Toplanıp Zikir edeceğiniz bir tekke yaptıracağım
Hicri 161 yıllarında yaşamış olan evliyatullahtan Ebu Haşim-i Sufi Hazretlerinin bir hayli kalabalık müridi vardı. toplanıp ibadet edecekleri bir yerleri yoktu.
Bir gün bir hıristiyan emir ava çıkmıştı. Yolda Ebu Haşim es-Sufi’nin müritlerinden iki kişinin birbirleri ile buluştuklarını gördü. Müritler musafaha yaptıktan sonra kucaklaştılar, orada oturdular, yanlarında yiyecekleri ne varsa ortaya serip beraberce yediler. Sonra da kırk yıllık ahbap gibi kucaklaşarak vedalaşıp ayrıldılar. Onların bu samimiyetle ülfet etmelerini seyreden hıristiyan emir hallerine hayret etmişti. Onların bu hareketi çok hoşuna gitmişti. Birbirlerinden ayrıldıktan sonra orada kalan müridi yanına çağırdı ve:
” Biraz evvel yemek yediğiniz, yemekten sonrada ayrıldığınız o adam kimdi?” Diye sordu.
Mürit:
” Bilmiyorum,” diye cevap verdi.
Emir yine sordu:
” Buluşmanızın sebebi nedir?”
Mürit:
” Herhangi bir şey değildi tesadüfen karşılaştık,” diye cevap verdi.
Emir yine sordu :
” Buluştuğunuz adam nereliydi biliyor musun?” dedi.
Mürit:
” Bilmiyorum,” diye cevap verdi.
Emir bu sefer:
” Sizin toplanıp sohbet edip ibadet edecek bir yeriniz var mı?” diye sordu.
Mürit ” Yoktur!” diye cevap verince hıristiyan emir daha fazla hayret etti. Bunlar birbirlerini tanımadıkları, daha evvel oturup sohbet etmedikleri halde, bu kadar kısa bir görüşme ile nasıl samimi olmuşlardı. Kendisi hıristiyan olmasına rağmen onların bu hareketinden çok duygulandı ve müride söz verdi:
” Sizin toplanıp zikir edeceğiniz bir tekke yaptıracağım,” dedi. Kısa zaman sonra da Şam’ın yakınında Ramle’de bir yer inşa ettirdi.
Bir zaman sonra hıristiyan emir de o tekkede Ebu Haşim es-Sufi Hazretlerinin müridi olarak hizmet etti. İnsanlar birbirlerini tanımasalar da, ruhlar birbirlerini tanımaktadır. Alem-i Ervah’ta tanışıp görüşmektedirler. Dünyada da her ikisi birbirlerinden memnun olurlar, yani ikisi de iman etmiş olurlarsa anlaşıp kaynaşmaları çok kolay olur ve samimi olmamaları için hiçbir maddi menfaat gerektirmez.
Okumak isteyebilirsiniz
Dinine imanına bir güreş tutalım mı?