Berat gecesi duası,Berat gecesi namazı ve Berat gecesinin anlamı
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu gece Rabbine şöyle dua etmiştir:
“Allah’ım azabından affına gazabından rızana sığınırım Senden yine Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini sena ettiğin gibi yücesin.”
Berat Duası
Bazı maneviyat büyüklerinin de şöyle bir duası vardır:
“Allah’ım, şayet ismimi saîdler defterine yazdıysan orada sabit kıl. Şayet ismimi şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki, “Allah dilediğini siler yok eder” dilediğini de sabit bırakır, Levh-i Mahfuz Onun katındadır.”
Berat Gecesi Namazı (a)
Şaban ayının 15. gecesi kılınacak olan namaz yüz rekâttır.
Bu namazın her rekâtında, Fatiha’dan sonra on kere ihlas süresi okunur. Yüz rekât kılan kişi bin defa ihlas süresini okumuş olur. Bu namaza hayır namazı da denmiştir. Geçmiş büyükler bu namazı toplu halde cemaatle de kılmışlardır. Bu namazın çok fazileti olduğu gibi, hesaplanamayacak kadar da çok sevabı vardır.
Hasan-ı Basri’den gelen rivayete göre:
“Otuz sahabeden dinledim bu namaz için şöyle dediler: “Her kim bu namazı berat gecesi kılar ise. Allah-u Teâlâ’nın yetmiş rahmet nazarı ona ulaşır. Her nazarda kendisinin yetmiş ihtiyacı yerine gelir. Bunların en küçüğü Allah-u Teâlâ’nın mağfiretidir.
Berat Gecesi Namazı (b)
Berat gecesi kılınan namazlardan biri de iki rekât olarak kılınır.
Birinci rekâtta Fatiha okunduktan sonra kısa bir sure okunarak rükûa gidilir. Rükûdan doğrulur ve secdeye gidilir. Secdede uzun sure kalınır bu konuda belli bir tahdit yoktur ne kadar dayanabilirsen.
İkinci rekâtta da aynı şekilde Fatiha’dan sonra kısa bir sure okunur. İlk rekâtta olduğu gibi secdeye gidildiğinde yine uzun sure secdede kalınır. Gücünüzün yettiği kadar. Secdeden kalkılır tahiyatta okunacaklar okunur ve selam verilir. Selam ile birlikte eller dua için âlemlerin Rabbine kalkar…
Bu namaz hakkında Hz. Aişe (r.a) validemiz, Resûlullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu nakletmiştir.
“Ya Aişe bu gecenin nasıl bir gece olduğunu bilir misin? Ben de;
“En iyisini Allah ve Resulü bilir” dedim. Şöyle buyurdu:
“Bu gece Şaban ayının yarısıdır. Dünya işleri ve kulların işleri bu gece Yüce Hakka arz edilir. Bu gece cehennemden azat edilenlerin sayısı; kelb kabilesinin koyunları sayısı kadardır. Bu gece bana izin verir misin?”
“Olur” dedim. Kalkıp namaza durdu. Ayakta durması hafif oldu. Fatiha suresini okudu; sonra da küçük bir sure okudu. Gecenin yarısına kadar secdede kaldı. Daha sonra ikinci rekâta kaktı. Ayakta iken birinci rekâtta okuduğu kadar bir şey okudu. Sonra yine secdeye vardı. Bu secdede dahi tan yeri ağarıncaya kadar kaldı. Secdede o kadar kaldı ki bunun için Yüce Allah ruhunu aldı sandım. Bana gelmesi uzayınca kendisine yaklaştım. Hatta ayaklarına elimi sürdüm. Hareket ettiğini görünce rahatladım. Secdesinde şöyle dediğini işittim:
“Azabından affına sığınırım. Dargınlığından rızana sığınırım. Senden sana sığınırım. Şanın yücedir. Sen kendi zatını övdüğün gibi seni övemem…” Sonra kendisine sordum:
“Ya Resûlallah bu gece secdende bir şeyler okuduğunu duydum. Bunları daha önce okuduğunu hiç duymamıştım. Böyle demem üzerine bana sordu:
“Sen onları öğrenebildin mi?” Bu sorusuna karşılık:
“Evet” deyince, şöyle buyurdu:
“Onları hem sen öğren, hem de başkalarına öğret.”
Kaynak: Arif Arslan