Kaside-i Bürde duası
Asırlardır okunagelen ve onlarca şerhi yapılmış bu kıymetli eser evliyadan İmam Buseyri Hazretleri tarafında felç halinde yatmakta iken yazılmıştır.İmam Buseyri hazretleri bu kasidesini hasta iken yazmıştır.Soununda Rasülüllah Efendimizi rüyasında görmüş,Efendimiz kendisine sırtındaki hırkasını çıkartıp giydirmiştir.Uyandığında felç hastalığından tamamen iyileştiği görülmüştür.
KASİDE-İ BÜRDENİN FAYDALARI
-Son nefeste iman ile vefat etmek için Cuma gecesi okunur.
-Kaside-i bürde Belaların giderilmesi için kemal-i edeble 7 Cuma gecesi birer defa okunur.
Resulü Ekrem (s.a.v)’i rüyada görmek için Cuma ve Pazartesi geceleri olmak üzere 101 defa okunur.Bu bir kaç cuma ve pazartesi gecesine dağıtılarak okunabilir.
-Mal ve mülkün ziyan olmasından korkulduğunda Cuma geceleri birer defa okunur.
-Uzun ve huzurlu ömür için okunur
-Bir dileğin olması için sabah karşı 3 veya 7 günde (41) defa okunur.
-Rızık genişliği için günde 15 defa bir hafta boyunca okunur.
-İstihare için yatsıdan sonra okunur.
-Her hangi bir niyettle yatsıdan sonra 3 kere okunursa niyet ettiği şeyi rüyasında görür.
-Rütbe,mevki ve makam için 41 gece üst üste okuur.
-Stres ve sıkıntılar için her Cuma gecesi okunur.
-Hastalıkların şifası için en az 7 defa okunmalıdır.
-Bulaşıcı hastalıkların yayılmaması için 41 kere okunur.
-Yüksek zeka ve iyi bir hafızaya sahip olmak için (Nisan yağmuru suyu,zezem suyu veya herhangi bir suya 3 defa okunur.)
-Ticarette kâr etmek için bir hafta boyunca 41 kere okunmalıdır.
-Cinlerin şerrinden korunmak için okunur.
-Kendisine cin musallat olmuş kişinin üzerine okunur.
-Deniz ve kara felaketleri olduğu zaman en az 1 defa okunur.
-Deprem anında okunur.
-Mal ve mülkün muhafazası için okunur.
-Mal ve mülkün felaketlerden korunması için Cuma geceleri okunmalıdır.
-İnsanlar arasında sevginin yerleşmesi için okunur.
-Yolculukta sağ salim dönmek için okunur.
-Maddi ve manevi bütün dertlerden kurtulmak için okunur.
-Felç için hastanın üzerine 3 gün birer defa okunur.Ayrıca temiz bir su üzerine 3 kere Kaside-i Bürde okunur ve bu sudan hastaya içirilir.Ayrıca bu sudan hastanın felçli olan organlarına sürülmeye devam edilir.
Bir kimsenin sevgisini kazanmak için 11 gün sabahleyin güneş doğmadan evvel 3 defa okunur.
Kaside-i Bürde okumaya başlamadan önce abdest alınır, kıbleye dönülür ve 3 defa “istiğfar” okunur.3 İhlas 1 Fatiha süresi okuduktan sonra aşağıdaki dua okunur.
“Allâhümme inni eteveselü bi kırâatil kasiydetil mübâraketi ileyke en tu’tıyeni hayrad dârayni ecilen ve âcilen.”
Kaside-i Bürdenin Türkçe Okunuşu
Hüvel Habibüllezi türcâ şefâatühü
Likülli havlin minel ahvâli muktehami
Mevlâya salli ve sellim dâimen ebedâ
Alâ Habibike hayrıl halkı küllihimi
—————————————–
1-E min tezekküri cirânin bi zî selemin,
Mezecte dem’an cerâ min mukletin bi demin.
2-Em hebbeti’r-rîhu min tilkâi kâzimetin
Ve evmeda’l-berku fi’z-zalmâi min idamin
3-Femâ liayneyke in kulte ekfüfâ hemetâ
Ve mâ likalbike in kulte estefik yehimi
4-E yahsebu’s-sabbu ennel-hubbe münketimun
Mâ beyne münsecimin minhü ve muztarimin
5-Levlâ’l- hevâ lem turık dem’an alâ talelin
Ve lâ erikte zikri’l-bâni ve’l-alemi
6-Fe keyfe tunkiru hubben bâ’de mâ şehidet
Bihî aleyke, udûli’d-dem’ı ve’s-sekami
7-Ve esbete’l-vecdü hattay abretin ve danâ.
Misle’l-behârı alâ haddeyke ve’l-anemi.
8-Neam serâ tayfü men ehvâ fe-errekani
ÜVe’l-hubbu ya’terizu’l-lezzâti bi’l-elemi
9-Yâ lâimî fî’l-hevâ’l-uzriyyi mâ’zireten
Minnî ileyke ve lev ensafte lem telümi
10-Adetke hâliye lâ sırrî bi müstetirin.
Ani’l- vüşâti ve lâ dâî bi münhasimin.
11-Mehazteni’n – nusha lâkin lestü esmeuhû.
lnne’l-muhibbe ani’l uzzâli fî samemin.
12-İnnîtetehemtü nâsîha’ş-şeybi fî azelî,
Ve’ş – şeybü eb’adü fî nushin ani’t – tûhemi.
13-Fe inne emmâreti bi’s-sûi me’t-te’azet
Min cehlihâ bi nezîri’ş – şeybi ve’l- heremi.
14-Ve lâ eaddet mine’l – fî’li’l -cemili kırâ
Dayfin eleme bi re’sî gayre muhteşemi
15-Lev küntü a’lemü ennî mâ uvakkıruhû.
Ketemtü sırren bedâ lî minhü bi’l-ketemi
16-Men lî bi reddi cimâhin min gavayetihâ
Kemâ yüreddü cimühu’l-hayli bi’l-lücümi
17-Felâ terüm bi’l-meâsi kesre şehvetihâ
lnne’t-teâme yukavvî şehvete’n-nehimi
18-Ve’n-nefsü ke’t-tıflı in tühmilhü şebbe alâ
Hubbi’r-redâi ve in teftımhü yenfetimi
19-Fasrıf hevâhâ ve hâzir en tüvelliyehû
İnne’l-hevâ mâ tevellâ yusım ev yesımi
20-Ve râihâ vehye fî’l-a’mâli sâimetün
Ve in hiye’s-tahleti’l-mer’â felâ tesümi
21-Kem hassenet lezzeten li’l-mer’i kâtileten
Min haysü lem yedri enne’s-semme fî’d-desemi
22-Vahşe’d-desâise min cûin ‘le min şebiin
Fe rubbe mahmasatin şerrun mine’t-tuhâmi
23-Ve’stefrigi’d-dem’a min aynin kadi’mteleet
Mine’l-mehârimi ve’l-zem himyete’n-nedemi
24-Ve hâlifî’n-nefse ve’ ş-şeytâne va’sıhimâ
Ve in hümâ mehadâke’n-nusha fet-tehimi
25-Velâ tutı’ minhümâ hasmen velâ hakemen
Fe ente ta’rifü keyfe’l-hasmi ve’l-hakemi
26-Estagfîrullâhe min kavlîn bilâ amelin
Le kad nesebtü bihî neslen lizî ukumi
27-Emertüke’l-hayre lâkin mâ’temertü bihî
Ve me’stekamtü femâkavlî leke’s-tekami
28-Velâ tezevvedtü kable’l-mevti nâfîleten
Velem usalli sivâ farzın velem esumi
29-Zalemtü sünnete men ahya’z-zalâme ilâ
Eni’şteket kademâhü’d-durre min veremi
30-Ve şedde min segabin ahşâehû ve tavâ
Tahte’l-hicâreti keşhan mütrefe’l-edemi
31-Ve râvedethü’l-cibâlü’ş-şümmü min zehebin
An nefsihi fe erâhâ eyyemâ şememi
32-Ve ekkedet zühdehü fîhâ zarûretühû
İnne’z-zarûrete lâ ta’dû alâ’l-lsami
33-ve keyfe ted’û ile’d-dünyâ zarûretü men
Levlâhü lem tahruci’d-dünyâ mine’l-ademi
34-Muhammmedün seyyidü’l-kevneyni ve’s-sekaleyn
Ve’l-ferikayni min urubin ve min acemi
35-Nebiyyünâ’l-âmirü’n-nahi felâ ehadün
Eberre fî kavlî lâ minhü velâ neami
36-Hüve’l-habîbü’l-lezî türcâ şefâatühü
Li külli hevlin mine’l-ehvâli muktehımi
37-Deâ ilallühi fe’l-müstemsikûne bihî
Müstemsikûne bi hablin gayrı munfasımı
38-Faka’n-nebiyyine fî hâlkın ve fî hulukın
Velem yüdanûhü fj ilmin ve lâ keremi
39-Ve küllühüm min Resûlillahi mültemisün
Gürfen mine’l-bâhri ev reşfen mine’d-diyemi
40-Ve vâkıfûne ledeyhi inde haddihimi
Min nuktati’l-ilmi ev min şekleti’l-hikemi
41-Fehve’l-lezî teme mâ’nâhu ve sûretühü
Sümme’s-tafâhü hibîben bâriü’n-nesemi
42-Münezzehün an şerikin fî mehâsinihi
Fe cevheru’l-husni fîhi gayrı munkasımi
43-Da’me’d-deathü’n-nâsârâ fî nebiyyihimi
Vâ’hküm bimâ şı’te medhan fîhi va’htekimi
44-Fensüb ilâ zâtihî mâ şi’te min şerafîn
Vensüb ilâ kadrihî mâ şi’te min izâmi
45-Fe inne fadle Resûlillâhi leyse lehû
Haddün fe yu’ribe anhü nâtıkun bi femi
46-Lev nâsebet kadrehû âyâtühû ızamen
Ahyâ’smühû hîne yüd’â dârıse’r-rimemi
47-Lem yemtehınna bimâ ta’ye’l-ukûlü bihî
Hırsan aleynâ felem nerteb velem nehimi
48-A’ye’l-verâ fehmü mâ’nâhü fe leyse yürâ
Lil-kurbi ve’l-bu’di minhü gayru munfehımi
49-Ke’ş-şemsi tezharu li’l-ayneyni min buudin
Sagîreten ve tükillû’t-tarfe min ememi
50-Ve keyfe yüdrikü fî’d-dünyâ hakîkatehû
Kavmün niyâmün tesellev anhü bi’l-hulumi
51-Fe meblegu’l-ilmi fîhi ennehû beşerun
Ve ennehû hayru hâlkı’llâhi küllihimi
52-Ve küllü âyin ete’r-rüslü’l-kirâmü bihâ
Fe innemâ’t-tesalet min nûrihi bihimi
53-Fe innehû şemsü fadlin hum kevâkibühâ
Yüzhirne envârehâ li’n-nâsi fî’z-zulemi
54-Ekrim bi hâlkı nebiyyin zânehû hulukun
Bi’l-husni müştemilin bi’l-bişri müttesimi
55-Ke’z-zehri fî terefîn ve’l-bedri fî şerefîn
Ve’l-bâhri fî keremin ve’d-dehri ti himemin
56-Ke ennehû vahve ferdün fî celâletihi
Fi askerin hîne telkahu ve fî haşemin
57-Ke enneme’l-lü’lüü’l-meknûnü fî-sadefîn
Min mâ’diney mantıkın minhü ve mübtesemi
58-Lâ tıybe ya’dilü türben zamme a’zumehû
Tûbâ lî munteşıkın minhü ve mültesimin
59-Ebâne mevlidühü an tîbı unsurihi
Yâ tıybe mübtedein minhü ve muhtetemi
60-Yevmün teferrese fîhi’l-fürsü ennehümü
Kad ünzirû bi hulûli’l-bü’si ve’n-nikamı
61-Ve bâte eyvânü Kısrâ Vehve münsadi’un
Ka şemli ashabı Kisrâ gayre mülteimi
62-Ve’n-nâru hâmidetü’l-enfâsi min esefin
Aleyhi ve’n-nehru sâhi’l-ayni min sedemi
63-Ve sâe sâvete en gâdat buhayretühâ
Ve rüdde vâridühâ bi’l-gayzl hîne zamî
64-Keenne bi’n-nâri mâ bi’l-mâi min belelin
Huznen ve bi’l-mâ; mâ bi’n-nâri min daremin
65-Ve’l-cinnü’ tehtifü ve’l-envâru sâtıatün
Ve’l-hakku yazharu min mâ’nen ve min kelimi
66-Amû ve sammû fe i’lânü’l-beşâiri lem
Tüsmâ’ve bârikatü’l-inzâri lem tüsemi
67-Min bâ’di mâ ahbâra’l-akvâme kâhinühüm
Bienne dînehamü’l-mu’vecce lem yekumi
68-Ve bâ’de mâ âyenû fi’l-ufkı min şuhubin
Munkaddaten vefka mâ fî’l-arzl min sanemi
69-Hattâ gadâ an tarikl’l-vahyi münhezimün
Mine’ş-şeyâtîni yakfû isre münhezimi
70-Keennehüm hereben abtâlü Ebrehetin
Ev askerun bi’l-hasâ mln râhateyhi ramî
71-Nebzen bihî bâ’de tesbîhin bi bâtnihimâ
Nebze’l-müsebbihi min ahşâi mültakımı
72-Câet li da’vetihil eşcâru sâcideten
Temşî ileyhi alâ sâkın bi lâ kademi
73-Ke ennemâ setarat setran limâ ketebet
Fürûuhâ min bedîil hattı fil lekami
74-Mislül ğamâmeti ennâ sâra sâiraten
Tekıyhi harra vatıysin lil hecîri hamî
75-Aksemtü bil kameril münşakkı inne lehû
Min kalbihî nisbeten mebrûratel kasemi
76-Ve mâ havel ğâru min hayrin ve min keramin
Ve küllü tarfin minel küffâri anhü amî
77-Fes sıdkı fil ğari ves sıddîku lem yerimâ
Ve hüm yekûlûne mâ bil ğâri min erimi
78-Zannül hamâme ve zannül ankebûte alâ
Hayril beriyyeti lem tensüc ve lem tehumi
79-Vikâyetullâhi ağnet an müdâafetin
Mined dürûı ve an âlin minel ütumi
80-Mâ sâmaniyed dehru daymen vestecartü bihî
İllâ ve niltü civâran minhü lem yüdami
81-Ve leltemestü ğıned dârayni min yedihî
İllestelemtün nedâ min hayri müstelemi
82-Lâ tünkirul vahye min rü’yahü inne
lehû kalben izâ nâmetil aynâni lem yenemi
83-Fe zâke hıyne bülûğun min nübüvvetihî
Fe leyse yünkeru fîhi hâlü muhtelemi
84-Tebârekallâhü mâ vahyün bi müktesebin
Ve lâ nebiyyün alâ ğaybin bi müttehimi
85-Kem ebraet vasaben bil lemsi râhatühû
Ve atlakat eriben min ribkatil limemi
86-Ve Ahyetis seneteş şehbae da’vetühû
Hattâ haket ğurraten fil a’surid dühümi
87-Bi ârızın câde evhıltel bitâha bihâ
Seyben minel yemmi ev seylen minet arimi
88-Da’nî ve vasfî âyâtin lehû zaherât
Zuhûra nâril gırâ leylen alâ alemi
89-Feddürrü yezdâdü husnen ve hüve müntezamün
Ve leyse yenkusu kadran ğayra müntezami
90-Fe mâ tetâvele âmâlül medîhi ilâ
Mâ fîhi min keramil ahlâkı veş şiyemi
91-Ayâtü hakkın miner Rahmâni muhdesetün
Kadîmetün sıfatül mavsûfi bil kıdemi
92-Lem takterin bi zemânin ve hiye tuhbiruna
Anil meâdi ve an âdin ve an iremi
93-Dâmet ledeynâ fe fâkat külle mu’cizetin
Minen nebiyyîne iz câet ve lem tedümi
94-Muhâkkemetün fe mâ yübkıyne min şühebin
Li zî şikâkın ve lâ yebğıyne min hâkemi
95-Mâ hûribet katta illâ âde min harabin
A’del eâdî ileyhâ mülkıyes selemi
96-Raddet belâğatühâ da’vâ muârıdıhâ
Raddel ğayûri yedel cânî anil hurami
97-Le hâ meânin ke mevcil bahri fî mededin
Ve fevka cevherihî fil husni vel kıyemi
98-Fe lâ tüaddü ve lâ tuhsâ acâibühâ
Ve lâ tüsâmü alel iksâri bis seemi
99-Karrat, bihâ, aynü, kârîhâ, fe, kultü, lehû
Le kad zaferte bi hablillâhi fa’tesımi
100-İn tetlühâ hıyfeten min harri nâri lezâ
Etfâ’te harrâ lezâ min virdiheş şiyemi
101-Ke ennehel havzu tebyazzul vücûhü bihî
Minel usâtı ve kad câühû kel humemi
102-Ve kes sırâtı ve kel mîzâni ma’dileten
Fel kıstu min ğayrihâ Gin nâsilen yekumi
103-Lâ’ta’ceben li hasûdin râha yünkiruha
Tecâhülen ve hüve aynül hâzikıl fehimi
104-Kad tünkirul aynü dav’eş şemsinin ramedin
Ve yünkirul femü ta’mel mâi min sekami
105-Yâ hayra men yemmemel,âfûne ,sahâtehû
Sa’yen ve fevka mütûnil eynükir rusümi
106-Ve men hüvel âyetül kübrâli mu’tebirin
Ve men hüven nı’metül uzmâli muğtenimi
107-Serayte min Haraminleyken ilâ Harâmin
Kemâ seral bedrü fî dâcin minez zulemi
108-Ve bitti terkâ ilâ en nilte menzileten
Min kâbe kavseyni lem tüdrek ve lem terumi
109-Ve kaddemetke cemîul enbiyâi bihâ
Ver rusülü takdîme mahdûmin alâ hademi
110-Ve ente tahterikus seb’at tıbâka bihim
Fî mevkibin künte fîhi sâhıbel alemi
111-Hattâ izâ lem teda’şe’ven li müstebikin
Mined dünüvvi velâ li müstenimi
112-Hafadte külle makâmin bil izâfeti iz
Nûdite bir ref’i mislel müfredil alemi
113-Keymâ tefûzü bir vaslin eyyi müstetirin
Anil uyûni ve sirrin eyye müktetemin
114-Fehurte külle fihârin ğayra müşterakin
Ve cüzte külle mekâmin ğayra müzdehamin
115-Ve celle mikdârumâ vullite min rutebin
Ve azze idrâkü mâûlite min niamin
116-Büşrâlenâ ma’şeral İslâmi inne lenâ
Minel ınâyeti ruknen ğayra münhedimin
117-Lemmâ deallahü dâıynâ li tâatihi
Bi ekramir rusüli künnâ ekramel ümemi
118-Râat Kulûbel ıdâ enbâü bi’setihî
Ke neb’etin eclefet ğuflen minel ğanemi
119-Mâ zâle yelkâhüm fî külli mu’terakin
Hattâ hakev bil kanâ lahmen alâ vezamin
120-Veddül firâra fe kâdû yağbitûıne bihî
Eşlâe şâlet meal ıkbâni ver ruhami
121-Temdıl leyâlî ve lâ yedrûne ıddetehâ
Mâlem tekün min leyâlil eşhuril hurumi
122-Ke ennemed dînü dayfün halle sâhate hüm
Bi külli karmin ilâ rahmil îdâ karimin
123-Yecürru bahra hamîsin fevka sâhibatin
Termî bi mevcin minel ebtâli mültetımin
124-Min külli müntedi bin lillâhi muhtesibin
Yestû bi müste’silin lil küfri mustalimin
125-Hattâ ğadet milletül İslâmi ve hiye bihim
Min ba’di gurbetihâ mevsûleter rahimi
126-Mekfûleten ebeden minhüm bi hayri ebin
Ve ba’lin fe lem teytem ve lem teimi
127-Hümül cibâlü fe sel anhüm müsâdimehüm
Mâzâ raev minhüm fî külli müstademin
128-Ve sel Huneynen ve sel Bedran ve sel Uhuden
Fusûle hatfin lehüm edhâ minel vehami
129-El musdıril biydı humran ba’de mâ veradet
Minel ıdâ külle müsveddin minel lememi
130-Vel kâtibîne bi sümril hattı mâ terâket
Aklâmühüm harfe cismin ğayra mün’acimin
131-Şâkis silâhı lehüm sîmâ tümeyyizühüm
Vel verdü yemtâzü bis sîmâ mines selemi
132-Tühdî ileyke riyâhun nasri neşrahüm
Fe tahsebüz zehra , fil ekmâmi külle kemî
133-Keennehüm fî zuhûril hayli nebtü ruben
Min şiddetil hazmi lâ min şiddetil huzümi
134-Târet kulûbül ıda min be’sihim ferkan
Femâ teferrake beynel behmi vel bühemi
135-Ve men tekün bi rasûlillâhi nûsratühû
İn telkahül üsdü fî âcâmihâ tecimi
136-Ve len terâ min veliyyin ğayra müntesırin
Bihî velâ min adüvvin ğayra münkasimin
137-Ehalle ümmetehû fî hırzi milletini
Kellysi halle meal eşbâli fî ecemin
138-Kem ceddelet kelimâtüllahi min cedelin
Fîhi ve kem hassamel burhânu min hasımin
139-Kefâke bil ılmi fil ümmiyyi mu’cizeten
Fil câhiliyyeti vet te’dîbi fil yütümi
140-Hademtühû bi medîhin estekıylü bihî
Zünûbe umrin medâ fiş şı’ri vel hademi
141-İz kalledâniye mâ tuhşâ avâkıbühû
Ke ennenî bihimâ hedyün minen neami
142-Ata’tü ğayyes sıbâ fil hâletyni ve mâ
Hassaltü illâ alel âsâmi ven nedemi
143-Fe yâ hasârate nefsin fî ticaretihâ
Lem teşterid dîne bid dünyâ velem tesümi
144-Ve men yebı’âcilen minhü bi âcilihî
Yebin lehül gabnü fî bey’ın ve fî selemin
145-İn âti zenben fe mâ ahdî bi müntekazın
Minen nebiyyi ve lâ hablî bi mün sarimin
146-Fe inne lî zimmeten minhü bi tesmiyeti
Muhammeden ve hüve evfel halkı biz zimemi
147-İn lem yekün fî meâdi âhızen bi yedî
Fadlen ve illâ fe kul yâ zelletel kademi
148-Hâşâhü en yuhrimer râcî me mekârimehû
Ev yercial câru minhü gayra muhterâmin
149-Ve münzü el zemtü efkâri medâyıhahû
Vecedtühü lî halâsî hayra mültezimin
150-Ve len yefûtel gınâ minhü yeden teribet
İnnel hayâ yünbitül ezhâre fil ekemi
151-Ve lem ürid zehrated dünyelletik telafet
Yedâ züheyrin bi mâ esnâ alâ herimi
152-Yâ ekramel halkı mâ li men elûzü bihî
Sıvâke ınde hulûlil hâdisil amemi
153-Velen yezika Rasülellâhi cahüke bi
İzil Kerîmü tecellâ bismi müntekımin
154-Fe in min cûdiked dünya ve Darratehâ
Ve min ulûmike ılmül levhı vel kalemi
155-Yâ nefsü lâ teknati min zelletin azumet
İnnle kebâire fi ğufrani kel lememi
156-Lealle rahmete Rabbi hıyne yaksimühâ
Te’ti alâ hasebil ısyâni fil kısemi
157-Yâ Rabbi vec’al recâi ğayra mün’akisin
Ledeyke vec’al hısâbî ğayra münharimin
158-Veltuf bi abdike fid dâreyni inne lehû
Sabran metâ ted’uhü ehvâlü yenhezimi
159-Ve’zenli subhi salâtin minke dâimetin
Alen Nebiyyi bi münhel in ve münsecimi
160-Sümmerrıza an Ebı Bekrin Ve an umare
ve an Aliyyin ve an Osmane zil keremi
161-Vel âli sahbi sümmet tâbiîne lehüm
Ehlet tükâ ven nükâ vel hılmi vel kerami
162-Mâ rannehat azâbâtil bâni rıyhu sabâ
Ve etrabel îse hâdil bin neğami
163-Mevlaya salli ve sellim dâimen Ebedâ
Alâ habîbike hayril halkı küllihimi
——————————————-
Hüvel Habibüllezi türcâ şefâatühü
Likülli havlin minel ahvâli muktehami
Mevlâya salli ve sellim dâimen ebedâ
Alâ Habibike hayrıl halkı küllihim
Kaside-i Bürdenin Türkçe Anlamı
Selem ağaçlarını mı, ordaki dostları mı andın ki birden
Gözbebeğin kanlandı, gözyaşın aktı kırmızı kırmızı..
Yoksa bir yel mi esti Kâzime yönünden;
Yoksa Eden Dağı’nın üstünde, kapkaranlık gecede
Şimşek mi çaktı?..
Gözlerine ne oldu ki, “dur ağlama” desen çoşar ırmak olur;
Ya kalbine ne dersin, “yetiş huzur” dedikçe artar acısı gamı..
Aşk gizli kalır mı kimseden, niçin aldatır kendini insan?
Gönül yanıp dururken, gözden akarken çeşme gibi gözyaşı..
Aşk olmasaydı döker miydin gözyaşını böyle taze toprağa?..
Gözün uykudan kaçar mıydı, andığında Ban Ağacını, Alem Dağını..
Âşık inkar etse ne çıkar, gerçek şahitler var:
Yaşa batık gözler, sararmış yüz, zayıf ten ve göz çukurları…
Aşktan değil de neden bu peki, bir yanağında kırmızı gül;
Bir yanağında sarı gül döküntüsü, izi;
Kızılırmak, Yeşilırmak yatağı..
Evet, yârin hayali gelip beni birden uyandırdı;
Sevgi, zaten gelir gamlarla, mahveder vücut hazlarını..
Aşkım sebebiyle bana dil uzatan, utanır mıydın ki bilseydin,
Yanık aşklarıyla meşhur Özr oymağı gençlerinden daha mazurum, beterim hakçası…
Gizlenir gibi değil ki bu sır, işte sen de öğrendin;
Şimdi, de diyeceğini, kat by derde bir dert de sen..
Zaten yok sonu yok başı..
Öğüdünü esirgemedin sağol benden ama;
Tutamadım onları, çünkü tutuktur zaten sevenin kulakları..
Yaşlı adama, ağarmış saça, utanmadan; “yalan söylüyorsun” dedim..
Nasıl inkâr, itham edilebilir oysa, ağaran saçın beyazlığı?..
Günaha batık nefs, öğüt mü dinler!
Kendi karanlığına gömülmüş ak saç, nasıl ışıtsın bu karanlığı?..
Güzel fiillerle bir şölen hazırlayamadı nefsim;
Misafirse sessiz, ihtişamsız apak çıkageldi, karşılayan bile olmadı..
Bilseydim ki, yok bende bir karşılama gücü bile,
Siyaha boyadığım bir panonun ardına saklardım kendimi ve bu sırrı..
Kim çeker benim nefsimi bu hoyratlık alanından?..
Çılgın atları zaptedip dört döndüren süvariler gibi tıpkı..
Günah işleye işleye günahı bitireyim dersin belki içinden..
Boş hayal! Yemek vücudu arttırır, günah da günahı…
Nefs memedeki çocuktur, vaktinde kesmezsen sütten,
Koca adam olur da, hâlâ emzik ister, arar sütü mamayı..
Nefsine sen hâkim ol! O olmasın sana hâkim;
Çünkü nefs neye hâkim olursa, onu ya öldürür, ya soldurur hâsılı..
Nefs sürüsü bırakırsan yayılır her yöne; görmeli gözetmeli;
Otu çok tatlı gelen yaylalara yaymazlar koyunları..
Nefsin tattırdığı hazzın çoğu semm-i katildir;
Ağuyu altun tasta bal içre sunarlar, bunlar onun suç ortağı..
Açlığın ve tokluğun hilelerinden koru kendini,,
Evet açlığın da.. Çok açlık, tokluktan da zararlı..
Gözünden yaşlar boşalt ki, ne haramlar doldurmuştun vaktiyle..
Ve sığın tövbe gölgelerine, odur en serin hurma altı..
Şeytana ve nefsine uyma! Baş kaldır, isyan et!..
En akla yakınmış gibi gelen sözlerini bile dinleme, deş ve bul püf noktalarını..
Bazan hasım kılığındadır, bazan hısım, bazan hakem,
Düpedüz hilekârdırlar, ne hakemi, ne hasımı, ne hısımı!
Allah’ım sen affet bizi!.. Bizzat söyleyip te tutamadığımız sözlerden..
Ki andırır kısırların nesliyle öğünmesini tıpkı…
Sana “yap!” dedim ama ben yapmadım onu;
Sana “yol işte bu yoldur” dedim ama nefs, beni o yola bırakmadı..
Üstüme borç olan namazı kıldım, orucu tuttum; ama o kadar..
Ölüm, evet ölüm göz önündeyken bir parçacık arttırmadım onları..
Kendime zulmettim, ihmal ettim geceleri ihya sünnetini..
Can verdi gecelere namazla O, öyle ki, şişerdi ayakları..
Boş midesinin üstüne taş kor, derisini büzüp düğümler,
Çekilen karnına kuşak bağlardı; yine azalmazdı açlığa sabrı…
Altundan ulu dağlar nefsine sundular da kendilerini,
Reddetti O, gösterdi onlara gerçek ululuğu ve gerçek altını…
Zühd ve takvasını arttırdı, eksiltmedi o dağlarca zarûret..
Ne denli olsa da yok edemez ihtiyaç, insandaki temizliği, pırıltıyı…
Dünya ne oluyor ki, O ona muhtaç olsun..
Dünya O’na muhtaç ki, onun için değil midir varoluşu, yokluktan çıkışı?..
Bu dünyanın ve öte dünyanın, göze görünür- görünmez yaratıkların,
Acemin, Arabın, bölük bölük bütün insanlığın Hz. Muhammed’dir başı..
Bir eşi yoktur O’nun emir ve nehiy peygamberliğinde;
“Evet” i tam evetti, “hayır” ı tam hayırdı…
Her yönden hücum eden korkunun türlüsünden
Ancak O Sevgili kurtarabilir bizi, O’nun merhameti, O’nun şefaati…
Kim döndüyse sesine, koşup yapıştıysa O’nun eteğine,
Yapışmış oldu kopmaz bir ipe, hiç kopmaz ve tam kurtarıcı…
İçiyle ve dışıyla, ahlak ve yaradılışta üstündür,
öbür peygamberlerden bile;
Hiçbirinin ilmi, keremi O’nu geçemedi, O’nunkine ulaşamadı..
Ve hepsi umar ve bekler, Allah’ın Resûlundan;
Denizinden bir avuç su;
Yağmurundan bir damla su yollamasını..
Dururlar huzurunda hepsi yerli yerinde..
Kimi ilminden bir nokta,
Hikmetinden bir hareke bir kısmı..
Peygamber ruhu alıp peygamber vücudunu,
mükemmel peygamber olunca,
O’nu Sevgili edindi seve seve insan yaratan, insan ören Rabbi..
Üstünlüğünde eşit ve ortak yoktu O’na kimse;
Güzelliğiyse parçalanmaz bölünmez bir bütündü, ne çıkacak,
ne eklenecek bir şey vardı…
Hristiyanların kendilerine gelen Resûl için dediklerini dememek şartıyla,
Öğ öğebildiğin kadar.. Yücelt yüceltebildiğince O Hakk Kahramanını..
Korkmadan istediğin ölçüde şerefi bağla O’na;
İstediğin ölçüde O’nun değerlilik hakkını tanı..
Erginliğine yok son ki, orada durup,
Dil, cesaretini bulsun, O’nu anlatmayı..
Mucizeleri bile gerçeğinin yanında sönük kalır;
Yoksa ismi anılınca çürüyen kemikler bile canlanıp ayağa kalkmalıydı..
Aklın yetişmeyeceği tekliflerle etmedi bizi imtihan;
Bizi sevdiğinden elbet.. Biz de hemen inandık O’na..
En ufak şüphe bize yaklaşmadı..
O’nun gerçeğine ermekte cümle âlem âciz kaldı;
Uzak âciz kaldı, yakın âciz kaldı, acz çepçevre sardı dört yanı..
Güneş küçük sanılır uzaktan bakılınca;
Göz dayanmaz amma, çıplak gözle bakıldı mı..
İnsan nasıl bu yerde anlar O’nun gerçeğini,
Ki rüyada görsen O’nu, sana yeter ömür boyu
Bu mutluluk ve O’nun nurdan bakışları..
İnsanlığın bilip bileceği şu, bilgilerinin sonu şudur ancak;
O insandır ve yaratılmışların en iyisi, en güzeli, en hayırlısı..
Ve Peygamberlerin halka gösterdiği mucizeler,
O’ndandı, O’nun nurundandı, O’nun habercisi, O’nun öncü ışıklarıydı..
Çünkü O erdemlik güneşi, öbür peygamberlerse yıldızlardır,
O yıldızlar ki; Güneşten aldıklarıyla aydınlatırlar karanlıkları..
Gel gör ki, Rabbim O’na neler verdi, nasıl süsledi O’nu..
Ahlâkını güzellikle sardı, müjdeyle, güler yüzlülükle benek benek noktaladı..
Latifliği bir çiçek, dolunay şeref ve değeri..
Cömertliği bir deniz, yardımı zamandır tıpkı..
Tek başına bir yerde, O’nu görsen, heybetinden
Sanırsın arkasında asker, asker,asker.. bir ordu gizli, bir ordu saklı..
O’nun tebessümünden ve konuşmasındandır sanki;
Sedefte saklı inci, İnciler hep sedefte saklı..
O’nun toprağının kokusundan daha güzel var mı koku?
Ne mutlu o kişiye ki koklamış, öpmüş ola o toprağı!
Doğuşu açıklar bize her yönden her açıdan O’nu..
Başlangıcı da iyi O’nun, sonu da..
Hoştur doğuşu ve batışı..
O doğum günü ki, iyi farkına vardı İran, indiğinin
Kendisi için korku, kendisi için ceza, kendisine cehennem âzabı..
Göçtü, darmadağın oldu Kisra’nın saray duvarları o gece..
Devleti de, bu duvardan başlayarak yarıldı, çatladı ve dağıldı..
Son nefesini verdi, korkudan mecûsi meş’alesi..
Ve Yahudi nehri, bilinmeyen bir yere alıp gitti,
Dert yuvası başını..
Ve sapık Save halkı, her günkü gibi
Su aldıkları göle gittiklerinde;
Bu da nesi?.. Kurumuş kül olmuş!
Döndüler elleri boş,
Kızgın kudurmuş ve çatlamış dudakları..
Sanki doğmuştu ateşte su,suda ateş duygusu!..
Tabiat, o gün yoldan çıkmışları, tabiatından çıkararak karşıladı..
Sanki, çarpıkların ateşi sıkıldı terledi de sulanıp söndü üzüntüden;
Sularıysa hüzünlerinden ateş gibi kızdı, buharlaştı..
Cinler çığlık atarlar, Nurlar, saçarlarken havaî fişeklerini
Hak böyle tantanayla çıkıyordu ortaya, Hakk’ın sesi ve ihtişâmı..
Kör oldular, sağır oldular, felç oldular, muştuları duymadılar,
Haberleri almadılar; görmediler korkutuş yıldırımlarını..
“Bundan sonra o eğri dinimiz belini doğrultup ayağa kalkamaz”
Dediler, haberini verdiler kâhinleri, ozanları..
Gökte yıldızların aktığı görülürdü
Ve aynı anda yerde putların devrildiği, yıkıldığı..
Ve vahy yolundan çekilip gitti bozgun
Şeytanların şahı; bozgun askeri yerinde kala kaldı..
Nasıl ki, Ebrehe’nin ordusu dağılmıştı;
İki avuçtan atılanla bir ordu kör olmuş, yere saplanmıştı..
Allah dedikten sonra o taşların atılışı
Rabbine yalvarır yalvarmaz balığın karnından atılanın çıkışını andırmıştı..
Yemin ederim ikiye bölünen aya,
O’nun kalbiyle ilgili aya..And içerim aya karşı!..
Ve o hayrı, keremi içine alan mağaraya..
And içerim ki, Kafirlerin gözleri içerdeki Işıktan kör oldu bakamadı..
And içerim ki, Muhbir-i Sadık mağaradaydı ve Sıddık mağaradaydı..
Görmediler ve sandılar ki, orda, kimsecikler yoktu ve olamazdı..
Ne bilsinler ki, örümcek O’nun için örmüş ağını..
Güvercin, O’nun için yuva yapmış, yumurta bırakmış uçup durmaktaydı..
Allah isterse bir güvercin, bir örümcek ağıyla da korur,
Kat kat zırhı ve yüksek kaleleri aratmaz,
onlardan müstağni kılar insanı..
Ve bir örnek daha:
Çağırınca Peygamber, Ağaçlar geldi, eğildi huzurunda;
Dallarıyla, kökleriyle yürüdüler; Çünkü yok ayakları..
Çizgiler çekerek yol ortasına, yazılar yazarak
Güzel yazılar yazarak; dalları budakları…
O bulut gibi ki, O nereye giderse üstünde o da oraya gider,
O’na, gün ortasında yakan güneşe karşı gölge yapardı..
Dünyanın sıkıntısı binince boğazıma
Hemen sarılır, sığınırım O’na..
O hemen kurtarır bu zavallıyı..
İki dünyaya ait hiçbir şey yok ki, o hayır saçan elden
İstemiş olayım da almamış olayım, olmadı..
Aklın ermeyince hemen inkâra kalkma rüya vahiylerini;
Belki gözleri uyurdu O’nun ama, kalbi uyumazdı..
Nübüvvetiyle O gerçeğin doruğuna çıkmıştı
Nasıl inkâr olunabilir erginlerin rüya durumları..
Allah’ın alanı bu. Ne vahiy çalışmakla olur
Ve ne de bir suçtur Peygamberin gâibi çizip anlatışı..
Bir dokunmakla nice hastayı iyi etti eli
Nice çılgınlık zincirini kırıp mahkûmlarını kurtardı..
Kara kıtlık yılları oldu, O’nun duasıyla canlı ve ak
Sanki gecenin oratasında ansızın bir dolunay çıktı..
Bulut akıttı durdu suyu öylesine ki, o kurak vâdilerde;
Oldu her sel bir arim seli, her ırmak bir deniz ırmağı..
Bırak konuşayım, anlatayım o mûcizeleri:
Geceleri dağlarda yakılan şölen ateşleri gibidir âşikârlıkları..
İnciyi işlersen değerlenir şüphesiz;
Ama işlemesen de inci incidir; incilikte farksızdır işlenmişi, hamı..
Ama nasıl uzanabilir hayali övüşün o yüceliklere
Ki orda hüküm sürer o davranış ve ahlâkın hârikalar mantığı..
Biri Kur’an Âyetleri: Haktır, Allah’tan gelmedir,
Ezelî ve ebedîdir, sonradandır, fakat yoktur öncesi başı..
Zamanla kayıtlı değil getirdiği kutsal haber
Son saatten, Addan, İremden haber…
Odur mutlak haberlerin saltanatı..
Devam edip gidiyor O’nun hükmü. Üstündür
Öbür peygamber mûcizelerine ki, tesirleri ve hükümleri ebedî olmadı..
Öyle muhkemdir ki, hamlede yıkar inkârı ve şüpheyi
Tartışma kabul etmez; hâkime hakeme yok ihtiyacı..
Kimse karşı çıkamadı O’na. Yeltenmediler değil ama.
Düşmanı, en düşmanı bile O’na sığınmakta buldu var olmayı..
Belâgatı, düşmanının davasını uzaklara fırlatır:
Kötü niyetlinin elini hareminden ırakta tutmaktır zaten yiğide yaraşanı..
Kemmiyette anlamlar deniz dalgalarından büyük;
Keyfiyetse, güzellikte ve değerde cevahirden üstün ve san’atlı..
Madem okuyunca gözün, gönlün nur doldu, aydınlandı;
Zafer buldun her vakit. Öyleyse bu sağlam ipe iyi yapış, sarıl sıkı..
Okuyuşun, korkusundansa alev alev yanan cehennem ateşinin
İtfaiyesi budur yalnız ateşin: Yanık yürekle çağırmaktır tek şartı..
Sanki O şöyle bir pınar: Yüzü simsiyah olan
Gelip bir yıkanmakla bembeyaz olur; budur nur pınarı..
Ve O, adalette sırat gibi kıldan ince; hak ve eşitlikte de,
Hassas ve ayarlı mizan gibi, insanlar ve kâinatlar arası..
Bakma bilmezlikten gelişlerine, inkarlarına yüreği karaların
Onlar öyle bilir, öyle anlarlar ki… Ama ya kıskançlıkları?..
Eh! Öyleyse kalksın ağrıyan göz inkâr etsin, göremiyor ya,
Güneşi, gün ışığını; yaralı ağız da, alamadığından suyu, suyun lezzetini, tadını..
Çölde hızlı hızlı giden yoksullar; develeri
İz bırakarak giden dilek sahipleri görürsün. Yön tektir; O Hayr kaynağının evi alanı..
Sen ey, anlayanlar için, bizzat varoluşunla ne büyük işaret ve mûcize,
Nimetin kadrini bilenler için ne büyük nimetsin, ne büyük Hakk armağanı..
Ne hesabı mümkün, ne kitabı harikalarının
Ve yine de usanmaz insan bir bir anmaktan onları..
Kalktın bir gece, kutsal bir yerden kutsal bir yere gittin,
Kapkaranlık gecelerde dolunay nasıl ilerlerse
Alımlı alımlı..
Çıktın, boyuna çıktın.. Yükseldin Kâbe Kavseyne kadar,
Ki, daha önce ne kimse çıkmıştı oralara,
Ne de hayal ve ümit etmişti; bırak çıkmayı..
Seni öne geçirdi her yerde peygamberler, resuller,
Seni öne geçirip arkada durdular kendileri, hizmet geleneği icabı..
Delip yedi kat göğü geçip gittin Sen o üstün insanlarla alay alay;
Başlarında Sendin, başlarında sallanan sancak Senin sancağındı..
Öyle çıktın, yükseldin ki, yarışanlar kaldı yarı yolda;
Yakınlıkta ilerisi, daha ötesi kalmadı..
Bütün makamlar geride kaldı Makamından
Çağrıldığın o an, Tektin artık nasıl tekse; gök ve kale sancakları…
Devşirmek için yemişlerini gözlerden saklı
Bir buluşmanın ve gizliden gizli sırrı..
Topladın öğülesi gök çiçekleri, üstünlükleri tek başına;
Aştın bütün menzilleri yalnız, ıssız kalabalıksız, hızlı hızlı..
Tayin edildiğin iş nice ulu;
İdrakse ne kutlu sana mahsus nimetler alanını..
Günler geçer, geceler geçerdi; gün ne, gece ne bilmezlerdi
Ancak haram ayı geceleri yaparlardı uyku bayramı..
Yüzen atlar denizinin üstünden akar asker denizi,
Atlar dalga dalga deniz ileri, çoşkun kahramanları..
Onlar ki, koşar Allah’a doğru, yaşar Allah için;
Mahveder, kökünden söküp atar küfrü, şimşekten kılıçları..
Ne mutlu sana bana Ulu İslam Milleti, şuurların örgüsü;
Bize Yaratan verdi o sağlam, o yıkılmaz yapıyı..
Allah, bizi kendisine çağıranı, çağırınca kendisine,
O Peygamberlerin oldu, bizse ümmetlerin başı..
Bir arslanın nasıl ürkerse koyunlar sesinden, heybetinden,
Öyle perişan etti. O’nun çıkış haberi, inkar yobazlarını..
Peygamber terketmedi savaş alanını; düşman,
Çevrilinceye dek göğdelere, kasap çengellerine asılı..
Düşmanların gözü hep kaçışta olurdu savaşlarda;
Kol ve bacakları kıskanırlardı, kargaların kapıp kaçtığı..
Onlarla kurtuldu yalnızlıktan İslam Milleti, Dini;
Sanki yadellerden döndü, yurdunu buldu, sıla yaptı..
Allah, ordusuyla koruyacak, varlık var oldukça O’nu;
O, dul ve yetim, babasız ve sahipsiz olmadı..
Her biri bir dağdır savaşta, onlara çarpan, onlarla çarpışanlara
“Savaş meydanında ne gördün?” diye sor, düşmanlarına sor onları..
Bedire sor, Huneyne sor, Uhuda sor.. Sor bütün savaş alanlarına;
Kesin sonuç alışta, zaferde onlar mı üstündü,
yoksa kendi işinde veba mı?..
Kıpkırmızı çıkaranlardır kapkara vücutlara sokup
Yıldırımdan da çabuk, bunlar ak çelik kılıçları..
Onlar sanki kâtip, süngüler de kalemleriydi
Ve vücutlarda bir tek harfi bile noktasız bırakmazlardı..
Silahla donanmışlardır ve yüzlerinden tanınırlar
Seçilirken ilk bakışta nasıl hemen seçilirse ağaçlar içinde gül ağacı..
Her biri silahları içinde saksı içindeki gonca gibi;
Zafer rüzgarları sana armağan eder kokularını…
Dağlarda fışkıran çamlar gibi birden zuhur ederler atlar üstünde;
Kolanların ilmeklerin sıkılığı değil dimdik tutan onları, yüreklerin, bileklerin sağlamlığı..
Kalpleri, dudakları uçukladı korkudan düşmanların
Ayıramaz oldular kahramanı koyundan, kardan karanlığı,
kargadan kartalı..
Onlara bir ormanda rastlayan aslan bile uslanırdı,
Çünkü beraberlerindeydi Peygamberin zaferi ve duası..
Yok dostundan tek kişi yardımını görmesin,
Düşmanından tek kişi yemesin tokadını..
Dinin kanatlarını gerdi ümmet üstüne;
Gözlerden saklar orman aslan yuvalarını..
Ne felsefe, ne mantık durup dayanabildi,
Kur’an’ın karşısında. Fikir gecelerini ışıttı aydınlığı..
Yeter sana peygamber mucizesi, okumamışken bilgisi;
O “cahiliyet” çağında, öksüzlük de üste, terbiye ve ahlâkı..
O’nu öğer öğerim, yorulmam ve usanmam. Affa sebep umarım;
Şairlikle, devlet memurluğuyla geçen ömrün bütün suçlarını..
Boyna bir boyunduruk bunlar: Korkulu son hazırlar.
Sürüklediler beni; sanki ben kurbanlık bir deve, onlar ipi halkası..
Ah! Çocukluk etmişim; harcamışım kendimi bir ömür boyu:
Bir ömür boyu, toplamış, devşirmişim suç ve pişmanlıkları..
Bir de düşün nefsimin ticaret zararını,
Bir an duraklamadan din satıp alan dünyayı..
Ismarlama yerine hazır eşya düşkünü;
Parayı peşin alıp yiyen, malı boyuna borçlanan imalatçı..
Gerçi günah işliyorum ama dönmüş değilim O’na verdiğim sözden,
Kopar cinsinden değil gönlümün bağı..
Söz vermiştir kurtaracaktır, adıyla çağrılanı..
Ve beni O’nun adıyla çağırırlar..
Ve insanlık içinde kim olabilir, O’ndan çok sözünde duranı..
Yarın hesap gününde tutmazsa O elimden:
Sen benim için de: Vay sana!
Hey sonsuz kayan adam, uçurumlar kurbanı..
Haşa! O, mahrum etmez yardımından isteyeni;
Koğmaz konu komşuyu, soğuk karşılamaz kendine sığınanı..
Düşüncemi, şiirimi O’nu öğme yoluna koyduğum günden beri,
O oldu benim için koruyucular koruyucusu, kurtarıcılar kurtarıcısı..
Lütfunu esirgemez en dar elden bile O.
Çünkü: Yağmur ihmal etmez çiçeklerle süslemekte
su tutmaz yalçın dağ uçlarını..
Gözüm yok, bu dünyanın parasında pulunda, zerresinde.Bu türlü zehirleri..
İki avucunu açıp toplar ancak, Herem’in öğücüsü şair Züheyr takımı.
Ey insanların en iyisi!. En üstünü! Yalnız sana sığınılır,
Herkes için geçerli, kimsenin kurtulamadığı vakit kapıyı çaldı mı..
Allah’ın Resûlü, beni de bürümeye, örtmeğe yeter kurtaran örtün..
Göründüğü o gün, öç alan adıyla Yaratıcı..
Bu dünya ve öte dünya, senin bağış bolluğundan örnekler;
Levh ve kalem bilgisinin bilgindedir kaynağı..
Nefsim! Düşme umutsuzluğa büyük günah işlemişlik yüzünden..
Mutlak bağışlayan yanında, değil büyüğü küçüğünden farklı..
Nefsim! Düşme umutsuzluğa büyük günah işlemişlik yüzünden..
Mutlak bağışlayan yanında, değil büyüğü küçüğünden farklı..
Günahların büyüklüğüne göre gelir, o ne kadar büyükse o daha da büyük olur,
Umulur ki, dağıtılırken kullara Yaratanın acıyışı..
Rabbim! Yalvarışlarımı döndürüp çevirme bana geri;
Rahmetinden elverir bir rakam eklemeden, kapama hesabımı.
Rabbim! Bu kuluna yardım et, bu dünya ve öte dünyada.
Korkulu olaylar ve durumlarda yok bir parçacık olsun dayanıklığı..
Rabbim! İzin ver çözülsün ebedî salavat bulutları bir kez daha..
Boşansın Resûl üstüne sel sel, sicim sicim “Selam! Selam” yağmurları..
Ailesi üstüne, arkadaşları ve bağlıları üstüne bir kez daha.
Yaşasın bir kez daha, o sana en yakın, eli açık, gönlü ipekten yumuşak, içleri pırıl pırıl yolunun uluları..
Ban ağacının yaprağını, göğdesini titrettikçe tiril tiril Bad-ı Sâba,
Kızgın çöllerde ürpettiği sürece develeri devecinin şarkıları..
Paylaş:
Okumak isteyebilirsiniz
Her türlü maddi sıkıntılar için 41 günde 41 Vakıa süresi(Her gün 1 artırarak)Cinlerden korunmak ve kurtulmak için kaside-i Bürde Cuma gecesi Kaside-i Bürde Dilek için Kaside-i Bürde felçli hasta için Kaside-i bürde kara deniz felakletleri ve deprem için Kaside-i Bürde Kaside-i Bürde okunuşu Maddi ve manevi dertlerden kurtulmak Kaside-i Bürde Peygamber Efendimizi rüyada görmek için kaside-i bürde Rızık genişliği için Kaside-i Bürde Sevgi kazanmak için Kaside-i Bürde Uzun ve huzurlu ömür için Kaside-i Bürde