KUR’AN-I KERİM OKUMANIN FAZİLET VE FAYDALARI
KUR’ÂN-I KERİM OKUMANIN FAZİLETİ
Allâhü Te’âlâ Kur’ân-ı Kerîm’inde buyuruyor ki: “Allah’ın Kitâb’ını okumaya devam edenler, namazı dosdoğru kılanlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infâk edenler asla zarar etmeyecek bir kazanç umabilirler. Çünkü (Allah) onların mükâfatını eksiksiz öder.” (Fâtır s.29-30)
Mâlik b. Dinar (r.a.)’den rivayetle; Allâhü Tebâreke ve Te’âlâ buyuruyor ki: “Kullarıma azâb etmek istiyorum. Kur’ân okuyanları, mescidleri îmâreden, oralarda ibâdet edenleri ve İslâm çocuklarını görünce, gazabım sükûnete kavuşuyor, azabımı rahmetime çeviriyorum.” (Kitâbuz zuhd 1/498)
İbn Ömer (r.a.)’den rivayetle; Nebî (s.a.v.) buyurdular ki: “Her kim, Kur’ân’ın üçte birini okursa, muhakkak ona, Peygambere verilen Kur’ân bilgisinin üçte biri verilmiştir. Her kim, Kur’ân’ın yarısını okursa, muhakkak ki Peygambere verilen Kur’ân bilgisinin yarısı ona verilmiştir. Her kim, Kur’ân’ın üçte ikisini okursa, muhakkak ki Peygambere verilen Kur’ân bilgisinin üçte ikisi kendisine verilmiştir. Her kim Kur’ân’ın tamâmını okursa, muhakkak ona, Peygambere verilen Kur’ân bilgisinin tamâmı verilmiş olur ancak ona vahyedilmez.” (Kenzü’i-Ummâi 1/524)
Enes (r.a.)’den rivayetle; Nebî (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Kur’ân’ı okuyan Mü’min’in misâli turunç gibidir. Kokusu da güzel, tadı da güzeldir. Kur’ân’ı okumayan Mü’min’in misâli hurma örneğidir. Kokusu yoktur, ama tadı hoştur. Kur’ân’ı okuyan fâcir’in misâli reyhan otu gibidir. Kokusu güzeldir, ama tadı acıdır. Kur’ân’ı okumayan fâcirin misâli Ebû Cehil karpuzu gibidir. Kokusu yoktur, tadı ise acıdır. Salih bir kimseyle oturanın örneği misk örneğidir. Ondan sana bir şey dokunmasa bile kokusu geçer. Kötü bir kimseyle oturanın örneği de kürkçü örneğidir. Onun isinden sana bir şey bulaşmasa da dumanından bulaşır.” (Ebû Dâvûd 16/4829)
Enes b. Malik (r.a.)’den rivayetle; Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki: “Sizden birisi, Rabbi ile konuşmak isterse, Kur’ân okusun.” (Camiu’s-sâğîr 1/205)
KUR’ÂN’I HATMEDİNCE YAPILAN DUÂ MAKBULDÜR
Enes (r.a.)’den rivayetle; Resûlullâh sallallâhü aleyhi ve sel-lem Efendimiz buyurdular ki: “Kur’ân ehlinin Kur’ân’ı her hatmettiğinde, gerek okuyan ve gerekse dinleyenler için kabul edilecek bir duası ve cennette de bir ağacı vardır ki bir karga uçmaya başladığı andan itibaren ihtiyarlayıncaya kadar uçsa, o ağacın kökünden dallarına ulaşamaz.” (Câmiû-s Sağîr 2/1336) Muharib b. Disar (r.a.)’den rivayetle: “Kim Kur’ân-ı Kerîm’i ezberinden okursa, bu onun için dünyada ve âhirette duâ olur!” (Darimi ;6/3482) Sa’d (r.a.)’den rivâyetle:‘Kur’ân’ın okunup bitirilmesi gecenin başına rastlarsa, melekler O’nu okuyup bitirene sabah oluncaya kadar duâ ederler. Şâyed O’ nun okunup bitirilmesi gecenin sonuna rastlarsa, melekler onu okuyup bitirene akşam oluncaya kadar duâ ederler. Bu sebeble bazen birimizin Kur’ân’ı hatmetmesine az bir şey kalır da akşamlayıncaya veya sabahlayıncaya kadar O’nu okumayı geciktirir!” (Dârimî6/3486) Amr b. Şuayb (r.a.)’den rivayetle; Nebî (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki: “Bir kul, Kur’ân’ı hatmederse, altmış bin melek onun için duâ eder” (Câmiü-s Sağîr 2/323) . Abdullah b. Ömer (r.a.)’in babasından rivayetle; Resûl-i Ekrem Sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdular ki: “Şu beş durumda sema kapıları açılır ve dualar kabul edilir: Kur’ânokurken, İslâm ordusu düşman ordusu ile karşılaştığı zaman, yağmur yağdığında, zulme uğrayan duâ ettiğinde, ve ezan okunduğunda.” (Câmiü-s SağTr 2/1792) irbad (r.a.)’den rivayetle; Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki: “Farz namaz kılan kimsenin makbul bir duâ hakkı vardır. Kur’ân’ı hatmeden kimsenin de makbul bir duâ hakkı vardır.” (Câmiü-s Sağîr3/3679) Enes (r.a.)’den rivayetle; Resûlullâh Sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz buyurdular: Her hatim indirildiğinde, gerek okuyan ve gerekse dinleyenler için kabul edilecek bir duâ hakkı Vardır. (Câmiü-s Sağır 2/2726)
KUR’ÂN’I EZBERLEYENE NE MUTLU!
Allâhü Te’âlâ Kur’ân-ı Kerîm’de buyuruyor ki: “Hayır O Kur’ân, kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçık Âyetlerdir. Ey Nebîyyi Zişân, Cebrail Sana Kur’ân okurken unutmamak için acele edip O’nunla beraber söyleme, yalnız dinle. Doğrusu vahyolunam kalbine yerleştirmek ve O’nu Sana okutmak Bize düşer.” (Kıyâmet s. 7-16.a.)
Mu’az (r.a.)’den rivayetle; ‘Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz bana şöyle buyurdular: “Ey Muaz! Saadete ermişlerinhayâtını, şehidlerin ölümünü, haşr gününde kurtuluşu, korku gününde emniyeti, karanlık günde nuru, sıcak günde gölgeyi, susuzluk gününde suya kanmışlığı, hafiflik gününde ölçüyü, sapıklık gününde doğru yola girmeyi istersen Kur’ân’ı ezberle. Çünkü O, Rahmanın zikridir, şeytândan sığınmak ve mizanda da ağır gelme sebebidir.” (Nihâyetul Kavlil Müfids.253)
“Ümmetimin en şereflileri Kur’ân’ı ezberleyip O’na hizmet edenler ve geceleri ibâdet edenlerdir.” (Camiu-s Sağir 1/613)
“Kur’ân’ı okuyunuz. Şübhesiz ki Allah, Kur’ân’ı kavrayarak ezberleyen kimseye azâb etmez. Kur’ân Allah’ın ziyafetidir. Bu ziyafete katılan emniyyet içinde olur. Kur’ân’ı sevene müjdeler olsun.” (Camiü-sSağir 1/778)
“Cenâb-ı Allah, yer ve gökleri yaratmadan bin sene önce Tâhâ ve Yâsîn Sûrelerini okumuştu. Melekler, bu Kur’ân’ı işitince: Ne mutlu o ümmete ki bu Kur’ân, kendilerine nazil olacak; ne mutlu o insanlara ki, bunu zihinlerinde ezberleyip taşıyacaklar; ne mutlu o dillere ki bunu okuyacaklar! Dediler.” (Darimi 6/3417)
“Kim Kur’ân’ı okur, ezberler, helâl kıldığı şeyi helâl kabul eder, haram kıldığı şeyi de haram kabul ederse, Allah o kimseyi cennete koyar. Ayrıca, hepsine cehennem şart olmuş bulunan ailesinden on kişiye şefaatçi kılar.”(İbn Mâce 1/216)
——————————–
Hatim, kelime olarak bitirmek, sona erdirmek ise de, fıkıhtaki manası, bir kişinin, Kur’an-ı kerimi baştan sona kadar okuyup bitirmesi demektir. Hatmin önemi hakkında çok hadis-i şerif vardır. Birkaçının meali şöyledir:
(Kur’an-ı kerimi hatmedene, altmış bin melek istigfar eder.) [Deylemî]
(Kur’an-ı kerimi hatmedenin duası kabul olunur.) [Taberanî, İbni Hibban]
(Kur’an-ı kerimi hatmedenin, kabul edilen bir dua hakkı olduğu gibi kendisine Cennette bir ağaç da verilir.) [Hatib]
(Hatim yapanın dünya veya âhiret için ettiği dua kabul olur.) [Beyhekî]
(Hatmi okuyan ve dinleyenlerin duası kabul olur.) [Ebu Nuaym]
(Beş vakit namazdan sonra yapılan dua gibi, hatimden sonra yapılan dua da kabul olur.) [Taberani
(Hatim duası yapılan yerde hazır olan, ganimet dağıtılırken bulunan kimse gibidir. Hatme başlanan yerde bulunan, cihad eden gibidir. İkisinde de bulunan, iki sevaba da kavuşur ve şeytanı rezil eder.) [Hazinet-ül-esrar]
(Üç kere İhlas sûresini okuyan Kur’anı hatmetmiş gibi sevaba kavuşur.) [Ey Oğul İlmihâli]
Hatmin dinde yeri büyüktür. Din kitaplarında hatimle ilgili çok bilgi bulunmaktadır. İmam-ı Rabbânî hazretleri, (Ramazan-ı şerifte Kur’an-ı kerimi hatmetmek önemli bir sünnettir) buyuruyor. (1/45)
İmam-ı Zahidî hazretleri, (Hatim okuyan hafıza az hediye vermemelidir) buyuruyor. Hafız, pazarlık etmeden, Allah rızası için hatim okursa, okutanın hediye ettiğini alması caiz olur. Az diye itiraz ederse, aldığı haram olur. (Havi, Hadika, Berika)
Kur’an-ı kerimi kırk günde hatmetmek müstehabdır. Hatimden sonra yapılan dua kabul olur. Hatim bitince, yeniden hatme başlamak niyetiyle Fatiha okumalı. Hadis-i şerifte, (İnsanların en iyisi, hatmi bitirince yeniden başlayandır) buyuruldu. (Şir’a şerhi)
Kur’an-ı kerimin hatmedildiği yere rahmet yağar. Hatimde toplanmak ve hatimden sonra dua etmek müstehabdır. Abdullah ibni Abbas hazretleri, hatim okuyanın yanında adamını bulundururdu. Hatim biteceği zamanı işitince, kendi de hazır olurdu. Enes bin Malik hazretleri, hatmettiği zaman, çoluk çocuğunu toplayıp dua yapardı. Hatim bitince, ikincisine başlamak müstehabdır. (Kitab-üt-tibyan)