Miraç gecesinin önemi
Bu gece miraç kandili,cümle ümmeti muhammedin kandili mübarek olsun.Allah’ım ben aciz bir kulun olarak sana ellerimi açıyorum,istek kapına başvuruyorum.Allah’ım bu gecenin hürmetineHabibin Muhammed Mustafa hürmetine,güzel isimlerinin yüzü suyu hürmetine sana yalvarıyorum tüm hasta olup Senden şifa bekleyen kullarına şifalar ver.Allah’ım dertli olan tüm kullarının dertlerine acilen derman ol.Sıkıntıda olan tüm kullarını acilen selamete çıkar.Rızık sıkıntısı çeken tüm kullarına helalinden bol bol rızıklar ver verdiğin rızıktan Senin rızanı kazanacak yardımlar yaptır.Senden haklarında hayırlı olacak istekleri olna tüm kullarının isteklerin ver.Tüm kullarına Senin razı olduğun bir hayat yaşat,rızan olan ameller işlet.Cümlemizi güzel ahlakla ahlaklandır.Günahlarımızı affet bize hak ettiğimiz gibi değil merhametinle ve rahmetinle muamele eyle.Cennetinle müjdele cehennemden uzak kıl.Dualarımızı akbul buyur Allah’ım……
Mirac Kandili: Bu gece, peygamberimizin bütün insanlığı temsilen
Cenab-ı Hakkın yüksek huzurana kabulü anlamına gelen Miraç Gecesidir.
Hicri Recep AYının 27 gecesinin tanık olduğu bu ‘Büyük Buluşma’ bizlere
insanın ilahi rızaya ve desteğe ulaştığı akıl ve idraki zorlayan nice üst derecelere ulaşabileşeceğini gösterdiği gibi, mana aleminde
yükselip ilahi rahmet ve huzura erişmenin öncelikle gönül ve ruh temizliğinden, ahlaki erdemlere yükselişten her şeyin sahibi olan Yüce Allah’a bağlılık ve boyun eğmeden geçtiğini hatırlatmaktadır.
Bu gecede farz kılınan ve bizzat Peygamberimizin tarafından mü’minlein miracı olarak nitelendiren namaz da, iç dünyamızdaki yükselişi ve arınmayı ifade eder.
Miraç Kandili Nedir : Arapça’da merdiven, yukarı çıkmak, yükselmek anlamlarını dile getirir. İslam’da Hz. Peygamber (s.a.s)’ in göğe yükselerek Allah’ın huzuruna kabul edilmesi olayı. Mirac olayı hicretten bir yıl ya da onyedi ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesi gerçekleşir. Olayın iki aşaması vardır. Birinci aşamada Hz. Peygamber (s.a.s) Mescidül-Haram’dan Beytü’l-Makdis’e (Kudüs) götürülür. Kur’an’ın andığı bu aşama, gece yürüyüşü anlamında isra adını alır. İkinci aşamayı ise Hz. Peygamber (s.a.s)’in Beytü’l-Makdis’ten Allah’a yükselişi oluşturur. Mirac olarak anılan bu yükselme olayı Kur’an’da anılmaz, ama çok sayıdaki hadis ayrıntılı biçimde anlatılır.
Miraç Kandili , Hadislerde verilen bilgiye göre Hz. Peygamber (s.a.s), Kâbe’de Hatim’de ya da amcasının kızı Ümmühani binti Ebi Talib’in evinde yatarken Cebrail gelip göğsünü yardı, kalbini Zemzem ile yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurdu. Burak adlı bineğe bindirilerek Beytü’l-Makdis’e getirildi. Burada Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve diğer bazı peygamberler tarafından karşılandı. Hz. Peygamber (s.a.s) imam olarak diğer peygamberlere namaz kıldırdı.
Hz. Peygamber (s.a.s), Beytü’l-Makdis’te kurulan bir Mirac’la ve yanında Cebrail olduğu halde göğe yükselmeye başladı. Göğün birinci katında Hz. Adem, ikinci katında Hz. İsa ve Yahya, üçüncü katında Hz. Yusuf, dördüncü katında Hz. İdris, beşinci katında Hz. Harun, altıncı katında Hz. Musa ve yedinci katında Hz. İbrahim ile görüştü. Cebrail ile birlikte yükseliş Sidretü’l-Münteha’ya kadar sürdü. Cebrail, “Buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarım” diyerek Sidretü’l Münteha’da kaldı. Hz. Peygamber (s.a.s) buradan itibaren Refref adlı başka bir binekle yükselişini sürdürdü. Bu yükseliş sırasında Cennet ve nimetlerini, Cehennem ve azabını müşahede etti. Sonunda Allah’ın huzuruna kabul edildi. Kendisine ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların Cennet’e gireceği müjdelendi, Bakara suresinin son ayetleri verildi ve beş vakit namaz farı kılındı. Yeniden Refref ile Sidretü’l-Münteha’ya, oradan Burak’la Kudüs’e, oradan da Mekke’ye döndürüldü.
Mirac Gecesinin ertesi günü , Hz. Peygamber (s.a.s) ertesi günü Mirac olayını anlattı. Olayı duyan müşrikler yoğun bir kampanya başlatarak Hz. Peygamber (s.a.s)’i suçlamaya, alaya almaya başladılar. Bu kampanya bazı müslümanları da etkileyerek şüpheye düşürdü. Olayın gerçek olup olmadığını araştırmak isteyenler Beytü’l-Makdis’e ve Mekke’ye gelmekte olan bir kervana ilişkin sorular sorarak Hz. Peygamber (s.a.s)’i sınadılar. Hz. Peygamber (s.a.s)’in verdiği bilgilerin doğruluğu müslümanları şüpheden kurtardıysa da müşriklerin inatlarını kırmaya yetmedi. Mirac olayı inatlarını ve düşmanlıklarını artırarak onlar için bir fitne nedeni oldu. Bu olay karşısındaki tutumu nedeniyle Hz. Ebu Bekr, Hz. Peygamber (s.a.s)’ce “Sıddîk” lakabıyla onurlandırıldı. Hz. Ebu Bekir olayı kendisine anlatarak hala inanmaya devam edip etmeyeceğini soran müşriklere “O söylüyorsa şüphesiz doğrudur” cevabını vermişti.
Ahad hadislere dayansa da Mirac olayının gerçekliğinde tüm müslümanlar birleşmişlerdir. Ancak olayın gerçekleşme biçimi İslam bilginleri arasında görüş ayrılıklarına neden olmuştur. Buna göre İbn Abbas’ın da içinde bulunduğu bazı bilginlere göre Mirac olayı uykuda gerçekleşmiştir. Bilginlerin büyük çoğunluğuna göre ise uyku durumunda ve rüyada değil, uyanık iken gerçekleşmiştir. Fakat bu görüşü savunanlar da Mirac’ın yalnız ruhla mı, yoksa hem ruh, hem de bedenle mi olduğu konusunda ikiye ayrılmışlardır. Sonraki Kelamcıların büyük çoğunluğuna göre mirac olayı uyanıkken hem ruh, hem de bedenle gerçekleşmiştir.
Mirac olayının gerçekleştiği gece müslümanlarca kadir gecesinden sonra en kutsal gece sayılmış ve bu gecenin ibadetle ihyası gelenekleşmiştir. Osmanlılar döneminde, camiler kandillerle donatıldığı için Mirac kandili olarak anılan geceyi izleyen gün, cami ve tekkelerde Mirac olayını anlatan ve Miraciye adı verilen şiirlerin okunması, dinleyenlere süt ikram edilmesi de bir gelenekti.
İsra suresi 1.ayet mealiyle bitirmek istiyorum. “Ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.”(3)İsra 17/1
Mübarek geceleri nasıl değerlendirmeliyiz:
- Kur’an-ı Kerim okuyarak,
- Peygamberimiz ( a.s.m)’ın mübarek duası olan Cevşen-ül Kebiri okuyarak,
- Aile bireyleriyle birlikte günün mana ve ehemmiyeti hakkında sohbet ederek,
- Allah rızası için namaz kılarak,
- Hayatımızın geçmiş günleri ve yılları hakkında muhasebe yaparak,
- Günahlarımızın bağışlanması için Allah’tan af dileyerek,
- Sevgili Peygamberimize bol bol salât ve selâm okuyarak,
- Dünya ve ahirete ait dileklerimiz için dua ederek,
- Hastaları, yaşlıları ziyaret ederek; yoksulları, öksüz ve yetimleri sevindirerek,
- Eş, dost ve yakınlarımızla tebrikleşerek,
- Dargın ve küskünleri barıştırarak, değerlendirebiliriz.