AYIPLARI ÖRTMEKTE GECE GİBİ OLUNMALI(Nihat Hatipoğlu)
Nihat Hatioğlu Sabah gazetesindeki yazısında Allah’ın nasıl affedici olduğunu,ayıplarımzı ve kusurlarımzı nasıl yüzümüze vurmadığı belirterek,Allah’ın Settar ismini açıklıyor.
“Yüce Rabbimizin isimlerinden birisi de “Settar” ismidir. Örten ve örtücü olan anlamındadır “Settar”. Ayıpları, kusurları, hataları örten. Aslında yüce Allah, hem dünyada, hem de ahirette kusur ve günahlarımızın çoğunu örtmektedir. Dünyada bunu birebir yaşıyorsunuz. Hiçbirimizin alnında işlediğimiz günahlar yazılmıyor. Şayet kusur ve günahlarımız alnımıza yazılsa ve her birimiz diğerimizin kusur ve günahlarını okuyabilseydik, birbirimizin yüzüne bakabilir miydik? Yüce Rabbimiz, merhametinin bir yansıması olarak bunu kapatıyor, örtüyor. Ahirette de Rabbimiz birçok kusur ve günahlarımızı örtecek. Amel defterimizi mahşerde elimize aldığımızda nokta ve virgülüne kadar her şeyin yazıldığını ama birçok günahın üstünün çizildiğini göreceğiz. Bir tövbe, bir iyi niyet, bir iyilik, bir merhamet bunların silinmesine vesile olabilecektir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yanına çenesinden şarap damlayan birisi getirilir. Getirilmekle yetinilmez, hemen ceza verilmesi arzu edilir. Bir Müslümanın karşısına işlediği günahla getirilmesinden rahatsız olan Allah’ın Resulü (s.a.v.) daralır. Ve şu unutulmaz dersi verir: “Biz, bir kusur ve kötülük kendiliğinden ortaya çıkarsa yapılması gerekeni yaparız.” (Ebu Davud, Edeb, 37) Özel hayat setredilmesi gereken alanlardan birisidir. Bunu tespit edip yaymak, günaha karşı direnci azaltır. Günahı alenileştirir. Normal bir hadise haline getirir. Başkalarının da aynı günahı işlemelerine zemin oluşturur. Özel hayatı başkalarının deşifre etmesi kadar, kişinin kendisinin de deşifre etmesi bir o kadar günah ve çirkindir. Hz. Peygamber (s.a.v.) en büyük günahlardan birisi olarak kişinin geceleyin karısıyla mahreminde, yatak odasında, fısıldaştığı şeyi, ertesi gün başkalarıyla paylaşmasını gösterir. Bunu anlatamazsın buyurur. Bugün etrafımıza baktığımızda, boşanma haberlerinin hemen ardından birbirlerinin açığını, gizli hallerini medyaya ilan eden kişileri görebiliyoruz. Hiçbir ilke tanınmadan röportajla veriliyor ve karakterler, şahsiyetler rencide ediliyor. Kime faydası var! Topluma mı, boşayana mı, boşanana mı? Elbette hiçbirine. Bundan sadece ve sadece nefis ve şeytan nemalanır. Ayıpları örtmekte gece gibi olmak lazım. Çünkü bir Müslüman kardeşinin ayıbını örteni Allah da örtecektir. Hadislerde deniliyor ki; mahşerde Rabbimiz kulunu şefkatle yanına yaklaştırır. Sorar: “Sen şunu, şunu yaptığını hatırlıyor musun?” Kul; “Evet Ya Rabbi” der. Allah bütün günahlarını kuluna itiraf ettirir. Nihayet kul helak olmasına ramak kaldığını anlar. Kaçacak, gidecek, sığınacak yeri kalmamıştır. Mazereti de yoktur. Başını önüne eğer ve korku ile utanç içinde verilecek kararı bekler. İşte o anda, merhamet sahibi olan Allah (c.c.); “Hadi git. Dün seni örtmüştüm. Bugün de örtüyorum” buyurur. (Buhari, Edeb, 60; Müslim, Tevbe, 52)
kaynak.Sabah gazetesi 31 Agustos2012