Yaşanmış gerçek bir hikaye
Allah kimseye böyle acı yaşatmasın
Yaklaşık 10 yıl önce yaşadığım bir olayı paylaşmak istiyorum.Tekirdağ Şarköyün kızılca terzi köyü denilen bir sahil kasbası var.
Kızılcaterzi köyü;Çevresinde bulunan eski yerleşim birimlerine bakıldığında Kızılcaterzi Köyü’ nün bulunduğu bölgenin çok eski bir tarihi bulunmaktadır.
Buruneren Çiftliği ve Karadutlar mevkiinde İ.Ö. 6000-3000 yıllarına ait yerleşim yerlerinin tespit edilmesi ve bu yerleşim yerlerinde
bulunan kalıntılar Kızılcaterzi Köyü’nün eski bir tarihe sahip olmasının en büyük kanıtıdır. Bu yerleşmelerde bulunan, o zamanlar savaşlarda
kullanılan taş baltalar şu an Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergilenmektedir.
Kızılcaterzi Köyü ismini, Gazi Süleyman Paşa’ nın silah arkadaşı olan Terzi Baba’ dan alıyor. Terzi Baba, Gazi Süleyman Paşa’nın Rumeli’ ye
geçişi sırasında, savaş esnasında, bu köyde vurularak şehit oluyor ve buraya gömülüyor. Şehit Terzi Baba’nın mezarı 1941 yılında
Osman Orhan tarafından yaptırılarak türbe haline getirilmiş. İnsanlar bu türbeye gelerek, mum yakıp dilekte bulunuyorlar.yani GACAL köyüdür.
Bu köyün yaklaşık 3 km.ilerisinde sahilde yeni yapılmış 2 katlı yazlıklar satıldığını gazeteden okudum.gazete ilanlarını takip etmeyi severim.
O ara bütçemize uygun bir yazlık almak istiyordum.Fiyatı da uygundu.bir hafta sonu eşimle birlikte 8 yaşında olan oğlumu da aldık bu yeri görmeye gittik.
Yer güzel di hoşumuza gitti.Ama henüz tam olarak tamamlanmamıştı.Üç katlı bir bina alt katta bir oda bir salon,banyo ve mutfak vardı.Ayrı bir kapıdan da üst kata çıkılıyor.
Üst kat dublex ti.Alt katta amerikan mutfak ve salon, banyo ve bir oda,içerden merdivenle yukar çıklıyor,yukardada bir yatak odası ve teras vardı.
Bize evi gösteren yetkili kişi 10 güne kadar tamamlanacağını söyledi ve garanti verdi. istanbula döndük,ama aklımız da yatmıştı.
Bir kaç gün sonra karar verdik almaya, istanbuldaki satış yerlerine eşimle gittik bazı işlemleri yaptık.Benim iş yerim oraya yakındı.O zamanlar cep tetefonu bu günkü gibi çoluk çocuk ellerinde değil tek tük kulallanalar vardı.O gün görümcem defalarca benim işyerimi arayıp bize ulaşmaya çalışmış ama biz yoktuk.dedimya cep telefonu olsa ulaşacaktı.
Benim işyerine eşimle birlikte döndük.tam o sırada eşim bir kaç gün önce gördüğü bir rüyayı
bana anlatıyordu,”satış işlemlerini yapmak için gittiğimiz yere sanki ben daha önce gittim ve o adamları da tanıyorum diyordu.”
”
Ben” imkansız canım oraya hiç gitmedik ve o adamları da hiç görmedik” dedim.O an ” ben bir kaç gün önce burayı rüyamda gördüm zeynep şimdi hatırladım ” diyordu.
tekrar ” ama buraya gittik işlemi yaptırdık” sonrasında bir telefon geldi ve çok üzüldük, inşallah hayırdır” dedi.tam sözü bitti bana bir telefon geldi.
Görümcem “zeynep Annnem trafik kazası geçirdi hemen gelin” diyordu.Eşim ve ben çok şaşırdık ve sevincimiz kursağımızda kaldı.Neyse çok önemli bir şey olmamıştı.
Haziran ayı başlarında evimizin bittiğini haber vererek,Taşınabileceğimizi bildirdiler.Hafta sonu toplandık işyerinden arkadaşalrımla birlikte Kızılcaterzi köyü sahiline gittik.
Eve çıktık eşyalar taşınacak.Bir ne göreyim evde ne lavabo konmuş,ne tuvalet, o gece orada kalacağız.Su bile yok.
Ne yapacağımızı şaşırdık.sağdan soldan kovalarla su aldık evi biraz tozdan arındırdık.İşyerinden arkadaşım Kulakları çınlasın “Gülistan ” bana moral verdi
Ertesi gün ben hala evi yerleştirmeye çalşıyorum,eşimle oğlum da denize gitmek istediler.ve gittiler aradan daha 10 dakika geçmeden,geri geldiler,Oğlum çok korkmuştu. Canım benim nefes nefese “Annne Anne Zeynel abi boğuldu Zeynel abi boğuldu “ diye bağırıyordu.Arkasından eşim geldi.
Alt katımıza da , henüz taşınmış bir aile vardı.Aileninde yeni evli bir oğlu vardı.Henüz doğru dürüst tanışmamıştık bile.Su olmadığı için,aralardaki çeşmelerden su alırken tanışmıştım.
.Eşim anlattı.” evi temizlemişler terlemişler çocuğun adı Zeynel miş babası ile birlikte beraber denize girdik, biz kenardaydık. Çocuk yüzüyordu.bize el sallıyordu, birden kayboldu. babası bağırdı herkes koştu ama bulunamadı”
Ne kadar üzüldüğümü ve korktuğumu anlatmak imkansızdır.birden soğumuştum evden.
Sanki eşimin gördüğü rüya etkisini gösteriyordu.Hele oğlum yavrum benim titriyordu.Onu sakimleştirmek için ne demeliydim hiç aklıma gelmiyordu.
Aşagıda bağırıklar,çığlıklar, ağıtlar sanki kıyamet kopmuş gibiydi.Hiç kolay değildi can larını kaybetmişlerdi,henüz 21 yaşındaydı çocuk.Çok tatlı da bir eşi vardı.Üstelikde kaçmışlardı.Çeşmenin başında “abla askere gidip gelmeden bu kızı almayız dediler bende kaçırdım”
Ambulanslar,jandarma dolmuştu evin önüne, sonra arama ekipleri bulmuştu çocuğu ama yaşamıyordu.
O evde lik günümüz böyle geçmişti ama soğumuştuk evden hemen geri döndük.Yaz tatili iznimi alınca gidip bakalım dedik,bir kaç komşu da taşınmıştı.kaynaştık iyi insanlardı ,onlarda istanbuldan gelmişleridi ve çok cana yakın ve sıcak insanlardı. O günkü olayı ne ben, ne eşim, nede oğlum hiç unutamamıştık.Orada yaşıyorduk ama, hep bir sıkıntı vardı içimiizde.Bir kaç sene komşularımızın ısrarryla kaldık, iyi ve güzel günlerde geçirdik.
Ama daha sonra sattık o evimizi,komşularımdan ayrıldığım için üzgündüm ama, o ilk gün yaşadığımız
acı olay evden bizi soğutmuştu.
O günden sonra alt katımıza o aile hiç uğramadı,sonradan duyduğuma göre çocuğun Annesi aklını yitirmiş, eşi de çok hastalamış.
Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın diyorum.Bu olay beni çok etkilemişti, hala aklıma geldikçe içim acır.