Hey çocuklar doğumundan itibaren annenin çektiği filmi izleseydiniz! Anne’ne verdiğin ızdırap için kahrolurdur
Eski gençlik bir başkaydı,geri kalınmış diyorlar,modern yaşam deniliyor,zaman değişiyor diyorlar,bunalım diyorlar,psikolojosi bozulur diyorlar! Valla eski gençlik babalarının önünde çocuklarını bile sevemezleri,bacak bacak üstüne atamazlardı,babalarını karşısında asla tütün içemezlerdi.Yani sizin anlayacağınız onları asla üzmezler ve dikkat ederlerdi.Analarını babalarını sırtlarında taşırlardı.Şimdiki gençliğe bakın şimdi babasıyla annesiyle karşılıklı siğara,içki içerler(babalar ve anneler hem modern hemde çok anlayışlılar güya)kız arkadaşlarını eve getirirler,hem kızların hemde erkeklerin kimbilir kaç tane sevgilileri olur.Anneleri babaları yaşlandığı zaman bir bahane uydurarak onları huzur evlerine verirler.Çocuklara yaptığın goğru dendiğinde “benim psikolojimi bozuyorsun,bilmiyormusun ben bunalımdayım”derler.Hastalığı bahane ederek yada yalan söylüyerek ailelerini kandırırlar.Oysa kendilerini kandırıryorlar da bilmiyorlar.Aslında belki öncden bizim eski kafalı cahil dediğimiz anne babalarımız bizdendahmı iyi çocuk yetiştiriyor dı acaba?Acaba anne-babaların mı kabahati,çocukların bencilliği,vurdum duymazlığı,sorumsuzlukları m,yoksa hazırcı olmalarımıdır.bence anne ve babalar ellerinden geleni yapıyorlar ama çok verici oluyorlar,ama ne kadar yanlşı da olsa çocuklarını düşündükleri için değil mi hepsi bunların.
Aşağıdaki cumhuriyet yazarlarından Bekir Coşkun’nun yazısını okuyun gençlik !lütfen kendinizi toparlayın ve bizleri üzmeyin,yarın bizi kaybettiğiniz zaman sudan düşümüş eşeğe dönmeyin.
Seni doğuran kadın diyelim:
Doğurduğu gün sevincinden uyuyamadı…
Acıları mutluluğu, bulantısı huzuru, yaraları umudu olmuştu…
Yaşam bir tek amaca dönüşmüştü; aklında sadece seni sağlıklı büyütmek vardı…
*
Küçük suratını, çenesi ile göğsü arasına bastırıp ha bire ateşini ölçtü…
Biraz ısın arttığında, o yanardı…
Kaç kez uyandı geceleri bezini değiştirdi, hiç sayısı tutulmadı…
Çişin bile mis gibi koktu ona…
Yürüdüğün gün…
O uçtu…
Düştüğünde, onun dizi kanadı…
*
Sen büyüdükçe, her adımla uzaklaştıkça, korku, endişe, evham çemberi genişledikçe genişledi… Odadan salona, salondan dış kapıya, dış kapıdan sokağa uzandı endişeleri senin peşinden, seni doğuran kadının…
Sen eve dönene kadar uyumadı…
Kapı tıkırtısı olmuştun…
O ise uyku taklidi yapan tilkinin dişisi…
*
Gururu olmuştun aynı zamanda…
Durup durup senden söz ederdi kabul günlerinde, sırf adın geçsin… Sevgi de, özlem de, hasret de, ne dersen de…
Sen kapıdan çıkıp giderken arkadan bir bakışı vardı…
“Çabuk dön” diye yalvarmanın yanında sözü olmazdı…
İşte Bekir Coşkun’un bu yazıs ve daha fazlası anneleriniz sizni için verdiği emektir.Siz bunlara karşılık ne ya pıyorsunuz?
Gelin,bu yazıyı okuduktan sonra dedğişmeye karar verin kendinize söz verin ” ailemi artık bundan sonra üzmemeye çalışacağım.”
Hadi balkalım başarılar.