Past Perfect Continuous Tense
Kullanım şekli ve nasıl kullanıldığı:
1. Geçmişte anılan, zamanda henüz tamamlanmış veya devam etmekte olan eylemleri anlatırken.
Past Perfect Continuous Tense tek başına kullanılmaz, yan cümlecik olarak Simple Past Tense ten yararlanılır.
The babies had been playing by themselves for an hour.
(Henüz tamamlanmış veya devam etmekte olan eylem.)
when their mother came.
(geçmişte anılsın zaman.)
(Anneleri geldiğinde bebekler bir saattir kendi kendilerine oynuyorlarmış.)
I had been cooking all morning when you rang me up.
(Anılan zamanda devam etmekteki veya bitmiş iş.) (Geçmişte anılan zaman.)
(Bana telafon ettiğinde bütün sabah yemek pişiriyordum.)
When I got there the whole family had been watching TV.
(Geçmişte anılan zaman) (Devam etmekte olan eylem.)
(Oraya vardığımda tüm aile TV seyrediyordu.)
2. Geçmişte olmuş, gene geçmişteki anılan zamanda belirtileri – izleri – görülen eylemler anlatılırken.
Ayşe had been crying for hours when I arrived home.
(Geçmişten belirtileri kalan eylem) (Geçmişte anılan zaman.)
(Eve vardığımda Ayşe saatlerdir ağlıyormuş – gözlerinden belliydi…)
When Reha went to the theatre he had been eating onions.
(Geçmişte anılan zaman.) (Geçmişte yapılan eylem.)
(Tiyatroya gittiğinde Reha soğan yemişti – ağzının kokusundan belliydi…)
3. Dolaylı anlatımlarda (Reported Speech)
She said, I’ve been living here for years.
(Yıllardır burada oturuyorum.dedi.)
She said that she had been living there for years.
(Yıllardır orada oturduğunu söyledi.)
Mehmet said, I was dancing.
(Mehmet, Dans ediyordum dedi.)
Mehmet said that he had been dancing.
(Mehmet dans etmekte olduğunu söyledi.)
Olumlu Şekli
(Affirmative Form)
I Had Özne + had been + fiil + -ing
had been playing in the garden.
He / She / It
We / You / They
Örnekleri çoğaltalım:
Someone had been lying on the bed when I entered the room yesterday.
(Dün odaya girdiğimde birisi yatağın üstüne uzanmıştı.)
I went to bed early last night because I had been working so hard.
(Dün gece erken yattım çünkü çok çalışmıştım.)
Ahmet noticed that his sister had been crying.
(Ahmet kız kardeşinin ağlamış olduğunun farkına vardı.)
The police knew that Mr. Pitt had been having trouble with his partner.
(Polis Mr. Pitt’in ortağıyla başının dertte olduğunu biliyordu.)
When I arrived at the bus – stop a few students had been waiting for the same bus.
(Otobüs durağına vardığımda birkaç öğrenci aynı otobüsü beklemekteydiler.)
The doctor had been examining the patient when I last saw him.
(Son gördüğümde doktor hastayı muayene ediyordu.)
Olumsuz Şekli
(Negative Form)
I Had not /Hadn’t Özne + hadn’t been + fiil + -ing
hadn’t been resting.
He / She / It
We / You / They
örnekleri çoğaltalım:
I had been resting when you rang up last night.
(Dün gece telefon ettiğinizde dinlenmekteydim.)
I hadn’t been sleeping when you rang up last night.
(Dün gece telefon ettiğinizde uyumuyordum.)
Christine had been trying to finish her make up when we reached there.
(Oraya ulaştığımızda Christine makyajını bitirmeye çalışıyordu.)
She hadn’t been trying to do her hair when we reached there.
(Oraya vardığımızda saçını yapmaya çalışmıyordu.)
I found that Erdal had been resting.
(Erdal’ın dinlenmekte olduğunu gördüm.)
I found that he hadn’t been studying.
(Onun çalışmamakta olduğunu gördüm.)
Nurten said that she had been sleeping well.
(Nurten iyi uyuduğunu söyledi.)
She said she hadn’t been sleeping well.
(İyi uyumadığım söyledi.)
The driver had been checking the sparking plugs when I saw him.
(Onu gördüğümde şöför bujileri kontrol ediyordu.)
He hadn’t been arguing with the policeman.
(O, polisle tartışmıyordu.)
Soru Şekli
(Interrogative Form)
Had I Had + özne + been + fiil + -ing
been waiting for the train?
He / She / It
We / You / They
Örnekleri çoğaltalım :
Mary had been waiting for John when I saw her
(Mary’yi gördüğümde John’u bekliyordu.)
Had Mary been waiting for John when you saw her?
(Mary’yi gördüğünde John’u mu bekliyordu?)
The air – hostess had been preparing the passengers for take – off when the pilot called her.
(Pilot kendisini çağırdığında hostes yolcuları kalkış için hazırlamaktaydı.)
Had the air – hostess been preparing the passengers for take – off when the pilot called her?
They had been having dinner when they heard the explosion.
(Patlamayı duyduklarında akşam yemeğini yemekteydiler.)
Had they been having dinner when they heard the explosion?
Two driver had been fighting when the police – car came.
(Polis otosu geldiğinde iki şoför kavga ediyordu.)
Had two drivers been fighting when the police car came?
Olumsuz Soru Şekli
( Negative Interrogative)
Hadn’t I Hadn’t + özne + been + fiil + -ing
been playing in the garden?
He / She / It
We / You / They
Örnekleri çoğaltalım :
Reha had been studying when his mother called him.
(Annesi seslendiğinde Reha ders çalışıyordu.)
Hadn’t Reha been studying when his mother called him?
(Annesi seslendiğinde Reha ders çalışmıyor muydu?)
Sevim had been reading a novel all last night.
(Sevim dün bütün gece roman okuyordu.)
Hadn’t Sevim been reading a novel all last night?
Sàlly had been studying German for three months when she went to Germany.
(Sally Almanya’ya gittiğinde üç aydır Almanca çalışıyordu.)
Hadn’t Sally been studying German for three months when she went to Germany?
Erdem had been thinking about the title for his composition when I saw him.
(Erdem’i gördüğümde kompozisyonu için başlık düşünüyordu.)
Hadn’t Erdem been thinking about the title for his composition when I saw him?
The students had been writing down the last answer when the bell rang.
(Zil çaldığında öğrenciler son cevabı yazıyorlardı.)
Hadn’t the students been writing the last answer when the bell rang?
Tag Questions : Soru Ekleri
Cümle olumlu Tag question olumsuz
The Browns had been going to the part, hadn’t they? — Yes, they had.
Jane had been studying French when she went to France, hadn’t she? — Yes, she had.
The students had been using the language lab, hadn’t they? — Yes, they had.
You had been having breakfast then, hadn’t you? — Yes. I had.
Cümle olumlusuz Tag question olumlu
The boys hadn’t been sleeping all afternoon, had they? —No, they hadn’t.
You hadn’t been skiing there last week had you? — No, I hadn’t.
Sheila hadn’t been lying on my bed when you came, had she? — No, she hadn’t.
Soru — Cevap Örnekleri
A — Yes, No cevaplan isteyen sorular.
Had you been having an argument with your brother when your father saw you?
(Baban sizi gördüğü zaman erkek kardeşinle tartışıyor muydun?)
— Yes. I had.
— Yes, I had been having an argument with him when he saw us.
(Evet, bizi gördüğü zaman onunla tartışıyordum.)
Had Edward been playing with the girl next door when his mother called him?
(Edward annesi seslendiğinde komşu kızla mı oynuyordu?)
— No, he hadn’t.
— No, he hadn’t been playing with her when his mother called him.
Had Gloria been doing the washing up when her husband opened the door?
(Kocası kapıyı açtığı zaman Gloria bulaşık mı yıkıyordu?)
— Yes, she had.
— Yes, she had been doing the washing up when he opened the door.
Had the teacher been preparing the lessons for the next day when you saw him?
(Gördüğün zaman öğretmen ertesi günün derslerine mi hazırlanıyordu?)
— No, he hadn’t.
— No, he hadn’t been preparing for them.
Had Fiona been eating garlic when she came to school?
(Okula geldiğinde Fiona sarımsak mı yemiş?)
— Yes, she had.
— Yes, he had been eating garlic when she came to school.
B — Soru kelimeleriyle sorulan sorular.
Where had you been going when I saw you? (the office)
(Seni gördüğüm zaman nereye gidiyordun?)
— I had been going to the office when you saw me.
Who had the author been having an argument with when you went there? (publisher)
(Siz oraya gittiğiniz zaman yazar kimle tartışıyordu?)
— He had been having an argument with the publisher.
(Yayıncıyla tartışıyordu.)
What had Mehmet been doing when Sema called at him? (study)
(Sema uğradığında Mehmet ne yapıyordu?)
— He had been studying when she called at him.
(Ona uğradığı zaman ders çalışıyordu.)
How long had Ercan been studying English when he went to England? (three years)
(Ercan İngiltere’ye gittiği zaman ne kadar zamandır İngilizce çalışıyordu?)
— He had been studying English for three years when he went to England.
Why did Erdal feel so tired when he came from school yesterday? (play basketball)
(Erdal dün okuldan döndüğü zaman niçin kendini çok yorgun hissediyordu?)
— He felt so tired because he had been playing basketball for three hours.
What did the director say? (attend a meeting) (Müdür ne dedi?)
— He said he had been attending a meeting.
Okumak isteyebilirsiniz
İngilizcede "Şahıs Zamirleri ve bütün halleri"