurmuş illa şu teknik şu kalıp üzere illa şu gün diye bir şey yok lütfen esmaları özellikle manalarını bilin anlayın .kötü amaçla asla okumayın.Zaten öncelikle esmaları Yüce Allahı ve sıfatlarını anlamak onu tesbih etmek için okunur. Rabbim eğer hayırlı bir maksat ile okursan o esmayı sende de gösterir kardeşim etkisiniz zaten görürsün lütfen başka şeyleri karıştırmadan okuyun olurmu
-
Sonay
Hocam eşim öz kızına üvey çoçuk muamelesi yapıyor ve hiçbir masrafını karşılamıyor kendi çok zengin
Adamı düzeltmek ve kızına sahip çıkabilmesi için bir Esma önerirmisin lütfen
-
Sunay
Merhaba hocam sizden bir ricam olacak
Kızım ayrıldığım eşimle yaşıyor ve eşim evlendi kızımın madde manevi hiç bir isteğini yapmıyor ve üvey evlat muamelesi yapıyor
Kızım çok mutsuz varlık içinde yokluk yaşatıyor
Bu adam ve eşinin kızıma iyi davranmaları ve kızımın istegimi yerine getirmeleri için hangi Esma okumalıyım
-
Sunay
Merhaba hocam sizden bir ricam olacak
Kızım ayrıldığım eşimle yaşıyor ve eşim evlendi kızımın madde manevi hiç bir isteğini yapmıyor ve üvey evlat muamelesi yapıyor
Kızım çok mutsuz varlık içinde yokluk yaşatıyor
Bu adam ve eşinin kızıma iyi davranmaları ve kızımın istegimi yerine getirmeleri için hangi Esma okumalıyım
-
yonetici
esra 336 ya müavvir 731 ya halık 707 ya varis c.c 48 ya macid okunur. ayıca http://mutlulugunsifresi.com/cocugu-olmayanlar-icin-okunacak-ayet-i-kerimmeryem-suresi.html
-
Gülden
Bazı psikolojik problemlerim var. Bazen ruhsal manada hissizleşiyorum. Gönül gözümün açılması ve hem dünyayı hem Allah’ı sevmek için ne okuyabilirim. LÜTFEN YARDIM EDİN.
-
yonetici
her gün Ya Allah zikrine devam edin 302 ya basir c.c 62 ya batın c.c en az 100 la ilahe illallah istiğfar salavat okuyun
pskolojik rahatsızlıklar içinde
http://mutlulugunsifresi.com/psikolojik-sikintilar-icin-dua.html
-
Abdulhalim
Hayırlı günler hocam. Çok başarılı olmak için hatta kaybettiğimizi geri kazanabilmek için ne okuyalım.
-
ofke
Canim çok aciyor 1 yil boyunca emek harcadigim insan iyi gününde selam bile vermiyor.
Beni aramiyor sormuyor iyi gununde iyi gun insanlarinin yaninda kotu gununde kimsesi yoktu ben vardim
Ne okumaliyim bu vefasizligina karsi..
Bigun adalet yerini bulrmu insalah o yaptiklarini beddua etmyrm vicdan azabi cektgini gormek istiyorum ne okumaliym hocam
-
Hayriye
Hocam ben evli ve çocuklu bayanım evde huzurumuz kalmadı kocam benimle ilgilenmiyor iş yerindeki kadına ilgi suyuyor o da ona karşı çok ilgili bu kadın Nasıl ondan gidebilir
-
bade yılmaz
Asagıda ne demek istemis , izah eder misiniz lutfen..
ben cocugum olsun istiyorum tıbbi bir sorun gorunmemesine ragmen olmuyor.
hangi esmayı okumalıyım , Allah nasip ederse bu ay 5. kez tup bebek deneyecegiz..****Kırk gün halvet ve rizayetle bu ismin zikrine devam eden kimseye birtakım ilahi tecelliler gelir ve tıbbın aciz kaldığı bir takım hastalıklardan iyileşmesine vesile olur.***
-
FIRAT
Derslerimde çok başarılı olmak istiyorum sınıfımı geçmek istiyorum bunun için DUA varmı ALLAH RIZASI İÇİN .
-
Emir Barmaz
Futbolcu olmak çok istiyorum çok güzelde oynuyorum halı sahada büyükleri çalımlıyıp gol atıyorum futbolcu olmak için hangi duayı edebilirim.
-
yusuf coşkun
selamun aleyküm kardeşlerim ben 30 yaşındayım ellerinizden öper 2 oglum var biri 7 yaşında biri 6 yaşında 7 yaşındaki oglum bi trafik kazası geçirdi şimdi 15 gündür yogun bakımda hayat mücadelesi veriyor oglumun şifası için gene eski günlerdeki gibi olması için ne gibi bi dua okumam lazım lütfen bana yardımcı olun ben din konusunda çok çahilim şimdi bu çahilligimin cezasını çekiyorum bana yardımcı olun ALLAH rızası için
-
tugba
selamunaleyküm din kardeşlerim sizden bir yardım istiyorum benim nişanlım şuan cezaevinde ve 1 temmuzda mahkememiz var ne yapmalıyım hangi duayı okumalıyım bana yardımcı olurmusunuzz çok çaresizimm lütfen yardımlarınızı bekliyorumm hayırlı günlerr…
-
Sebahat
Merhaba sizi arkadasim icin aradim 3gelinlik yasta kizi hayirli bir kismet icin hangi dualar onerirsiniz ve acilmamis icin bu konuda bizi aydinlatirsaniz seviniriz cok cok tesekkurler
-
yonetici
Merhaba sabahat hanım Allah cümle kızlarımıza hayırlı kısmetler versin.canım cuma suresi evlilik için cuma günü 18 defa okunur.her gün” 489 defa Ya Fettah “okunur.
Ayrıca;
21 gün boyunca her gün 1 bardak suya 101 defa, ‘’Inna fetahna leke fethan mübina. Ve fütihatis semaü fekanet ebvaba’’
okunması ve bu suyun evlenmek isteyen kişinin içmesi tavsiye edilmiştir.– Cuma günü abdest alınıp 2 rekât tövbe namazı kılıp 18 defa Cuma suresi okunması hayırlı evlilik için tavsiye edilir.
– Evlenmek için her gün okuyabildiğiniz kadar şu duanın okunması tavsiye ediliyor, anlamına da dikkat ederseniz ne kadar
isabetli bir dua olduğunun farkına varırsınız.‘’Rabbi,,inni lime enzelte ileyyi min hayrin fakiru ‘’
Anlamı: Rabbim bana indireceğin her hayra muhtacım””Birde yine Cuma günü sela ile ezan arasında “1062 defa Ya Bais” okunur.
-
muhsin iyi
Hayat, Madde, Yeniden Diriliş, Allahın El-Hayy, El-Kayyûm, El-Muhyî Güzel İsimleri
Allah’ın (c.c.) varlığının delillerinden biri de yeryüzünde yaşamın olmasıdır. El- Hayy Allah’ın (c.c.) canlı olması anlamına gelmektedir. Canlı varlıklar yadsınmaz bir biçimde Allah’ın (c.c.) da canlı oluşuna işaret etmektedir.
Bilindiği üzere dünyada canlı varlıklar üç guruba ayrılır: Bitkiler, hayvanlar ve insanlar. Bunlar içerisinde sadece insanlar yüce yaratıcıyı bilinçli bir biçimde düşünebilmektedir. Bir başka boyutta yaşayan cinler de bizler gibi ebedi ahiret yurdunda ceza ve ödül için sınava tabi tutulmaktadır.
Yeryüzünde hayatın başlaması bilim adamlarının merak ettiği bir konudur. Yeryüzünde insan yaşamı nasıl başlamıştır? Materyalist felsefe bu soruyu evrim teorisiyle yanıtlamaya çalışmaktadır. Onlara göre yaşam önce tek hücreli bir canlıyla başlamış, ondan da değişik türler ve varlıklar evrim yolu ile gelişmiştir. Oysa evrime kanıt olacak ara varlıklar fosillerde bulunamamıştır. Fosil bilim her varlık türünün müstakil olarak yaratıldığını ispat edecek sayısız kanıtlara sahiptir. Ayrıca başlangıçta oluştuğu iddia edilen tek hücreli varlık, bakteri veya virüs ile cansız madde arasında da hiçbir ilgi kurulamamıştır. Organik maddelerden hücre elde etme deneyleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Yaşam için cansız maddelere değil Allah’a (c.c.) borçluyuz.
Allah’ın (c.c.) hayat sahibi oluşu bizim diriliğimize benzemez. Nasıl bizim görmemiz O’nun görmesine benzemiyorsa diri oluşu da böyledir. İnsanlar diri olmalarına karşın hastalanırlar, uyurlar, yorgun ve halsiz düşerler. Bu sırada hayatları değişir. Ölümle de hayatları sona erer. Ama Allah (c.c.) böyle şeylerden uzaktır. O bizim mahiyetini anlayamayacağımız biçimde mutlak diridir.
Hayatın kaynağı Allah (c.c.) olduğuna göre O’na inanmayanlar aslında ölüdürler. Her ne kadar diri olsalar da kalpleri hayat sahibi değildir. Çünkü kalpler ancak O’nunla diridirler. Vücudun gıdası bitki ve hayvanlardan gelir. Kalbin azığı ise imanla ve ibadetle gelen nur, feyz ve rahmettir.
Yüce Allah (c.c.) el-Hayy güzel ismiyle varlık âleminde tecelli etmiş, canlı varlıkları yaratmıştır. Yeryüzündeki canlı varlıklar bizzat canlı ve diri olmaları ile yüce yaratıcının varlığını; O’nun canlı ve diri özelliklere sahip olduğunu kanıtlamaktadır.
El-Hayy (Allah [c.c.] diridir) güzel ismi ile üzerimize düşen görev, yaşamımızın kaynağını Allah’tan (c.c.) bilerek O’na kul olmaktır. İman ve ibadetle kalpleri diri tutmak ve beslemektir.
Kuran-ı Kerim’de Allah’ın (c.c.) el-Kayyûm güzel ismi, el-Hayy güzel ismi ile birlikte geçer. Örneğin şu ayette olduğu gibi: “Allah O’ndan başka ilah yoktur. Diridir (Hayy), Kayyûm’dur (Bakara suresi, ayet 255).”
Allah’ın (c.c.) el-Kayyûm güzel isminin el- Hayy güzel ismi ile birlikte zikredilmesinin altında bir hikmet ve sır bulunmaktadır. El-Hayy Allah’ın (c.c.) canlı varlıklar üzerindeki hâkimiyetini temsil etmektedir. Bu hâkimiyetin en zirve noktasını teşkil etmektedir. Her canlı varlığın perçemi Allah’ın (c.c.) elindedir. Allah (c.c.) diri oluşu ile canlı varlıklar üzerinde her an tecelli etmektedir. İnsan canı çıkınca ölmekte, bedeni toprak olmaktadır. Demek ki el-Hayy güzel ismi ile Allah (c.c.) her canlı varlık üzerinde en birinci hakka sahip olduğu gibi canlı varlıklar da Allah’a (c.c.) karşı bu güzel isminin üzerindeki tecellisi ile hakkı ödenmesinin olanağı olmayan büyük bir borç altına girmişlerdir. Allah (c.c.) eceli gelenden bu güzel isminin tecellisini çekmekte ve böylece ölüm hemen gerçekleşmektedir. İşte el-Kayyûm da cansız varlıklar için böyle hayati bir anlama sahiptir. Allah (c.c.) el-Kayyûm güzel ismi ile bütün evreni, maddeyi ayakta tutmaktadır. Bu ismin tecellisi bir an bile evren ve madde üzerinde çekilse her şey o anda yokluğa karışırdı. Yıldızlar ve gezegenler birbiriyle çarpışır, madde elementlerine ayrılırdı. Onun için el-Kayyûm güzel ismi cansız varlıklar üzerinde sürekli tecelli etmektedir. Bir an bile kesintisi söz konusu değildir. Kıyamet bu güzel ismin evren ve madde üzerinden çekilmesi ile kopacaktır. Yıldızlar ve gezegenler birbirleri ile çarpışacak, maddenin en küçük yapı taşı atomlar ise elementlerine ayrılıp yokluğa karışacaklar.
Nasıl el-Hayy güzel ismi ile Allah (c.c.) her canlı varlık üzerinde en birinci hakka sahipse ve canlı varlıklar da Allah’a (c.c.) karşı bu güzel isminin üzerlerindeki tecellisi ile hakkının ödenmesinin olanağı olmayan büyük bir borç altına girmişlerse Allah (c.c.) el-Kayyûm güzel ismi ile de cansız varlıklar üzerinde en büyük hakka sahip olmakta ve cansız varlıklar da Allah’a (c.c.) karşı bu güzel ismin üzerlerindeki tecellisi ile hakkının ödenmesinin olanağı olmayan büyük bir borç altına girmişlerdir. İşte bu büyük borçtan ötürü yıldızlar ve gezegenler bildiğimiz dönme hareketleri ile sürekli zikir halindedirler. Madde de en küçük yapı taşı olan atomlarındaki benzer kozmik yapıyla çekirdek ve elektronlarıyla bu zikre kendi iç bünyesinde devam etmektedir.
En büyük zikri madde âlemi yapmaktadır. Ondan sonra irade olayı arttıkça bu zikir olgusu azalmaktadır. Madde irade yönü ile tamamen Allah’a bağlıdır. En büyük zikri bu yüzden o yapmaktadır. Sonra canlılardan sırasıyla bitkiler, hayvanlar ve insanlar gelir. İnsan dışındaki canlı varlıklar da kendi lisanları ve halleri ile zikirlerini yapmaktadırlar. Zaten bitkiler sürekli bir şekilde secde halinde iken hayvanlar genellikle rükû vaziyetindedirler. Fakat bunların zikirleri duyu organlarından gizlenmiştir.
El-Kayyûm (Allah [c.c.] varlığının devamı için kimseye muhtaç değildir, her varlık varlığının devamı için her an Allah’a [c.c.] muhtaçtır) güzel ismi ile kula düşen görev, dünya ve içerisindeki her maddenin Allah’ın (c.c.) gücü ve kudretiyle ayakta durduğunu, her şeyin Allah’a (c.c.) muhtaç olduğunu, Allah’ın (c.c.) hiçbir şeye muhtaç olmadığını bilmesidir.
Allah varlık âlemini, canlı ve cansızları kendi güzel isim ve sıfatlarına tercüman olmak, onları akıl sahibi varlıklara tanıtmak üzere yaratmıştır. Allah’ın (c.c.) güzel isim ve sıfatlarının varlık âlemine yansıması ayan-ı sabiteler (mebde-i taayyün: belirginleşme başlangıcı) yolu ile olmuştur. Ayan-ı sabiteler yokluk ile varlık arasında olan âlemdedir. Bunlar eşyanın vücuda gelmeden önce Allah’ın ilminde olan suretleridir. Allah (c.c.) bütün evreni ve içerisindeki canlı ve cansız varlıkları yokluktan meydana getirmiştir. Yani onların herhangi bir malzemesi yoktur. Allah (c.c.) güzel isim ve sıfatlarını var kılmak için yokluğa yönelmiş, bu arada Allah’ın (c.c.) bu güzel isim ve sıfatları yokluk aynasında bizim âlem-i misal adını verdiğimiz bir ara yerde rüyadaki şekiller cinsinde, yani bir çeşit model, prototip (ilk örnek) olarak meydana gelmiş, oradan da bu evren ve içerisindeki canlı ve cansız varlıklar şekillenmiştir. Bu açıdan içerisinde yaşadığımız evren, canlı ve cansız varlıklar Allah’tan (c.c.) bir parça değillerdir. Bazı mutasavvıfların savunduğu vahdet-i vücut (vücut birliği) anlayışı İslam’a aykırı bir yoruma da neden olmuştur. Daha doğrusu aslında onlar, yani mutasavvıflar bununla madde âlemine bir ezelilik ve ebedilik vermedikleri gibi ilahi bir anlam da yüklememişlerdir. Yaratıcı ile yaratılan arasındaki keskin çizgiye her zaman dikkat etmişlerdir. Fakat geçmişte ve özellikle çağımızda art niyetli bazı kişiler, vahdet-i vücut anlayışını sapkın bir düşünce ile yorumlamışlardır. Onlar –hâşâ- bu anlayışla varlık âlemi ile Allah’ı bir görme düşüncesini savunmuşlardır. Oysa yüce Allah Kuran-ı Kerim’in değişik yerlerinde her şeyi yoktan var kıldığını beyan buyurmaktadır (Enam suresi, 101; Zariyat suresi 47). Evren ve içerisindeki canlı ve cansız varlıklar ezeli olmadığı gibi ebedi de değillerdir. Kim bunların ezeli ve ebedi olduğuna inanırsa itikadi bir yanlışlığa düşer, dinden çıkar. Ezeli ve ebedi olan Allah’tır. Allah güzel isim ve sıfatlarından bazılarını görünür kılmak için yokluktan bu varlık âlemini meydana getirmiştir. Aslında var olan sadece Allah’tır. Yok olan da bütün varlık âlemidir. Ama bizler duyu organlarımızla Allah’ı algılayamamaktayız, oysa duyu organları ile algıladığımız bu âlemi var sanmaktayız. Allah, El-Müteâl (aşkın), El-Aliyy (yüce) olduğu için bu madde âleminde görülmemektedir. Hadislerden anlaşılacağı üzere müminler cennette bir ikram olarak Allah’ın cemali ile müşerref olacaklardır.
El-Hayy ve El-Kayyûm güzel isimleri bütün varlık âlemini kapsadığı için bu güzel isimlerin zikredilmesi de çok faziletlidir. Hatta bazı İslam büyükleri ve evliyaları bu iki güzel ismin ism-i a’zam (en büyük isim, hürmetine duaların kabul edildiği isim) olduğunu bile iddia etmişlerdir. Bu güzel isimlerin zikri her türlü bela ve musibete kalkan, her türlü hastalığa şifa verme gibi manevi hediyelere de sahiptirler. Esma (Allah’ın güzel ismi ) ile yol alan tarikatlarda raziyye ve marziyye nefislerine ulaşanlara bu zikirler ders olarak verilir. Yani bu güzel isimler bir nefsi Allah’tan rızaya ve Allah’ın rızasına ulaştırırlar. Bunlar ise çok büyük manevi makamlardır. Kısacası bu güzel isimlerin hem dünyevi hem de uhrevi büyük hediyeleri olduğu gibi Allah rızasına ulaştırmaları da söz konusudur. Onun için kitaplar bu güzel isimlerin zikredilmesinin faziletlerini saymakla bitiremezler. Çünkü tüm evren, canlı ve cansız varlılar her şeyleri ile yani yaratılış sırları ile bu güzel isimlerin gölgesi altındadırlar. Kısacası Allah’ın her şeyi yaratmasındaki sır bu güzel isimlerde gizli olduğu için rızası da bu isimlerde aranmıştır.
İnsanın tek başına, yalnız havas bilgileri ile zikre yönelmesi beraberinde büyük itikadi yanlışlıklar ve sapmalar da getirebilecektir. Zikir ehil birisinin, mürşid-i kâmilin rehberliğinde çekilmedikçe insana yarar kadar zarar da verebilir. Tabii bu sözünü ettiğimiz şey, laza-i Celal (Allah), kelime-i tevhit gibi zikirleri çokça çekme ile ilgilidir. Yoksa Esma-i Hüsna (Allah’ın güzel isimleri) için geçerli değildir. Ama yine de Esma-i Hüsnada da ihtiyatlı olmak lazımdır. En azından tasavvuf kültürünü hazmetmek gerekir. Tasavvuf kültürünün de temelini her an tövbe ve istiğfar halinde olma, nefsini her halükarda küçük görme, nefisle daima mücadele etme ve Allah rızasını amaç olarak görme oluşturur. Çünkü şeytanlar hiçbir fırsatı kaçırmaz. Kılavuzsuz yola çıkanları çeşitli tehlikeler bekleyebilir. Örneğin yaptığı zikirle dualarının kabul edildiğini gören birisi istidraca düşebilir. Benliği güçlenip kendisinde olmayan çeşitli büyüklükler görebilir, kibire ve ucuba kapılabilir. Çünkü zikrin neticesi birtakım haller yaşanmaya başlayacaktır. Bunların bazısı Rahmani bazısı da şeytanidir. Bunları kişinin yalnız başına birbirinden ayırması imkânsızdır. Birbirlerine çok benzerler. Şeytanlar insana hep suret-i haktan yaklaşırlar. Kandırmak onların uzmanlık alanıdır. Kişi farkına varmadan şeytanın oyuncağı olabilir. Bunlar da insanı ebedi helake, pişmanlığa götürmeye yeter. Ayrıca vesveseye de düşebilir. Hele içinde bulunduğumuz çağda insanlar gerekli dini ve itikadi bilgilerden bile yoksunken onların ellerine verilecek böyle bir havas bilgisi Allah’ın (c.c.) güzel isimlerinin gereği ve amacı dışında zikredilmesine yol açacaktır. Onun için zikir yoluna gireceklerin bir mürşid-i kâmilin himayesine girmesi en doğru yoldur. Nefis tezkiye olmadıkça zikir, özellikle Esma-i Hüsna zikri ona yarardan ziyade zarar verebilecektir. Çünkü böyle bir kişi Allah’ın güzel isimlerine hep nefis hesabıyla bakacaktır. Bu da onu manevi olarak zarara sokacaktır. Hâlbuki Esma-i Hüsna zikrini çekmenin temel amacı Allah’ı övüp yüceltme ve O’nun güzel ahlakıyla ahlaklanmadır. O’nun rızası dışında her şey nefis hesabınadır. Allah’ın rızası dışında kendisine bir hedef çizen ve bu konuda Esma-i Hüsnadan umut bekleyen kişi ise yoldan çıkmıştır. Nefis ve şeytanlar onu aldatmıştır. Allah bu durumlara düşmekten bizleri korusun. Evet, şu ayet-i kerime bu kişilere hitap etmektedir: “En güzel isimler Allah’ındır. O halde O’na en güzel isimlerle dua edin. O’nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır (Araf suresi,180).”
Allah’ın (c.c.) güzel isimleri ile dua etmek, yani uygun düşen güzel isimlerle Allah’a (c.c.) tevessül etmek, duanın kabul olmasında çok etkilidir. Tevessül etmek duada bu güzel isimleri vesile kılmaktır. Dualarda Allah’tan dünya ve ahrete dair bütün güzellikler istenebilir. Allah (c.c.) kulunun sadece dünyalık istemesinden hoşnut olmaz: “Kim ahiret mahsulü isterse onun ürünlerini fazla fazla artırırız. Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama ahirette onun hiç nasibi olmaz. (Şûrâ suresi, 20).” Bu açıdan duada ahireti ihmal etmek büyük bir eksikliktir. Kuşkusuz bununla dünyalık istemenin doğru bir şey olmadığını iddia etmiyoruz. Demek istediğimiz şey, istediğimiz dünyalık ile ahirete dönük ve Allah’ın (c.c.) razı olacağı bir işi ve kazancı düşünmeliyiz.
Allah’ın güzel isimleri ile zikir yaparken sadece O’nun rızası amaçlanır. Çünkü zikrin temeli ilahi aşka dayanır. Aynı kelimenin arka arka söylenmesi bir aşk ifadesidir. Onun için zikirde amaç ve edep O’nun rızasını gerektirir. Zikir Allah rızası için çekildiği zaman Allah ilgili zikrin dünyaya bakan maddi ve menevi hediyelerini de kuldan esirgemez. Fazla fazla verir.
Kalp saniyede halden hale girer. Değişkendir. Onu bir noktada tutmak zordur. Hele zikir sırasında bu daha çok olur. Nefis ve şeytan vesveseleri ile kalbi bulandırırlar, zikri dünyevi bir amaç haline dönüştürebilirler. O yüzden Nakşibendîler, lafza-ı Celal zikrini her tespih devredişinde (100 adetten sonra) ‘İlahi ente maksudi ve rızake matlubi (Allah’ım Sen maksadımsın, isteğim de Senin rızandır.)’ demektedirler. Böylece sapmış, sapacak, dönek, renkten renge giren, girecek olan kalbe rotasını gösterirler. Kalp bu rotadan saptı mı zikir yarar değil insana zarar vermeye başlar. Bu durum Esma-i Hüsna zikrinde daha çok kendisini gösterir. Yani kalp Esma-i Hüsna zikrinde rotasını şaşırmaya daha müsaittir. Esma-i Hüsna zikrini çekerken kalp O’nun rızası dışında başka yerlere takılabilir. Onu uyarmak ve doğru yola sevk etmek gerekir. Onun için Esma-i Hüsna zikri çekerken ‘İlahi ente maksudi ve rızake matlubi (Allah’ım Sen maksadımsın, isteğim de Senin rızandır.)’ sözünü en azından başta ve sonda birer kere de olsa söylemek ve bu konuda kalbi uyarmak gerekir. Daha çok söylemek daha büyük yararlar sağlar.
Maddeye ezeli ve ebedi bir anlayış yüklediğimizde materyalist bir düşünceye sahip oluruz. Dinin en önemli umdesi ahret gerçeğidir. Bütün evren ve içerisindeki her şey kıyamet günü yıkılacaktır. Yok olacaktır. Allah (c.c.) nasıl ilk olarak yaratma gücüne sahipse tekrar her şeyi yeniden yaratacaktır. Bu ona zor değildir. İlk olarak yaratan ikincisinde daha kolay yaratır. Gerçi Allah için kolay ve zor diye bir şey yoktur. O yaratmak istediği zaman sadece ‘Ol!’ emrini verir. Her şey O’nun ‘Ol’ emri ile yokluktan varlık sahnesine gelir (bk. Yasin suresi 82). Materyalist anlayış maddeye ezeli ve ebedi bir anlam verdiği için bu gerçeği kabul etmez. Oysa içerisinde yaşadığımız âlem sürekli bir şekilde bu gerçeği, yani ölümden sonra diriliş olgusunu ders olarak bizlere okutmaktadır. Bu ders nefislerimize verilmektedir. Nefis ancak yaşantı yolu ile eğitilebilir. İnsanların sohbetleri, kitaplar nefse pek tesir etmez. Nefsin entelektüel zekâ ile bir ilişkisi pek yoktur. Nefis tıpkı üç yaşındaki bir çocuk gibi deneyimlerden bir şeyler kapar. Nefis hayatın içerisinde yaşayarak derslerini alır. Yüce Allah bunun için tekrar diriliş olgusunu sadece ilahi kitaplarına konu edinmemiş, ayrıca evren kitabında da bu konu değişik şekillerde işlenmiştir. Şöyle ki: Yüce Allah nefsin doğasına uykuyu ve uyanmayı koyarak ona her akşam ve sabah ölümü ve dirilmeyi anlatmaktadır. Uyku adeta ölümün küçük kardeşi gibidir. Uyanma da tekrar dünyaya gelmek kadar anlamlıdır. Doğamızdaki bu uyku ve uyanma yanında dış dünyada gece ve gündüz de birer ayet olarak tekrar dirilme gününe işaret etmektedir. Gece, uyku gibi bütün varlık âleminin ölümü hükmünde iken gündüz her şey hayat bulmaktadır. Nefis gece ve gündüz gerçekleri ile ahret gerçeğini hiç tereddüt etmeden kabullenir. İnkâr edemez. Fakat işlediği günahlar yüzünden ahretin gelmesini arzulamaz. Bunun için ahret gerçeğine gözlerini yumup materyalist bir felsefeye bağlı kalmak ister. Mevsimler ise daha görsel olarak ve pek çok duyu organına hitap ederek varlık âleminde ölümün ve tekrar dirilişin bir şölenini sunarlar. Kışın ölen tabiat, ilkbaharda tüm canlılarda bir dirilişi gerçekleştirir, ağaçlar çiçek ve yapraklarını açarlar, hayvanlar ve böcekler yavrularlar. Soğuk hava ısınır. Her taraf tekrar dirilişin şöleni ile canlanır.
Allah’ın El-Muhyî (ölüleri dirilten) güzel ismi Kuran-ı Kerim’de sadece aşağıdaki iki ayrı ayette olmak üzere “muhyi’l-mevtâ (ölüleri dirilten)” biçiminde geçmektedir.
“İşte bir bak, Allah’ın rahmetinin eserlerine! Ölmüş toprağa nasıl da hayat veriyor? İşte Allah, muhakkak ölüleri de böyle diriltecek. Çünkü O her şeye kadirdir (Rûm suresi, 50).”, “O’nun ayetlerinden birisi de şudur: Sen yeri kupkuru görürsün. Fakat biz üzerine su indirince yer harekete geçip kabarır. İşte bu yere kim hayat veriyorsa ölüleri de O diriltecektir. Çünkü O her şeye kadirdir (Fussılet suresi, 39).”
Bitkiler âlemindeki her yıl baharda gözlenen diriliş olayı yüce Allah’ın (c.c.) her şeye gücünün yettiğine ve ölüleri de böyle dirilteceğine işaret etmektedir. El-Muhyi yukarıdaki ayetlerden de anlaşılacağı üzere yüce Allah’ın (c.c.) ölülere can vermesi anlamına gelir.
İnsanı ilk defa yaratıp can veren yüce Allah (c.c.), elbette öldükten sonra tekrar yaratıp can verecektir. Çünkü bunun doğada görülen örnekleri vardır. Örneğin vücudumuzda saniyede milyonlarca hücre ölmekte, milyonlarcası da yeniden doğmaktadır.
21 Martta bazı uluslar tarafından kutlanan Nevruz Bayramının dinsel temelleri olabilir. Araştırılmalıdır. Yüce Allah (c.c.) Kuran-ı Kerim’de her kavme peygamber gönderdiğini belirtmektedir (Yunus suresi, 47, Fatır suresi 24 v.b). Bir hadis-i şerifte 124.000 peygamber gönderildiğinden söz edilmektedir. Yani kavimlerin gelenekleri ve buluşları olarak görülen pek çok şeyin aslında peygamberlerin mucizeleri, hediyeleri, şeriatları olmasından kuşku duymak pek tabiidir. Bu sebeple eski kavimlerin durduk yerde bayram icat edemeyeceklerini, bayramların genellikle eski hak dinlerin bir kalıntısı olduğunu düşünmek son derece mantıklı ve bilimsel bir bakış açısıdır. Bütün hak dinlerin hepsi insanları aynı iman esaslarına inanmaya çağırmışlardır. Tekrar diriliş (ahret) hak dinlerin temelini teşkil eden iman esasıdır. Pek tabii ki insanların imanlarının gelişmesi için bahar mevsiminde dini bir bayram anlayışı ile diriliş olgusunun tabiatta da seyredilip kutlanması akıl ve mantığa uygun düşmektedir.
Dini bayramlar Allah’ın (c.c.) emri ile sabittir. Onda ekleme ve çıkarma olamaz. Ama geleneksel olarak kutlanan, insanların, toplumların, devletin de çeşitli açılardan teşvik ettiği bu Nevruz Bayramına dinsel açıdan yaklaşmak, o günü dinin ve inancın istikametinde yorumlamak belki de bir ibadet kadar faziletli kılacak, farklı boyutlarla zenginleştirecek, onun daha anlamlı bir şekilde kutlanmasını sağlayacaktır.
El-Muhyî (ölüleri dirilten) güzel ismi ile kula düşen görev, doğada bitki âleminde her yıl gözlenen ölüm ve diriliş olayından ders alarak Allah’ın (c.c.) ölülere can vermesinde, çürüyüp yok olmuş bedenlerin yeniden şekillenip ruhların iade edilmesinde hiçbir kuşkuya kapılmaması ve buna göre güzel amellerle ahirete hazırlık yapmasıdır.
Allah (c.c.) her birimizin imanını yakinleştirsin. Kıyamet gününe rızası istikametinde hazırlanmayı nasip eylesin. Kıyamet günü bizleri yüzü gülenlerden kılsın. Âmin.
Muhsin İyi