İngilizce kelime öğren
The political situation has grown increasingly oppressive.
(Politik durum gittikçe baskıcı oldu.)
We were unable to sleep because of the oppressive heat.
(Bunaltıcı sıcaklıktan dolayı uyuyamadık.)
Fruit and vegetables grew in abundance on the island.
(Meyve ve sebzeler adada bol (bolluk içinde) yetişir.)
The luxury liner was travelling so fast.
(Lüks yolcu gemisi çok hızlı seyahat ediyordu.)
Don’t forget to comb your hair!
(Saçlarını taramayı unutma)
Her hair was neatly combed back.
(Saçları düzgünce geriye taranmıştı.)
Marie held the baby tightly in her arms.
(Marie bebeği sıkıca kollarında tuttu.)
Her eyes were tightly closed.
(Gözleri sıkıca kapandı.)
Detectives are still trying to unravel the mystery surrounding his death.
(Dedektifler hala ölümünü kuşatan gizemi çözmeye çalışıyorlar.)
He was trying to ravel out the complicated series of events that had led to this situation.
(Bu duruma neden olan karmaşık olaylar zincirini çözmeye çalışıyordu.)
You’d better mend that hole before the whole sweater starts to unravel.
(Tüm kazak sökülmeye başlamadan önce deliği onarsan iyi olur.)
Smoking is strictly prohibited inside the factory.
(Sigara içmek fabrika içinde katı bir şekilde yasaklanır.)
Motor vehicles are prohibited from driving in the town centre.
(Motorlu araçların şehir merkezinde sürüşü yasaklandı.)
The civil war has put thousands of lives in jeopardy.
(İç savaş binlerce yaşamı tehlikeye attı.)
Thousands of jobs are in jeopardy.
(Binlerce iş tehlikede.)
Despite her handicap, Jane is able to hold down a full-time job.
(Engeline rağmen Jane tüm gün işi yürütebiliyor.)
In cases of severe mental handicap, constant supervision is recommended.
(Şiddetli zihinsel engel/özür durumunda sürekli gözetim önerilir.)
What a disappointing result!
(Ne hayal kırıklığına uğratıcı sonuç!)
The response to our advertisement has been somewhat disappointing.
(İlanımıza tepki/yanıt kısmen hayal kırıklığına uğratıcıydı.)
Security forces halted the demonstrators by blocking the road.
(Güvenlik güçleri yolu kapatarak göstericileri durdurdu.)
Safety concerns have led them to halt work on the dam.
(Güvenlik endişeleri onları baraj çalışmasını durdurmalarına neden oldu.)
Schools need volunteers to help children to read.
(Çocukların okumasına yardım etmek için okulun gönüllülere ihtiyacı var.)
The Health clinic is relying on volunteers to run the office and answer the telephones.
(Sağlık kliniği ofiste çalışmak ve telefonları yanıtlamak için gönüllülere güveniyor.)